40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
4.320,96%0,56
7.017,00%0,27
27.981,00%0,27
10.219,40%-0,06
İsrail ordusu, Ekim 2023’te başlayan Gazze’deki savaşın ardından sınırların ötesine geçerek Katar’ın başkenti Doha’daki Hamas merkezine düzenlediği saldırıya devam ediyor. Bu saldırılar, Hamas’la yapılacak yeni ateşkes görüşmelerini ön görülen günlerde gerçekleştirildi. Saldırıda, Hamas liderleri Halil el-Hayya ve Halid Meşal’in sağ kalmayı başardığı bilgisi verildi.
Doha semalarında patlama sesleri duyulurken, kentin gökyüzünde yükselen dumanlar izlenebildi. Saldırının hemen ardından ortaya çıkan resmi açıklamalar, İsrail’in Doha’daki Hamas temsilcilerine yönelik saldırı düzenlediğini doğruladı. İsrail kaynakları, Hamas liderliğinin 7 Ekim saldırılarından doğrudan sorumlu olduğunu ve saldırıların sivil kayıplarını en aza indirmek amacıyla hassas mühimmatlar ve istihbarat kullanılarak gerçekleştirildiğini belirtti. Ayrıca, İsrail’in iç istihbarat servisi Şin Bet ile koordinasyonlu olarak gerçekleştirilen bu operasyonun birkaç ay süren hazırlıkların sonucu olduğu iddia ediliyor.
Doha’daki saldırının ardından Katar Dışişleri Bakanlığı, bu eylemin “korkakça” bir saldırı olduğunu ifade ederek, Al Jazeera’ya yaptığı açıklamada saldırının ABD Başkanı Donald Trump’ın yeni ateşkes planını görüşürken gerçekleştiğini belirtti. Bu gelişmeler ışığında, Hamas yetkililerinin savaş hazırlıkları ve görüşmeleri sürdürülen ateşkes planları öncesi hedef alındığı düşünülüyor.
Hamas Siyasi Büro Üyesi Süheyl Hindi, saldırılardan liderlerin kurtulduğunu ve bazı üst düzey isimlerin öldürüldüğünü doğruladı. Hindi, saldırının dünya geneline yönelmiş büyük bir tehdit olduğunu vurgulayarak, “Toplumun sessiz kalmaması ve somut adımlar atılması gerek” dedi. Katar İçişleri Bakanlığı ise, saldırıda bir subayın yaşamını yitirdiğini açıkladı.
ABD yönetimi, Beyaz Saray’dan bir yetkilinin açıklamasına göre, operasyondan haberdar edildiklerini ve ABD’nin Katar’a bu saldırıyla ilgili bilgileri aktardığını bildirdi. Bununla birlikte, Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, ABD’nin Katar’ı İsrail saldırısı konusunda uyardığını ve Trump’ın Witkoff’a bu durumu derhal bildirmesi talimatını verdiğini belirtti; fakat Katar Dışişleri Bakanlığı bu iddiayı reddetti.
Öte yandan, Trump, Katar ve İsrail ile temaslarını sürdürdü. Katar’a desteklerini tekrar eden Trump, Emiri Şeyh Temin ile görüştü ve bölgedeki güvenliğin sağlanması için tüm önlemleri alacağını ifade etti. Ancak, İsrail Başbakanı Netanyahu ile yaptığı görüşmede, saldırının kendilerince planlandığını ve bu olaydan dolayı sorumlu olduklarını açıkça belirtti. Trump ise, saldırı kararının sadece Netanyahu tarafından verildiğini iddia ederek, kendisinin olayla ilgisi olmadığını savundu.
Son bir yıl içinde gerçekleştirilen suikast ve saldırılarla İsrail, düşmanları olan Hamas ve Hizbullah’ın üst düzey liderlerini hedef aldı. Bu kapsamda, 17–18 Eylül 2024 tarihlerinde Hizbullah üyelerine ait çağrı cihazlarının infilakı ve Lübnan ile Suriye’de gerçekleşen patlamalarda 42 kişinin yaşamını yitirdiği rapor ediliyor. Ayrıca, 31 Temmuz 2024 tarihinde İsrail, Hamas liderlerinden İsmail Haniye’yi Tahran’daki evine düzenlenen operasyonda öldürdü. Hizbullah’ın genel sekreteri Hasan Nasrallah ise, 27 Eylül 2024’te, İsrail tarafından düzenlenen bir bombardıman sonucu hayatını kaybetti. Ayrıca, İran ve bölgede önemli askerî komutanlar da İsrail saldırılarıyla hedef alındı.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, bu saldırıların bölgeye ve uluslararası hukuka aykırı olduğunu şiddetle kınadı. Papa 14. Leo ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman da, bölgedeki kritik gelişmeler karşısında endişelerini dile getirdi. İran Dışişleri Bakanlığı, saldırının uluslararası hukukunu açıkça ihlal ettiğini belirtti. Körfez İşbirliği Konseyi ve bölge ülkeleri, İsrail saldırılarını kınayarak, *saldırının “küstah ve korkakça”* olduğunu vurguladı ve uluslararası toplumun bu hain saldırıya karşı harekete geçmesini talep etti.
Doha hükümeti, bu saldırıya sert bir dille tepki göstererek, “İsrail’in bu pervasız ve egemenlik ihlali tamamen kabul edilemezdir” açıklamasında bulundu ve hem bölge hem de uluslararası hukuka aykırı bu eylemi şiddetle kınadı. Türkiye Dışişleri Bakanlığı ise, saldırıyı “lanetledi” ve şöyle dedi: “İsrail’in bu saldırısı, bölgenin istikrarını ciddi şekilde tehdit ediyor. Katar’ın güvenliğine yönelik bu saldırıyı en yüksek sesle kınıyoruz ve bölgede barış ve istikrarın sağlanması için tüm diplomatik adımların atılması gerektiğine inanıyoruz.”
Atina’da Hafter Ziyareti ve Libya Libyasındaki Enerji ve Siyasi Gelişmeler