41,9308$% 0,23
48,7907€% 0,44
5.422,66%-2,20
9.296,00%-3,06
37.070,00%-3,06
10.837,11%-0,96
02:00
1965 doğumlu ve aslen Sivaslı olan Engin Koç, 16 yaşında mankenlik kariyerine adım attı. 1976 yılında Saklambaç Gazetesi’nin düzenlediği ‘Mankenler Kralı’ yarışmasında birinci seçilerek modellik dünyasına güçlü bir giriş yaptı. Podyumlarda yıllarca başarıyla yürüyen Koç, bundan sonra sinema ve dizi sektöründe de birçok projeye imza atarak adını geniş kitlelere duyurdu.
Köy hayatını keşfetmeye ve doğayla iç içe yaşamaya olan ilgisi nedeniyle, İstanbul’daki yoğun şehir hayatından uzaklaşmayı tercih etti. Yeniköy’de kendine ait küçük bir ev inşa eden Koç, burada aile fertleriyle beraber yaşamını sürdürüyor ve yaz aylarında köydeki günü gününe yaşamanın tadını çıkarıyor. Bahçesinde toprakla uğraşmak ve köy hayatının sunduğu huzur ona çok iyi geliyor.
Koç, köyüne sık sık ziyaret ederken, çoğunlukla akrabalarında kalmayı tercih ediyor. Hedefi ise, kısa süreliğine bile olsa, burada kalabilmek için bir yer edinmekmiş: ‘Burada kendime ait küçük bir yer yapmak istedim. İnsan özüne dönmek istediğinde, burası ona çok iyi geliyor.’ diyerek, köydeki yaşamını ve bu kararın nedenlerini açıklıyor. Halen idealinin 6 ay burada kalacak bir yaşam olduğunu belirtiyor.

Şehir yaşamının karmaşasından uzaklaşmış olsa da, İstanbul’u sevdiğini ama şehri artık yaşanabilir bulmadığını dile getiriyor. Koç, ‘İnsanlar burada ruhlarını dinlendiriyor, her şey mevsimlerle şekilleniyor. Bu ortam, bir ressamın tuvali gibi. Yaşamın her anını gözlemleyip, öğreniyorsun.’ sözleriyle, doğanın sanata ilham verdiğine dikkat çekiyor. İstanbul’da geçen zamanını anlatırken, şivesini hiç kaybetmemiş olmasını da gurur kaynağı olarak ifade ediyor.

Sanat hayatındaki deneyimlerini ve kişisel gelişimini anlatan Koç, ‘Geçmişimden pişman değilim.’ diyerek, her deneyimin kendisi için bir öğrenme fırsatı olduğunu belirtiyor. Hatalarının onu olgunlaştırdığını ve sürekli olarak yeni şeyler öğrenmeye devam ettiğini ekliyor. Ayrıca, yola devam etmenin ve yeni bilgileri keşfetmenin önemine vurgu yapıyor.

En çok mankenliği sevdiğini, bu mesleğin ona dünya ufkunu açtığını söylüyor. Yurt dışında çeşitli etkinliklerde Türkiye’yi temsil etmenin gururunu yaşadığını dile getirerek, ‘İlk moda deneyimlerim burada başladı ve bu benim için çok kıymetli. Şu an proje ve oyunculuk açısından her zaman açık olduğumu söyleyebilirim.’ şeklinde konuşuyor. Ayrıca, sinema ve dizi oyunculuğunun da kendisi için önemli olduğunu ekliyor.

Eskiden film çekmenin ne kadar zorluklar içerdiğine değinen Koç, ‘Yeşilçam döneminde negatif film ve yapım süreçleri çok daha zorluydu.’ diyor. Günümüzde ise dizilerin ve filmlerin sayısının artmasıyla birlikte, kalitenin de değiştiğine dikkat çekiyor. ‘İşte bunlar, zorluklar ve zamanla gelen tecrübeler… Şu anda da güzel yapımlar var ve beğeniyle izleniyorlar.’ sözleriyle, sinema ve televizyon sektöründeki gelişimi özetliyor.

Koç’un eşi Pınar ve oğlu Burga, köyde yapmış oldukları evden ve yaşam tarzlarından oldukça memnunlar. Aile, doğayla iç içe olmanın kendilerine büyük huzur verdiğini söylüyorlar. Bu yaşam biçimi, onların yaşam kalitelerini artırırken, köyde geçirilen zamanın en değerli anlar olduğunu vurguluyorlar.
Alıç Hasadı Başladı: Kuraklık Verimi Düşürdü, Fiyatlar Çiftçinin Yüzünü güldürüyor
1
Sevcan Orhan Kıbrıs’ta Sahne Alırken Kalp Krizi Geçirdi
471 kez okundu
2
Eşref Rüya 19. Bölüm Full HD İzleme ve Yeni Bölüm Fragmanları
343 kez okundu
3
Sevgi Birsel Hayata Gözlerini Yumdu
325 kez okundu
4
Barış Arduç ve Gupse Özay’ın Evlilik ve Aşk Hikayesi
295 kez okundu
5
Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek elektrik akımına kapıldı
282 kez okundu