İsrail’in Katar’ın başkenti Doha’da Hamas heyetine karşı düzenlenen saldırı girişiminin ardından, sosyal medyada sıkça “Türkiye’yi vur” şeklinde paylaşımlar yapılmıştı. Bu gelişmeler sonrasında uzmanlar, bölgedeki çatışma dinamiklerini ve olası yeni riskleri değerlendirmeye başladı.
Tel Aviv merkezli dergi Mida’nın podcast programına katılan İsrail araştırmacısı Dr. Hay Eytan Cohen Yanarocak, özellikle Tel Aviv çevrelerinden gelen ve “sıradaki hedefin Türkiye olduğu” iddialarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. İki ülke arasındaki ilişkilerin geçtiğimiz dönemde ciddi anlamda zorlandığını ve bu durumun “soğuk savaş” seviyesine ulaştığını açıkladı.
İlişkilerde Eşi Görülmemiş Düşüş ve Güvenlik Tehlikesi
Bölgedeki gerilimlerin artmasıyla birlikte, özellikle Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerde kayda değer bir soğuma yaşandı. Dr. Yanarocak, Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin neden bu kadar ciddi bir seviyeye düştüğüne dikkat çekerek, “İlişkilerde yaşanan bu sertleşmenin temel sebebi, her iki tarafın da karşılıklı güven kaybı” olduğunu belirtti. Ayrıca, ilişkilerin normalleşme sürecinin önünde ciddi engeller olduğunu vurguladı.

İsrail’in Türkiye’ye karşı doğrudan düşmanlık ilan etmesi, kendi çıkarları açısından risk teşkil eder. Ancak, askeri çatışmaya girmek istemiyorlar. Yine de, bölgenin güç dengeleri ve uluslararası müdahaleler göz önüne alındığında, bu çatışmaların kapsamı sınırlı kalma ihtimali üzerinde duruluyor.
Askeri Güçler ve Bölgesel İstikrar Uyarıları
Dr. Yanarocak, özellikle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya yönelik önemli uyarılarda bulundu. “Netanyahu, Türkiye konusunda dikkatli olmalı. Bir gözü açık uyumalı çünkü bölgedeki güç dengeleri çok hızla değişiyor,” diyerek ekledi: “İsrail’in hava üstünlüğü ruhtan, özellikle F-35’ler sayesinde yüksek seviyede. Ancak, Türkiye’nin F-16 ve donanma kabiliyeti, NATO’nun ikinci büyük ordusu olarak, büyük bir güç dengesi yaratıyor. Bu yüzden, bölgedeki gücünü dikkatli kullanmalı ve bölgesel gelişmeleri yakından takip etmeli.”

NATO ve Bölgesel Güvenlik
Türkiye’nin NATO üyeliği konusu da bölgedeki çatışma riskleriyle doğrudan bağlantılı. Dr. Yanarocak, olası bir çatışmada NATO’nun hareket alanının sınırlı olacağını ifade ederek, “Eğer savaş Türk sınırları dışında gerçekleşirse, NATO’nun devreye girmesi pek olası değil. O yüzden çatışmalar sınırlı kalma eğiliminde olacak” dedi.

İki Ülke Arasındaki Düşmanlık ve Ekonomik Adımlar
Türkiye’nin, İsrail ile resmen açıklanmış bir düşmanlık durumu olmamasına rağmen, ilişkilerdeki dramatik gerilemenin sürdüğünü belirten Dr. Yanarocak, “İsrail’e yönelik ekonomik adımlar atmaya başladık. Türk limanlarına İsrail bayraklı gemiler giremiyor ve hava sahası kısıtlamaları uçuş sürelerini uzatıyor. Bu gelişmeler, ilişkilerin seviyesini ciddi anlamda etkiliyor” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin bu hareketleri, Gazze’deki çatışmayı sınırlamak ve İsrail’i caydırmak amacıyla yaptığına dikkat çeken uzman, sözlerine şöyle devam etti: “Türkler, İsrail’in Gazze operasyonlarını genişletmesini engellemeye çalışıyor. Ayrıca, İsrail’i soykırım yapmakla suçluyoruz”.
Diplomatik Niyetler ve Bölgesel Denge
Netanyahu’ya yöneltilen sorulara verdiği yanıtlar hakkında da bilgi veren Dr. Yanarocak, “Netanyahu, bir Ermeni gazetecinin sorusuna olumsuz yanıt verdi ancak doğrudan ‘evet’ demedi. Amacı, Ermenistan’ı memnun etmek değil, diplomatik dengeyi korumaktır” diye konuştu.
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!