DOLAR

41,9342$% 0,24

EURO

48,8198% 0,45

GRAM ALTIN

5.374,24%-3,07

ÇEYREK ALTIN

9.228,00%-3,52

TAM ALTIN

36.799,00%-3,52

BİST100

10.848,39%-0,85

Sabah Vakti a 02:00
İstanbul PARÇALI BULUTLU 22°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
  • MuhtarAbi
  • Genel
  • Toplumsal Cinsiyet ve Çocuk Hakları Üzerine Derin Bir Analiz
Güncellenme - 7 Eylül 2025 04:25
Yayınlanma - 7 Eylül 2025 04:25

Toplumsal Cinsiyet ve Çocuk Hakları Üzerine Derin Bir Analiz

Boğaziçi Üniversitesi’nde öldürülen Hilal ve Mersin’de terk edilmiş bir otomobilin içinde cansız bedeni bulunan Hiranur... Biri 15, diğeri 16 yaşında. Her iki mağdur çocuğun ardından yapılan sosyal medya paylaşımları endişe verici. Çocukların, ölümlerinden kendilerinin sorumlu tutulmalarına kadar varan ‘mağdur suçlayıcı’ yorumların tehlikelerini avukatlara sorduk.

Geçen hafta Türkiye’nin gündeminde iki üzücü olay yer aldı: Kız çocuklarının yaşamını yitirmesi, toplumda büyük yankı uyandırdı. İlki 30 Ağustos akşamı gerçekleşti; 15 yaşındaki Hilal Özdemir, erkek arkadaşı tarafından silahla vurularak kaybedildi. Diğerini ise 1 gün sonra haberlerde gördük; 16 yaşındaki Hiranur Aygar, park halinde bir araçta ölü bulundu ve olayla ilgili soruşturma devam ediyor. Bu olaylar, hem ülke genelinde hem de sosyal medyada geniş kapsamlı tepkilere neden oldu.

Ancak bu trajedilerin ardından paylaşılan bazı içeriklerde mağdur çocuklara karşı olumsuz ve suçlayıcı yaklaşımlar dikkat çekti. “Mağduru suçlayan” söylemler, özellikle genç kızların yaşam tarzı, kıyafetleri ve davranışları üzerinden kamuoyunda haklılık iddiası arayışına dönüşmüş durumda. Toplumun büyük bir kesimi, mağdurların suçluluğu veya suçsuzluğu hakkında yargıya varmadan önce yaşananlara farklı gözlerle bakmak zorunda kalıyor; çünkü bu tip yaklaşımlar moral ve etik değerlerle çatışmakta.

Mağdur Suçlayıcılığı ve Toplumsal Tavır

Avukat Beste Demir Keki, mağdur suçlayıcılığını “toplumun mağdur olan kadını sorumlu tutmak suretiyle, onun davranışlarını veya görünüşünü suçun gerekçesi yapması” şeklinde tanımlıyor. Bu yaklaşımda, mağdurun ‘namus’ ve ‘edeplilik’ gibi toplumsal kalıplara uygun hareket edip etmediği sorgulanır, uygun değilse suç onun üzerine yıkılır. Bu durum, suçun failinden çok mağduru sorumlu tutan bir toplumsal yargıya işaret eder ve failin suçunun hafifletilmesine neden olur.

Mağdur Suçlayıcılığı ve Toplumsal Tavır

İzleyen zamanda, bu suçlayıcı tutumlar sadece bireysel değil, aynı zamanda sistematik bir mağduriyet oluşturur. Sosyal medyada mağduru suçlayan paylaşımların artması, mağdurun mahremiyetinin ve onurunun ihlal edilmesine yol açarken, uzun vadede psikolojik ve toplumsal sürdürülebilirliği de tehdit eder. Bu içerikler, mağdurun “unutulma hakkını” elinden alırken, yaşam biçimini olumsuz etkileyince ciddi sonuçlar doğurur.

Çocuklar ve Telafisi Imkânsız Zararlara Dair Endişeler

Bu tarz paylaşımların önemli bir tartışma konusu ise, ifadelerin özgürlük sınırlarıyla ilgili. İnsanların düşüncelerini özgürce ifade etme hakkı elbette vardır, fakat bu özgürlük başkalarının temel haklarına saldırıyorsa sınırlandırılmalıdır. Koçak, bu konuda şöyle açıklamalar yapar: “İfade özgürlüğü, demokratik toplumun temel taşıdır; ancak mağdur kişilerin onurunu, kişilik haklarını ihlal edecek ifadeler, yasalarca koruma altında değildir. Toplumsal cinsiyet rollerini yeniden üreten, suçlayan ve mağduru itibarsızlaştıran sözler, şiddetin ve ayrımcılığın devamını sağlar.”

Mağdurun davranışlarını sorgulamanın, hem failin suçunu hafifletip hem de diğer potansiyel suç failine cesaret verdiği konusunda ise Koçak, önemli bir uyarıda bulunur: “Bu yaklaşımlar, hem hukuki adaleti zedeler hem de toplumsal mücadeleyi sekteye uğratır. Çocuk mağdurların ruhen ve toplumsal anlamda ciddi travmalar yaşamalarına sebep olmak, uzun vadeli ve telafisi güç zararlar doğurabilir.”

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Biran Damla Yılmaz’la Samimi Röportaj ve Kendine Dair İçten Anlar

HIZLI YORUM YAP