MuhtarAbi.com

Hollanda’daki 29 Ekim Seçimleri: Siyasi Dengeleri Değiştiren Sonuçlar

Yazar: Yavuz Hakkı Bilir Yavuz Hakkı Bilir 33 görüntülenme
Hollanda'daki 29 Ekim seçimleri siyasi dengeleri nasıl değiştirdi? Sonuçlar, etkileri ve analizler bu içerikte. Detaylar için hemen okuyun.

29 Ekim tarihinde Hollanda’da gerçekleştirilen parlamenter seçimler, Avrupa siyaseti üzerinde önemli bir etki bırakmayı sürdürüyor. Geert Wilders liderliğindeki aşırı sağ ve İsrail yanlısı söylemleriyle tanınan Özgürlük Partisi (PVV), seçimlerde büyük bir gerileme yaşarken, merkez solun dikkat çeken partisi Demokratlar 66 (D66) ise sürpriz bir şekilde öne çıktı. Bu sonuçlar, Siyonist ve aşırı sağ yapıların Hollanda’da giderek zayıfladığını gösteriyor ve Avrupa’daki siyasi güç dengelerini yeniden şekillendiriyor.

Wilders’in partisi seçimlerde elde ettiği oy oranını önemli ölçüde düşürdü ve 11 sandalye kaybetti. Buna karşılık, D66 oylarını %10’un üzerinde artırarak tarihinde görülen büyük sıçramalardan birini gerçekleştirdi. Seçim öncesinde, meclis oturumlarında yapılan açıklamalar, ülkedeki İsrail karşıtı eğilimlerin güçleneceğine işaret ediyordu. Örneğin, D66 milletvekili Jan Paternotte’nin Gazze’yle ilgili sözleri, çeşitli kesimler tarafından, Hollanda siyasetinin merkezinde İsrail yanlısı bir duruşun hakim olacağı şeklinde yorumlandı.

Dış Politika ve Yeni Dönem

Seçim sonuçları, Hollanda’nın İsrail ve Filistin politikalarında da yön değiştirilmesine zemin hazırlıyor. Birçok siyasi parti, Filistin’in resmen tanınmasını destekliyor ve olası yeni koalisyon hükümetinin Avrupa Birliği içinde İsrail’in Gazze’deki operasyonlarına karşı daha sert tutum almasını öngörüyor. Özellikle, Wilders’in koşulsuz destek verdiği İsrail politikasına yöneltilen eleştiriler geniş kitlelere ulaşıyor. Pew Araştırma Merkezi’nin yaptığı araştırma, Hollandalıların %78’inin Netanyahu’ya olumsuz baktığını ortaya koymuştu; bu da ülkedeki genel eğilimin değiştiğine işaret ediyor.

Filistin’e dair tutumlar ise meclisteki çeşitli partilerde daha fazla dayanışma ve tanıma yönünde. Özellikle Yeşil Sol – İşçi Partisi (GL-PvdA) gibi muhalefet partileri, Filistin devletinin resmen tanınmasını savunuyor ve bu noktada hükümet politikalarında farklı bir yaklaşım sergiliyorlar. Bu gelişmeler, Hollanda’da İsrail işgaline ve bölgedeki gelişmelere karşı daha güçlü bir duruşun oluştuğunun göstergesi.

Koalisyon ve Aşırı Sağın Geleceği

Seçim sonuçlarından sonra oluşacak hükümet koalisyonunda PVV’nin yer alma olasılığı oldukça düşük görünüyor. Merkez sağdaki VVD ve Hristiyan Demokratlar (CDA), Wilders’le iş birliği yapmayı tercih etmiyor ve yaklaşan süreçlerde onu hükümette görmek istemiyorlar. Bu durum, aşırı sağın parlamentoda temsil edilmesine rağmen politik arenadan dışlanması anlamına geliyor ve böylece aşırı sağın izolasyonu ile İsrail yanlısı politikaların etkinliği azalıyor.