Gazze Şeridi’nde yaşayan Filistinliler, ABD Başkanı Donald Trump’ın yeni önerisini büyük bir tepkiyle karşıladı. Planın, onların deyimiyle “Filistin davasını ortadan kaldırmaya yönelik teslimiyetçi bir girişim” olduğunu düşünüyorlar ve buna sert bir şekilde karşı çıkıyorlar. Bu planın, bölgedeki direniş ve mücadele ruhuna zarar verecek adımlar içerdiğine inanılıyor.
Gazze’de yaşayan insanlar, planın içeriğine ilişkin çeşitli eleştirilerde bulunarak, “Bu, yeni bir sömürgecilik ve bağımsızlığımızı yok etme girişimidir” diyerek tepkilerini dile getirdi. Özellikle, İsrail’in bölgedeki yönetimini güçlendirmeyi amaçlayan ve bölgeyi yeniden şekillendirmeye çalışan bu plan karşısında çeşitli görüşler öne sürüldü.
Filistinli Liderlerin ve Halkın Değerlendirmeleri
Gazze’de yaşayan ve mültecilerin yoğun bulunduğu bölgeden Ahmed Saleh, planın detaylarını ve etkilerini eleştirerek, “Trump planına karşıyım çünkü bu plan Filistin davasını kökünden ortadan kaldırmayı hedefliyor. Bu, yeni bir sömürge düzeni kurmaktır” şeklinde konuştu. Ayrıca, “Bizim mücadele sınırlarımız nereye kadar? 80 yıldır verdiğimiz savaş ve mücadeleye ne oldu? Kanlarımız ve emeklerimiz boşa mı gitti?” diyerek öfkesini dile getirdi.
Planların yerli ve bölgesel liderler tarafından da sert bir biçimde eleştirildiği görülüyor. Ahmed Saleh, sözlerine şöyle devam etti: “Trump, bölgeyi Tony Blair gibi dış güçlerin yönetmesine zorluyor. Neden bizim kendi liderlerimiz yerine dışarıdan biri yönetmeli? Biz kendi devletimizi ve liderlerimizi seçeriz, kendi irademizle hareket ederiz.”
Halkın Güncel Endişeleri ve Talepleri
Gazze’de yaşayan pek çok kişi, planın öncelikle sürdürülebilir bir barış ve yaşamı getirmediğine vurgu yapıyor. Salma el-Vadiyye, “Trump planına kesinlikle katılmıyorum. Amerika’nın İsrail’i desteklediğini ve savaş sırasında onlara silah sağladığını görüyoruz. Bu plan, bölgedeki tüm masum insanların katliamını meşrulaştırmaya çalışıyor” diyerek endişelerini dile getirdi. Kendisi, halkın büyük çoğunluğunun planı kabul etmediğine ve sadece baskıyla kabullendiklerine dikkat çekiyor.
Sara İsmail ise, “Kabul etmek zorunda kalıyoruz çünkü başka seçeneğimiz yok. Ama bu planı istemiyoruz. Tony Blair gibi figürlerin yönetmesine asla razı değiliz ve direniş ruhumuzdan vazgeçmek istemiyoruz” diyerek direniş ve bağımsızlık vurgusu yaptı.
Gençlerin ve Sivil Toplumun Görüşleri
Gazze’de yaşayan gençler ve sivil toplum temsilcileri, planın bölgedeki barış umudunu zayıflattığını vurguluyor. İsmail Müslim, “Savaş bitene kadar biz bu anlaşmayı kabul etmiyoruz, ama savaş son bulursa, yeniden inşaat başlar ve barış sağlanırsa, duruma göre hareket ederiz” şeklinde özetliyor. Ayrıca, “Filistinli liderler, halkın iradesini temsil etmeli ve dış güçlerin dayatması yerine kendi iç dinamiklerimizle hareket etmeliyiz” diyor.
Yöneticilere ve Uluslararası Toplumlara Mesajlar
İnsanlar, bölgedeki mevcut durumu ve uluslararası anlamda bölgedeki gelişmeleri de değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM’de yaptığı konuşmada, “Hamas’a bu planı kabul etmeleri çağrısında bulunuyorum” ifadesi büyük yankı uyandırdı. Ayrıca, bölgedeki savaş ve katliamlara karşı direnişin devam etmesi gerekirken, halkın beklentileri daha adil ve sürdürülebilir bir barışın sağlanması yönünde oldu.
Gazze’de yerinden edilen binlerce insanın durumu ise içler acısı. Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, savaşların başlamasından beri yaklaşık 66.097 kişi hayatını kaybetti ve 168.536 kişi yaralandı. Halkın umutları, bölgedeki yaşanan trajedilere rağmen direniyor ve barış arayışını sürdürüyor.