Peygamberimizin ve Camimizin Kutsal Bağlantısı: Namazın Önemi

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Muhterem Müslümanlar!

İslam’ın temel ibadetlerinden biri olan namaz, Allah tarafından peygamberler ve ümmetleri için emredilen vazgeçilmez bir ibadettir. Namaz, inancımızın canlı göstergesi, huzur ve teslimiyetin simgesi, hayatımızda rehberlik eden bir sitemdir. Rükünleri yerine getirildiğinde nefsimizi terbiye eder, yaşamımıza bereket getirir ve iç dünyamıza huzur katar. Aynı zamanda, evlerimize öz güven ve sakinlik getirir, dünyevi dikkatimizi uçurumlar ve tüketim çılgınlığı arasında dengelememizi sağlar. Ruhlarımızı dinlendirerek, karşılaştığımız zorluklara sabırla karşı durmamızda destek olur.

Namaz, sadece bazı hareketleri değil, aynı zamanda hayatımıza yön veren bir yol haritasıdır. İftitah tekbiriyle Allah’a yönelir, “Lâ ilâhe” diyerek O’nun birliğini ilan ederiz. Kıyam duruşumuzda hakkın yanında yer alacağımızı vurgular, batılın karşısında dururuz. Kıraat ile Kur’an’dan gelen mesajları hayatımıza uygular, rükû ile Allah’a eğilerek kul olma bilincimizi pekiştiririz. Secde esnasında, Rabbimize yaklaşır, İnşirah seviyesine ulaşmadan huzura eremeyiz. Selam ile ise, yaşadığımız yerde ve çevremizde güven ve barış ortamını güçlendiririz.

Her zaman hatırlamalıyız ki, sevgili peygamberimiz (s.a.s), namazı hayatının son anlarına kadar terk etmemiştir. Meşakkatli zamanlarda bile cemaatle namaz kılmanın önemini vurgulamış ve hayatını örnek bir şekilde sergilemiştir. Sabah namazı, onun için bir kalkış noktası, günün bereket kapısıdır. Allah Resûlü (s.a.s), “Her kim sabah namazını kılarsa, Allah’ın koruması altındadır” buyururken, namazın manevi koruyucu etkisine işaret etmektedir. Aynı şekilde, ikindi namazını terk edenin, ailesinden ve malından mahrum kalacağını öngörmüştür.

Değerli Müminler!

Namaz ve cami, hayatta Allah ile bağımızı güçlendiren, ruhumuzu besleyen ve toplumsal barışa katkı sağlayan iki temel unsur. Rasulullah (s.a.s), “Bir kişinin namaz kılmak için sürekli mescide gittiğini görürseniz onun imanına şahitlik ediniz!” buyurgusuyla, namaz ve caminin birbirinden ayrılamaz parçalara olduğunu ifade eder. Camiler; Allah’ın evi, kalplerimizin huzur bulduğu mekânlar, toplumların birlik ve beraber­liğinin temelidir. Bu kutsal yerler, kardeşlik duygularını pekiştirir ve doğru bilgiyle hayatımızı güzelleştirir.

Cami ve namaz, günümüz insanına ünli bir türştir. Haz, hız, tüketim ve yalnızlığın zararlarından uzaklaştıran bu ibadetler, sükûnet ve huzur bulma fırsatı sunar. Ayrıca, toplumsal barışa katkı sağlar, çocuklarımıza ve gençlerimize kişilik kazandırır, sorumluluk bilinci aşılar. Zararlı alışkanlıklardan ve yıkıcı ideolojilerden koruyarak ailelere, topluma ve insanlığa faydalı bireyler yetiştirmemize yardımcı olur.

Yüce Rabbimizin şu ayetine kulak verelim: وَأْمُرْ اَهْلَكَ بِالصَّلٰوةِ وَاصْطَبِرْ عَلَيْهَاۜ لَا نَسْـَٔلُكَ رِزْقاًۜ نَحْنُ نَرْزُقُكَۜ وَالْعَاقِبَةُ لِلتَّقْوٰى. Bu ayet bize, ailesine namazı emretmeyi ve bu konuda sebat göstermeyi öğütlemektedir. Onları tatlı dil, güler yüz ve sabır ile ibadete alıştırmalı, rızık kaygısıyla çocuklarımızı ve çalışanları namazdan uzaklaştırmamalıyız. Peygamber Efendimizin (s.a.s) sabah namazına giderken Hz. Fâtıma ve Hz. Ali’yi uyandırdığı gibi, bizler de bu örneği göz önünde bulundurmalıyız. Hayatının son günlerinde bile namazın önemine işaret eden Uyarılarını unutmadan, namazın hayatta kalıcı bir kalkış noktası olduğunu bilmeliyiz.

Her yıl 1-7 Ekim tarihleri arasında düzenlenen “Camiler ve Din Görevlileri Haftası”nda, bu yıl “Peygamberimiz (s.a.s), Cami ve Namaz” temasıyla camilerimizin ve ibadetlerimizin önemini anımsayacağız. Bu anlamlı haftanın vesilesiyle, geçmişten günümüze vatanına hizmet eden hocalarımıza, hayır sahiplerimize ve cemaatimize şükranlarımızı sunar, ruhlarına rahmet dileriz.

Hutbemi, Ankebut sûresinin kırk beşinci ayetiyle tamamlıyorum: “Kitaptan sana vahyedileni oku ve namazı dosdoğru kıl. Kuşkusuz namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak en büyük iştir. Allah yaptıklarınızı bilir.”