Şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma kararı alan Fatma Alpaslan, iki çocuğunu eşi Şiyar Alpaslan’a bırakıp Burdur’a gitmişti. Ancak, 18 Kasım 2024 tarihinde gerçekleşen olayda, Şiyar Alpaslan, Fatma Alpaslan’ı görüntülü arayarak yanında kalan çocukların boğazına bıçak dayayarak tehdit etti. Bu durum, polise yapılan şikayetle ortaya çıktı ve hemen suç soruşturması başlatıldı.
Emniyet ekipleri, olay yerine ulaşarak şüpheliyi Karabağlar ilçesinde gözaltına aldı. Çocuklar ise devlet korumasına alındı ve olayın ardından yapılan adli işlemler sonucu şüpheli tutuklandı. Kadın ve çocukların güvenliği sağlandıktan sonra, savcı tarafından hazırlanan iddianamede, sanık hakkında toplam 6,5 yıl hapis talep edildi. Bu dava, İzmir 29’uncu Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüşmeye başladı ve ilk duruşmada sanık tahliye edildi. Ancak, mahkemelerin yaptığı incelemenin ardından, sanığın tutukluluğu devam etti ve dosya başka mahkemelere de sevk edildi.
Mahkeme Süreçleri ve Görev Uyuşmazlıkları
Mayıs ayında yapılan duruşmada hakim, olayın ‘Kasten öldürmeye teşebbüs’ suçunu oluşturduğuna karar vererek, görevsizlik kararı verdi ve dosyayı ağır ceza mahkemesine gönderdi. Bu sırada, İzmir 18’inci Ağır Ceza Mahkemesi, söz konusu eylemin ‘Tehdit’ suçunun unsurlarını taşıdığını belirtti ve görevin asliye ceza mahkemesinde olduğunu kararlaştırdı. Uyuşmazlık sonrası, dosya İzmir Bölge Adliyesi 23’üncü Ceza Dairesine taşındı ve daire, sanığın suçunun ‘Kasten öldürmeye teşebbüs’ olduğunu belirvinerek, daha ağır ceza mahkemesinde yargılanması gerektiğine hükmetti.
Bu karar sonrası, olayın tüm hukuki süreci tekrar gözden geçirildi ve sonunda, sanığın tutukluluğu devam ederken, yargılama ağır ceza mahkemesinde devam edecek. Ayrıca, mahkeme, olayın ‘Kasten öldürmeye teşebbüs’ olduğunu kesinleştirerek, davanın esaslı bir şekilde görülmesine karar verdi.
Avukatların Görüşleri ve Em Sal Konular
Mağdur çocukların avukatı Nevraz Sığın, alınan kararın emsal teşkil edeceğine inanıyor. Sığın, yaptığı açıklamada, “İlk etapta, davanın asliye ceza mahkemesinde görülmesi hataydı. Ancak, mahkemelerin aldığı görevsizlik kararı ve devamındaki incelemeler, olayın ciddiyetini ortaya koyuyor. İstinaf mahkemesi, bu olayda failin iradesini tam anlamış ve suçun ‘Kasten öldürmeye teşebbüs’ olduğuna kanaat getirmiştir. Bu karar, benzer vakalarda hukuki yaklaşımın nasıl olması gerektiğine dair önemli bir örnektir” dedi.
İşte bu gelişmeler, özellikle şiddet olaylarının ve silahlı tehditlerin yargıdaki ciddiyetle ele alınmasını sağlıyor ve toplumda hukuka olan güveni artırmaya devam ediyor.
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!