Gelişen Teknolojilerle İnsan Ömrünü Uzatma Hayalleri ve Gerçekler

Çin Devlet Başkanı Şi ile Rusya Devlet Başkanı Putin'in ele aldığı şekilde tekrar tekrar organ nakliyle "insan ömrünü 150 yıla çıkarma" hatta "ölümsüzlüğe ulaşma" arzusu, bilimin mevcut kapasitesi itibarıyla yakın zamanda mümkün görünmüyor.

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in ortak sohbetleri sırasında tekrar gündeme gelen "insan ömrünü 150 yıla çıkarma" ve hatta "ölümsüzlüğe ulaşma" arzusu, günümüz bilimsel imkanlarıyla henüz gerçekçi olmayan iddialar arasında yer alıyor. Bu hayaller, yaşam süresini uzatmak ve yaşlanmayı geciktirmek amacıyla yapılan organ nakli ve biyoteknolojik gelişmelerle bağdaştırılıyor. Ancak, mevcut tekniklerin sağlık sistemleri ve bilimsel altyapıyla sınırlı olduğu göz önünde bulundurulmalı.

Son yıllarda, doğum oranlarının düşüşü ve iklim krizinin sağlık sistemlerini tehdit ettiği koşullarda, genç ve sağlıklı kalabilmek ile yaşam süresini uzatmak amacıyla yeni umutlar doğuyor. Çin ve Rusya liderlerinin; Çin'in Pekin’de düzenlenen 80. yıl askeri töreni sırasında yaptığı sohbetler, özellikle organ nakli ve biyoteknoloji alanındaki gelişmelerin etik, bilimsel ve pratik boyutunu tartışmaya açtı.

Mevcut Organ Nakillerinin Durumu ve Sorunları

İnsanlara umut olan organ nakli işlemleri, maalesef dünya genelinde talebin çok gerisinde kalıyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, 2023 yılında yaklaşık 172 bin 409 organ nakli gerçekleştirildi; bunlar böbrek, karaciğer, kalp ve akciğer gibi temel organları içeriyor. Bu sayı, artış göstermekle birlikte, küresel ihtiyacın yalnızca %10’unu karşılayabiliyor. Ayrıca, nakil bekleyen hasta sayısı ve ülke bazında erişim eşitsizlikleri, halen büyük bir sorun olarak devam ediyor.




Şi ve Putin'in Hayallerinin Bir Gün Gerçekleşme Şansı Yok

Organ nakli sayesinde insan ömrünü uzatmak veya ölümsüzlüğü biraz yakınlaştırmak, şu anki bilimsel bilgilerle mümkün değil. Uzmanlar, yapay organ gelişimi ve immünolojik reddetmeyi önleme çalışmalarına rağmen, bu teknolojilerin henüz olgunlaşmadığını vurguluyor.

ABD’de Saint Louis Üniversitesi’nden Prof. Mark Schnitzler, AA muhabirine yaptığı açıklamada, organ naklinin yaşam süresini ciddi anlamda uzatmayacağı ve doğumu takiben belirlenen yaşam süresini geri kazandırmaya yetmeyeceği konusunda bilimsel ciddi engeller olduğunu belirtti. Özellikle, yeni organların vücut tarafından reddedilmesini önlemek için kullanılan ilaçların ciddi yan etkileri ve uzun vadeli güvenlik sorunları, bu teknolojilerin geniş çaplı kullanımını engelliyor.

Bilim Alanında Güncel Gelişmeler ve Geleceğin Potansiyeli

Artırılmış yaşam süreleri ve organ-redundansını azaltmaya yönelik araştırmalar, yeni teknolojilerin geliştirilmesini teşvik ediyor. Son yıllarda, hayvanlardan alınan organların veya biyomühendislik yoluyla üretilen organların insan vücuduna uyum sağlaması için yapılan çalışmalar devam ediyor. Örneğin, genetiği değiştirilmiş domuz organları ve laboratuvar ortamında geliştirilmiş deri modelleri gibi yenilikler, yakın gelecekte yaşamı uzatmaya yönelik umutları besliyor.

Ancak, şu an için bu yöntemlerin erişilebilirliği, sürdürülebilirliği ve maliyetleri büyük birer engel olarak duruyor. Bu çalışmaların klinik uygulamalara geçmesi ise zaman alacak gibi görünüyor, ve bu da teknolojilerin yaygınlaşmadan önce karşılaşacağı zorlukların göstergesi.