Engellilikte Mücadele ve Erişilebilirliğin Güçlendirilmesi Hikayesi

Seben Ayşe Dayı Yarar ve Serim Berke Yarar serebral palsili bir çift. Uluslararası engelli sempozyumunda tanışıp 2018’de birlikte üç aylık otostop yolculuğuna çıktılar. 2024’te de evlendiler. 6 Ekim Dünya Serebral Palsi Farkındalık Günü öncesinde onlarla buluştuk; çocukluklarını, ilişkilerini ve erişilebilirliğin önemini konuştuk.

İnsanların gündelik yaşamda karşılaştığı en büyük zorluklardan biri erişilebilirlik sorunlarıdır. Seben Ayşe Dayı Yarar ve Serim Berke Yarar, serebral palsi ile mücadele eden iki birey olarak, bağımsız ve özgür bir yaşam için yoğun çaba sarf etmişlerdir. Onların hikayeleri, engellilikle yaşamayı ve toplumsal engelleri aşmayı başarmanın aslında mümkün olduğunu gösteriyor.

Bahsedilen kişiler, engellilikle ilgili toplumsal önyargılara ve fiziki engellere rağmen, hayallerinden vazgeçmedi ve bu alanda farkındalık yaratmak adına önemli adımlar attılar. Hem kişisel deneyimlerini hem de sürdürülebilir çözümler geliştirme azimlerini paylaşmak için bu başarı hikayelerini aktaralım.

Sebep ve İlham Kaynakları

Seben Ayşe Dayı Yarar: Gazetecilik ve antropoloji yüksek lisansını tamamladıktan sonra, toplamda altı yıl boyunca kendi işini yürüten girişimci olarak, Erişilebilir Her Şey adlı sosyal girişimin kurucu ortağından biridir. Kendisi, erişilebilirlik alanında fark yaratmak isteyen projelerin öncüsüdür.

Serim Berke Yarar: Makine mühendisi olan Serim, tasarım ve mekân erişilebilirliği alanında çalışmalar yürütmekte, aynı zamanda amatör olarak davulcu olarak müzikle ilgilenmektedir. O da girişimin ortaklarındandır ve çeşitli projelerle erişilebilirliği çeşitli sektörlere taşımaya gayret etmektedir.




Serbest Koşulardan ve Ortak Anılar

Sebep ve Serim, ilk olarak uluslararası bir engellilik sempozyumunda tanışırlar. Toplantı, onların birlikte olmasına vesile olan deneyimlerin sadece başlangıcıdır. Daha sonra, ortak tutkuları olan müzik, sanata ve kültürel etkinliklere katılmak amacıyla birçok kez birlikte konserlere ve etkinliklere giderler. Bu deneyimler onların bağlarını güçlendirmiş ve birlikteliklerini pekiştirmiştir.

Bir keresinde, okul dönemi bittikten sonra gerçekleşen üç aylık otostop macerası sırasında karşılaştıkları zorluklar ve güzellikler, onların hayatına yeni bir perspektif kazandırır. Bu yolculukta, toplumun engelli bireylere karşı önyargılarını ve bilinçsizliklerini de görme fırsatı bulurlar.




Yaşadıkları Zorluklar ve Toplumsal Engeller

Seben: Yazlıkta kuzenleriyle oyunlar oynarken, hayatta fiziksel gelişim ve bağımsızlık için yoğun çabalar gösterdiğini anlatıyor. Aile desteğiyle birlikte, günlük hayatta karşılaştığı sorunlar ve mahalledeki 'yazık' düşünceleriyle mücadele etmek zorunda kalmıştır. Annesi onun kendi ayakları üzerinde durması için büyük çaba sarf ederek, dışarıdaki olumsuz algıları aşmaya çalışmış.

Serim: Kendi deneyimlerini aktarırken, okul söz konusu olduğunda yaşadığı adaletsizlikleri dile getiriyor. Fiziksel engellerden dolayı eğitime erişimde yaşadığı sıkıntılardan bahsediyor. Müdürlerinin “Engellisin, seni bu okulda okutmam” sözleri, toplumdaki algıların ne boyutta olabildiğini gösteriyor. Ailelerinin ve devletin engellilere karşı tutumlarını eleştiriyor.




Erişilebilirlik ve Farkındalık Yaratma Çabaları

Erişilebilir Her Şey: İki girişimci, etkinlikler ve organizasyonlar aracılığıyla farkındalık yaratmaya devam ediyor. Üniversitelerde ve çeşitli etkinliklerde konuşmalar yaparak, erişilebilirlik konusunda toplumu bilinçlendirmeyi hedefliyorlar. Özellikle Bozcaada Caz Festivali gibi büyük organizasyonlarda, erişilebilirlik çözümleri uygulayarak, bu alandaki eksiklikleri gidermeye çalışıyorlar.

Projeleri ile, farklı sektörlerde toplamda 70'ten fazla markayla işbirliği yaparak, erişilebilirlik çözümlerini gerçek hayata entegre ediyorlar. Bu çalışmalar, erişilebilirlik sorunlarının çözümüne katkı sağlar niteliktedir ve geniş kitlelere ulaşmayı amaçlar.

İstanbul Bienali ve Erişilebilirlik Çalışmaları

Sebep ve Serim, İstanbul Bienali kapsamında gerçekleştirilen erişilebilir turlar ve etkinliklerle, farkındalıklarını artırmaya devam ediyorlar. Artık bienal mekânlarında görme ve işitme engelliler için özel turlar düzenleniyor. Bu turlar, hem dokunsal materyaller hem de işaret diliyle erişilebilir hale getiriliyor.

Ürettikleri dokunsal eser replikaları ve ücretsiz turlar sayesinde, sanat ve kültür alanında erişilebilirliğin önemini vurguluyorlar. Ayrıca, toplumsal katılımın ve eşit hakların sağlanması için seslerini duyurmak istedikleri en önemli konu, toplumu engellilerin deneyimlerine yakınlaştırmak ve farkındalığı artırmaktır.