Darfur’daki İnsanlık Dramı: HDK’nin Katliam ve Kaçış Dakikaları

Sudan’ın Darfur bölgesinde, Cancavid kökenli Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) tarafından gerçekleştirilen vahşi saldırılar sonucunda ciddi insani dramlar yaşanıyor. El-Faşir şehrine girişlerinin ardından, bölgedeki haber kaynakları ve sosyal medya platformları üzerinden korkutucu görüntüler ve raporlar paylaşılıyor. HDK militanlarının, yerel halka karşı yürüttüğü şiddet ve infazlar, ölü sayısının binleri aşmasına neden oldu. Bu durum, Sudan’a uygulanan uzun süredir devam eden silah ambargosuna rağmen, HDK’nın nasıl bu kadar ağır silahlar ve insansız hava araçlarıyla donanabildiğinin de sorgulanmasına yol açtı. Birçok gözlemci, bu silahların kaynağında Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) olduğunu iddia ediyor.

İnsanlık Nefesini Tuttu

London merkezli El-Arabiya gibi uluslararası haber kuruluşlarına bilgi aktaran Sudan Doktorlar Sendikası Sözcüsü Muhammed Abdullah, ilk saatlerde yaşanan katliamda ölü sayısının 2000’i geçtiğini açıkladı. Abdullah, saldırıların üzerinden henüz iki gün geçmesine rağmen, gerçek can kayıplarının daha da fazla olabileceğini belirtti. Sosyal medyada yer alan görüntüler ve tanıklıklar, HDK militanlarının kişiler üzerinde büyük bir öfke ve kinle hareket ederek masum insanlara karşı acımasızca saldırdığını ortaya koyuyor. Aktivistler, yaşananların yalnızca bir katliam değil, adeta insanlık onurunun paramparça edilmesi anlamına geldiğini vurguluyorlar.

Güneyden ve İçerden Kaçışlar

Bir hafta öncesinde, El-Faşir’in yaklaşık 70 kilometre güneybatısındaki Tavila bölgesine yüz binlerce sivilin, ya yürüyerek ya da imkan bulabildikleri araçlarla kaçmayı başardığını hatırlatan Kızılhaç temsilcisi Patrick Yusuf, bu durumun dehşet verici boyutlarda olduğunu belirtti. Yusuf, uzun süredir kuşatma ve açlık ile mücadele eden sivillerin acilen uluslararası müdahale beklediğini ifade ederek, bölgedeki insani krizden sorumlu olanların sorumluluk alması çağrısında bulundu. Özellikle, HDK saldırılarından kaçan sivillerin ve yaralananların ihtiyaçlarının büyük olduğunu ekledi.

Dünya Sessiz Kalmadı

Yaşananların dehşeti, küresel liderler ve uluslararası kurumlar tarafından da güçlü bir şekilde protesto ediliyor. Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, HDK’nın saldırılarını ve sivillere yönelik işlenen suçları şiddetle kınadığını açıkladı. ABD’den ise, çeşitli siyasi figürler HDK’nın terör örgütü ilan edilmesi yönünde çağrılar yaparken, bazı senatörler yaptırımların artırılması gerektiğini belirtti. Bu gelişmeler, bölgedeki istikrarsızlığın ve çatışmaların uluslararası politikalardaki yankısını gösteriyor.

Görüntüler Kan Renginde

Uydu fotoğrafları, El-Faşir’in çeşitli kesimlerinde HDK militanlarının hendekler açıp, bazı alanlarda yüzlerce cesedin hayatta kalmaya çalışırken gösterdiği bu korkutucu görüntüleri ortaya çıkardı. Sokaklarda, kırmızı rengin belirgin olduğu ve bu rengin korkutucu bir şekilde sokaklara yayılan ve infaz edilen sivillerin cesetlerine işaret ettiği ifade ediliyor. İnsanlık tarihinin en kara sayfalarından biri olabilecek bu olaylar karşısında, bölgedeki yaşıyanlar ve insan hakları aktivistleri, bu katliamın temelinde ahlaki değerlerin yok edilmesini görüyorlar.

HDK’nin Kökeni ve İnsanlığa Düşen Gölge

Sudan’da devrik lider Ömer el-Beşir döneminde kurulmuş olan HDK, özellikle Darfur bölgesinde hızlı müdahaleler yapmak üzere ortaya çıktı. Bu paramiliter yapının temelini Cancavid toplulukları oluşturuyor. Ünlü Sudanlı yazar Baraka Sakin’in “Jungo” romanında anlatıldığı gibi, HDK üyeleri çoğu zaman ahlaki ve etik değerlerden yoksun, haydutlar gibi hareket ediyor. Sakin, bu yapıyı “Ahlak ve etik değerleri yok. Onlar haydut, hatta daha beterleri. Omuzlarında en önemsiz sebeplerle ateş eden tüfekler var. Merhamet kalplerinden sökülmüş. ‘Allahu Ekber’i saygıyla değil, kibirle söylüyorlar ve ‘Allahu Ekber’in anlamını bilmiyorlar. Onlar saf kötülük” sözleriyle tanımlıyor. Bu yapının insanlar üzerinde yarattığı korku ve dehşet, bölgedeki insani dramların en acil ve ciddi boyutlarını gözler önüne seriyor.