41,9952$% 0,27
48,7144€% 0,48
5.569,36%-5,21
9.744,00%-3,29
38.858,00%-3,29
10.467,20%-0,16
Ürdün sınırına yakın konumda, Dera il merkezine yaklaşık 40 kilometre ve Şam’a 140 kilometre uzaklıkta yer alan Busra, zengin tarihiyle bölgenin en önemli kültürel merkezlerinden biridir. Roma İmparatorluğu döneminden Osmanlı’ya kadar uzanan tarihî dokusuyla dikkat çeken şehir, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde uzun süredir korunmaktadır. Tarih boyunca farklı medeniyetlerin izlerini taşıyan bu antik kent, ziyaretçilerine zaman içinde bir yolculuk deneyimi sunuyor.
Kentin adı ilk kez MÖ 15. yüzyılda Mısır Firavunu Tutmosis’in kraliyet listelerinde geçerken, MÖ 14. yüzyıla ait el-Amarna tabletlerinde “Buzruna” olarak anılmaya başladı. Bu eski medeniyet merkezi, Roma döneminde Arabistan eyaleti başkenti olarak statü kazandı. Bizans dönemiyle birlikte önemli bir pazar ve dini merkez haline gelen Busra, 634 yılında İslam orduları tarafından fethedildi. Emeviler döneminde de kültürel ve dini açıdan yüksek öneme sahip olmaya devam etti. UNESCO listesinde yer aldığı süre boyunca, görkemli Roma tiyatrosu ve erken dönem İslam eserleriyle ziyaretçilere kapılarını açmaya devam ediyor.
Busra, tarih boyunca Mekke’den Şam’a ve Akdeniz limanlarına ulaşan ticaret yollarının kesişim noktası olarak stratejik bir öneme sahipti. Deve kervanlarının durak noktası olan şehir, Roma ve Osmanlı dönemlerinde bölgedeki önemli ticaret ve kültür merkeziydi. Çevredeki geniş tarım alanlarından getirilen ürünler, bu bölgeden daha büyük merkezlere taşınıyor, dolayısıyla şehir aynı zamanda bölgesel bir ticaret ve depo noktası görevi üstleniyordu.
Ayrıca, bölge Hz. Muhammed’in rahip Bahira ile karşılaştığı yer olarak da bilinir. Siyer kaynaklarına göre, genç yaşta gerçekleşen iki farklı seyahatinde Muhammed burada Rahip Bahira’nın dikkatini çekti. Bu karşılaşma, Muhammed’in ilerleyen peygamberlik yolculuğunun önemli dönüm noktası olarak kabul edilir. Günümüzde ise, bu manastırın kalıntıları tarihi ve dini önemini koruyor ve bölge ziyaretçilerine açıktır. Dün hâlâ ayakta kalan taş duvarlar, sütunlar ve apsis bu eski yapının izlerini gözler önüne seriyor.
Busra’da bulunan ve kutsal hatırası ile bilinen Mebraku’n-Nâka Camisi, bölgede öne çıkan dini yapıların başında gelir. Ziyaretçilerin ve bölge halkının manevi ihtiyacını karşılayan bu cami, geçtiğimiz yıllarda oldukça bakıma muhtaç hale geldi. İbn Battuta’nın seyahatname bilgilerinde de, burada Kur’an-ı Kerim’in ilk nüshasını taşıyan devenin çöktüğü ve o sırada muhafaza edildiği kayıtlara geçmiştir. Bu olaylar, bölgenin dini ve tarihî önemini vurgular niteliktedir.
Hicretten sonra Müslümanlar tarafından da sıkça ziyaret edilen Busra, Hz. Ebubekir döneminde Halid Bin Velid tarafından kuşatılmış ve barış yoluyla Osmanlı egemenliğine geçmiştir. Osmanlı döneminde bölgenin önemi azalmış olsa da, burada yaşayan bazı aşiretler ve yerel halk, bölgeyi kültürel ve dini açıdan canlı tutmayı sürdürmüştür. Üniversiteler ve uzmanlar, bölgenin restore edilerek turizme kazandırılması gerektiği yönünde görüş bildiriyorlar.
Busra, tarih boyunca Akad, Amori, Kenan ve Arami medeniyetleri ile Roma ve Bizans gibi büyük uygarlıkların etkisi altında kalmış bir kent. Bu çok katmanlı kültürel miras, ziyaretçilere zaman içinde bir yolculuk şansı sunuyor. Kenti çevreleyen Roma dönemine ait özellikleri taşıyan kalıntılar arasında Roma Tiyatrosu, Busra Kalesi, Serir Bint el-Melik Tapınağı, Zafer Kemeri ve birçok kapı bulunmaktadır. Roma tiyatrosu, 2. yüzyılda İmparator Trajan döneminde inşa edilerek yaklaşık 15 bin kişilik kapasiteyle bölgenin en önemli yapısı haline gelmiştir.
Yüzyıllar boyunca sur ve kulelerle güçlendirilmiş olan tiyatronun çevresi, Orta Çağ’da savunma amacıyla kullanıldı ve haçlı seferleri sırasında da aktif olarak hizmet verdi. Günümüzde ise, tamamen sağlam kalan bu Roma yapısı, tarihi yapılarıyla bir açık hava müzesini andırıyor. İşte, bölgedeki bu gizemli ve zengin tarihi kalıntılar, ziyaretçilere zamanda bir yolculuk yapma fırsatı sunuyor. Ne yazık ki, gizlice ve savaşlar sırasında bazı yapılar zarar gördü, ama yeniden düzenlenerek turizm ve koruma çalışmalarının artmasıyla tekrar canlanabilir.
Busra, iç savaşlar ve bölgesel çatışmalar sırasında önemli bir direniş ve gösteri merkeziydi. 2011’den itibaren yapılan barışçıl mitingler ve gösteriler, bölgedeki halkın özgürlük ve hak mücadelesinin simgeleri oldu. Ancak, iç savaşların şiddetlendiği dönemlerde, rejim güçleri tarafından yoğun saldırılara maruz kaldı. Bu saldırılar sonucunda, antik tiyatro ve diğer tarihi yapıların büyük bir kısmı zarar gördü. Günümüzde, bölgenin yeniden turizme kazandırılması ve kültürel mirasın korunması, bölge sakinlerinin ve uzmanların önceliği haline gelmiş durumda.
Çocuklarda Sosyal Medya Kullanımının Bilişsel Etkileri ve Ebeveyn Tavsiyeleri