Al Pacino ve Diane Keaton’un Aşk Hikayesinde Derin Pişmanlıklar ve Hayatın Sürprizleri
Sinemanın yaşayan efsanelerinden biri olarak kabul edilen ünlü oyuncu artık 80'li yaşlarında... Farklı ilişkilerinden çocuk sahibi olsa da bugüne kadar hiç evlenmedi. Zaten evliliği "acılar trenine" benzettiği için de bu konudaki inadını hiç kırmadı.
Hayat bazen gerçekten de film gibi olaylarla doludur; yaşamın kendi senaryosu, aşk ve pişmanlıklar arasında geçen bir hikâye. Bu hikâyede, gençlik yıllarında yaşamı sevdiği kadınla birlikte olmayı hayal eden bir adamın, yıllar sonra yaşadığı büyük pişmanlık ve duygusal çatışmaları unnaşıyoruz. O, aşkını kaybettikten sonra bile onunla ilgili hayallerden vazgeçmedi ve zamanla iç dünyasında derin bir özlemle büyüdü.
Gerçek hayattan alınmış bu olaylar, televizyon ve sinema dünyasının ünlü isimlerinin karmaşık ilişkileriyle birleşiyor. 1974'ten 1990'a kadar süren ve büyük aşklarını barış ve ayrılık arasında geçen bir dönem anlatıyor. Diane Keaton ve Al Pacino'nun ilişkisi, Hollywood'un en unutulmaz aşk hikâyelerinden biri olarak kabul ediliyor. Ancak, Keaton'un evlenme çağrısı ve Pacino'nun evlenmeye yanaşmaması, aşkın siyasi ve kişisel sınırlarını da gözler önüne seriyor. Keaton'ın ölümünden sonra, Pacino’nun iç dünyasındaki pişmanlık ve hatıran bölümleri, aşkın ve hayatın ne kadar kırılgan olabildiğini gösteriyor.
Yaşadığı Olsun, Ama Kalplerde Kalacak
85 yaşındaki Al Pacino, gençlik yıllarındaki aşkı Diane Keaton'la ilgili anılarını hiçbir zaman unutmadı. Bir yakın kaynak, onun iç dünyasında hep Keaton'ın özel bir yeri olduğunu ve büyük bir pişmanlıkla bu aşkı kaçırdığını belirtiyor. Pacino'nun, hayattayken bile ona duyduğu saygı ve sevgiyi anlatan birçok söz duyuluyor. Aynı zamanda, Keaton'ın onun hayatındaki yeri ve bu ilişkinin ona kattıkları, ikilinin hayatını şekillendiren unsurlar arasında yer alıyor. Keaton da 2017'de yaptığı bir röportajda, aslında içten içe Pacino ile evlenmek istediğini ama bu hayalini gerçekleştirememenin burukluğunu dile getirmiştir. Evlenmek yerine, ilişkinin doğal gelişimine bırakan iki ünlü isim, zamanın akışına direnememiştir.
Gelecek ve Sonsuz Pişmanlıklar
Pacino'nun hayatındaki en önemli gelişmelerden biri, torunu ve sevgilisi Noor Al Fallah ile yaşadığı ilişkidir. Aynı zamanda, oğlu Roman’ın annesiyle yaşadığı bu bağ, onun yeni başlangıçlar yapmasına vesile olmuş olabilir. Ancak, söylentilere göre, Pacino yeniden eski sevdiğiyle barışmak ve ilişkisini güçlendirmek isteyince, bu da hayatında yeni bir sayfa açmaya çalıştığını gösteriyor. Onun yaşına rağmen hâlâ çekici ve karizmatik görünen Pacino’nun çeşitli ilişkiler yaşaması, hala gençlik enerjisini koruduğunun kanıtı olarak yorumlanıyor.
Evlilik ve Hayat Felsefesi
Oyuncu, geçtiğimiz yıl yayımlanan "Sonny Boy" adlı kitabında evlilik hakkındaki görüşlerini dile getirmiştir. Ona göre, evlilik çoğu zaman acılar treni gibi, birilerine göre uygun olsa da, kendisi açısından pek de tercih edilen bir durum değildir. Pacino, bu konuyu anlatırken, "Her şey bu tramene binmekle başlar ve sonunda hiçliğe gider" sözleriyle evliliğin getirileri ve götürülerine dikkat çekiyor. O, hayatta kendine uygun bir yaşam biçimini benimsemiş ve bu doğrultuda ilerlemeye devam etmektedir; çünkü ona göre, kendisinin en doğru tercihi bağımsızlık ve özgürlükten yana olmaktır.