41,8500$% 0,23
48,6799€% 0,44
5.641,52%1,31
9.494,00%1,49
37.858,00%1,54
10.456,76%1,36
İki yılı aşkın süredir devam eden çatışmalı sürecin ardından imzalanan ateşkes, bölgedeki tansiyonu düşürmekle birlikte tam anlamıyla bitmiş değil. İsrail tarafından Gazze üzerindeki hava saldırıları durdurulabilirken, Esir ve Tutuklu Takası anlaşmasıyla bölgedeki bazı gerginlikler hafifledi. Ancak, çatışmaların izleri silinmiş değil ve bölgedeki silahlı güçler arasındaki gerilim devam ediyor.
Gazze’deki silahlı çatışmaların şiddeti artarak devam ediyor ve bazı aşiretler ile gruplar arasında yaşanan çatışmalar tansiyonu yükseltmeye devam ediyor. Hamas, yaptığı açıklamalarda, “Gazze’yi huzursuz eden ve iş birliği yapan unsurlardan temizlemek için 7.000 savaşçının görevlendirildiğini” belirtti. Bu açıklama, bölgedeki yeni güç dengelerine işaret sahiplerinin sayısında önemli bir adım olarak görülüyor.
Gazze İçişleri Bakanlığı’nın duyurusuna göre, hafta sonunda yaşanan çatışmalarda 8’i Hamas üyesi olmak üzere en az 27 kişi hayatını kaybetti. Bu ölümler arasında, bölgedeki çatışmaları yakından izleyen ve 28 yaşında genç bir Filistinli gazeteci olan Salih el Caferavi de bulunuyor. Bu tür olaylar, bölgedeki gerilimin sürdüğünü ve silahlı unsurlar arasında devam eden çatışmaların halkın günlük yaşamını ne kadar etkilediğini gösteriyor.
İslami Direniş Hareketi Hamas’ın açıklamasında bahsedilen ‘haydutlar ve iş birlikçiler’ kimlerdir? Bu tanım altında hangi yapılar ve aşiretler yer almakta? Hangi güçler İsrail’i destekliyor ve bölgedeki dengeleri nasıl etkiliyor? Bu sorulara yanıt bulmak için uzman analizlerine başvuruyoruz. Güvenlik ve strateji uzmanları, bölgenin mevcut yapısına dair detaylı bilgiler paylaşıyor.
Pazar günkü çatışmalarda öne çıkan grup, bizim de dikkat çektiğimiz gibi, Doghmush aşireti. Gazze’de çeşitli siyasi fraksiyonların üyeleriyle görünen aşiretin lideri Momtaz Doghmush’un geçmişi karmaşık. 2006’da İsrailli asker Gilad Shalit’in kaçırılmasında rol aldığı ve DEAŞ’a bağlılık iddialarıyla tanınıyor. Ancak, son zamanlarda yaşanan çatışmalar ve bölgedeki gelişmeler ışığında, aşiretin İsrail tarafından desteklendiğine dair iddialar da ortaya atıldı. Gazze içinden gelen kaynaklar, aşiretin bağımsız hareket ettiğini ve bölgede ciddi bir güç olarak varlığını sürdürdüğünü belirtiyor.
21 Eylül ayında, aşiretin lideri Nizar Doghmush, Los Angeles Times’a yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun kendileriyle iletişime geçtiğini ve bölgeden yardımlar talep ettiğini aktarmıştı. Ancak, bu talebin reddedildiğini ve ardından bölgedeki ekonomik ve insani durumu ağırlaştıran hava saldırılarının başladığını ifade etti. Doghmush’a göre, İsrail’in bu hamleleri, aşiretin bölgedeki varlığını ve hareket kabiliyetini sınırlandırmak amacı taşıyor.
Gazze’de, İsrail tarafından desteklendiğine kesin gözüyle bakılan ve bölgedeki kriz ortamını sürdüren diğer önemli güçler de bulunuyor. Bunlardan biri, Halk Güçleri. Tarabin Bedevi aşiretine bağlı olan bu örgüt, lideri Yaser Ebu Şebab aracılığıyla hareket ediyor. Ebu Şebab’ın Facebook sayfasında paylaşılan fotoğraflar, onun bölgede aktif olduğunu gösteriyor. İlk başta Hamas’a karşı faaliyet gösteren bu grup, zaman içinde Hamas ile çatışmalara da girdi. Dış destek ve bölgesel çıkarlar doğrultusunda hareket eden güçler, öncelikle bölgedeki güç dengesini kendi lehlerine çevirmeye çalışıyor.
İsrail basını da, El Estel adlı başka bir aşireti ve onun lideri Husam el Estel’i gündeme getiriyor. Bu grupların, Hamas’a karşı çeşitli çatışmalara girdikleri ve bölgesel güç dengelerinde aktif rol almaya çalıştıkları biliniyor. El Estel’in boyutları ve bağlı olduğu ağ hakkında detaylar, İsrail ve bölge medyasına yansımakta ve bu güçlerin hareketlerini yakından izlemek mümkün olmaktadır.
Bu parçalı yapıya baktığımızda, birkaç temel noktada birleşen ortak noktalar göze çarpıyor. Güvenlik uzmanları, bu grupların çoğunun ortak noktasının uyuşturucu ve kaçakçılık faaliyetleri olduğunu vurguluyor. İbrahim Keleş, bu güçlerin çoğunun, İsrail ile iş birliği yaparak bölgede kendilerine alan açmaya çalıştıklarını ve uyuşturucu ticareti üzerinden finansman sağladıklarını iddia ediyor. Ayrıca, bölgedeki güçlerin, İsrail’in vekil güçleri veya proxy’leri olarak hareket ettiği görüşü yaygın. Bu, özellikle haber ve analiz raporlarına yansıyan bir değerlendirmedir.
İsrail’in, çatışmalı süreçler ve ateşkesler sırasında, bölgedeki güçleri kullanmak ya da yönlendirmek şeklinde taktikler uyguladığı biliniyor. Özellikle, bir güç boşluğu yaratmak ve halkın güvenlik algısını zayıflatmak amacıyla, bölgedeki paramiliter güçleri aktif kılmak. Bu durum, bölge güvenliğini tehdit ediyor ve sürekli bir belirsizlik ortamı yaratıyor.
Uzmanlara göre, bölgedeki güvenliğin sağlanması ve istikrara kavuşturulması amacıyla acil olarak birkaç adım atılması gerekiyor. Bunlardan biri, Gazze’de geçici bir yönetim kurulu kurulması ve polis gücünün güçlendirilmesi. Bu noktada, uluslararası toplumun ve uluslararası güvenlik güçlerinin aktif katılımı şart. Ayrıca, bölgedeki güvenlik güçlerinin ve özel görev birliklerinin en kısa sürede bölgeye yerleştirilmesi ve İsrail’in aşırı müdahalelerine karşı caydırıcı bir yapı kurulması önem taşıyor.
İnsanlara insani yardım iletimi ve dağıtımında da önemli sorunlar yaşanabilir. Uzmanlar, yardımların güvenli ve koordineli bir şekilde taşınması için çok uluslu barış ve istikrar güçlerinin devreye girmesinin elzem olduğunu belirtiyor. Bu adımlar, bölgeye barış ve düzen getirilmesine katkı sağlayacaktır.
ABD Başkanı Donald Trump da, Gazze’de yaşanan gelişmelere ilişkin önemli açıklamalarda bulunuyor. Trump, kısa süre önce yaptığı açıklamada, Hamas’ın bazı çeteleri ortadan kaldırdığını ve bunların öldürüldüğünü belirtti.
Trump, “İlk başta, birkaç ciddi çeteyi ortadan kaldırdılar. Gerisi önemli değil, bu bir sorun değil” diyerek, bölgedeki durumu hafifletici açıklamalarda bulundu. Bu ifadeler, bölgedeki güçlerin daha fazla hareket alanı elde etmesini ve istikrar arayışlarını etkiliyor.
Yine de, uzmanlar ve bölge analizcileri, bu tür açıklamaların sadece görünürdeki gelişmeleri yansıttığını, gerçek hedeflerin ise bölgedeki karmaşık güç dengeleri ve bölgesel çıkarlar doğrultusunda şekillendiğini söylüyor. Gelişmeler, özellikle ateşkes ve barış planları bağlamında yakından takip edilmeye devam ediyor.
2025 Pasaport Güçlendirme Sıralamasında Asya Ülkeleri Zirvede