DOLAR

41,5514$% 0,71

EURO

48,6484% 1,00

GRAM ALTIN

5.177,68%1,02

ÇEYREK ALTIN

8.427,00%0,31

TAM ALTIN

33.606,00%0,31

BİST100

11.151,20%-1,99

Sabah Vakti a 02:00
İstanbul PARÇALI BULUTLU 18°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
  • MuhtarAbi
  • Genel
  • Dünya ve Türkiye İçin Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Raporunun Öne Çıkanları
Güncellenme - 28 Eylül 2025 06:00
Yayınlanma - 28 Eylül 2025 06:00

Dünya ve Türkiye İçin Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Raporunun Öne Çıkanları

BM Kadın Birimi’nin 2025 raporu dünyada kadınların yoksulluk, şiddet ve eşitsizlikle kuşatıldığını ortaya koyuyor. Rapora göre çatışmaların, iklim krizinin yükünü kadınlar taşıyor. Türkiye’de işgücüne katılım ve eğitimde kadın lider eksikliği öne çıkıyor.

Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women) ve BM Ekonomik ve Sosyal İşler Dairesi tarafından yayımlanan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği 2025 Durum Raporu, küresel çapta toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda ciddi bir gerilemenin yaşandığını ortaya koyuyor. Çatışmaların kadınların yaşamını giderek daha ölümcül hale getirdiği ve 2024 yılı itibarıyla yaklaşık 676 milyon kadın ve kız çocuğunun yakın çevresinde gerçekleşen çatışmalardan etkilendiği gözler önüne seriliyor. Bu rakam, 1990’lardan beri kaydedilen en yüksek seviyededir. Özellikle Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölgede yaşanan istikrarsızlık, kadınların hareket alanını kısıtlamakta ve yerinden edilme ile güvenlik endişelerini artırarak kadınların hayatını ciddi şekilde etkiliyor.

Toplumsal eşitsizlikler yalnızca çatışma ortamlarıyla sınırlı değil; küresel ölçekte özellikle yoksulluk ve gıda güvenliği konusunda da ciddi sorunlar yaşanıyor. 2024 yılında, 64 milyondan fazla kadın erkeklere kıyasla orta veya yüksek seviyede gıda güvensizliği ile karşı karşıya kaldı. Uzmanlar, iklim krizi nedeniyle 2050’ye kadar 158 milyon kadın daha yoksulluğa sürükleneceği öngörüsünde bulunuyor. Ayrıca, yapay zekânın istihdam üzerindeki tehditleri de kadınlar ve erkekler arasında farklılık gösteriyor; erkeklerin %21’i, kadınların ise %28’i bu teknolojik gelişmelerin iş güvencesini tehdit ettiğinden endişe ediyor. Bu risk özellikle genç ve eğitimli kadınlar arasında daha belirgin şekilde kendini gösteriyor.

Türkiye’de ise durum küresel eğilimlerle büyük ölçüde örtüşmekte. Kadınların işgücüne katılım oranı OECD ortalamalarının altında kalmaya devam ediyor ve pek çok kadın düşük ücretli, güvencesiz işlerde çalışmak zorunda kalıyor. Kadınların iş yerlerindeki liderlik oranı da oldukça düşük; özellikle eğitim alanında önemli bir sorun söz konusu. Kadın öğretmen oranı yüzde 56 iken, kadın okul müdürü oranı sadece %7 seviyesinde. Bu durum, eğitim alanındaki eşitsizliği açıkça ortaya koyuyor.

Fiziksel ve Cinsel Şiddete Karşı Mücadele

Raporda dikkat çeken bir başka konu ise erken yaşta evlilikler. Dünya genelinde 20-24 yaş arasındaki evli genç kadınların neredeyse %19’u, 18 yaşını doldurmadan evlenmiş ya da beraberlik yaşamış durumda; bu oran 2014’te %22 iken, son yıllarda bir azalma gözlemleniyor. Ancak, yasal reformlara rağmen halen birçok ülkede asgari evlilik yaşı 18’in altında ve rıza olmadan gerçekleşen cinsel suçlara ilişkin yasa maddeleri sınırlı sayıda. Çocuk ve genç kadınların eşit olmayan muameleye maruz kalma oranları da endişe verici; 15-49 yaş arasındaki kadınların %12,5’i, son 12 ayda partnerlerinin fiziksel veya cinsel şiddetine uğradığını belirtiyor.

Fiziksel ve Cinsel Şiddete Karşı Mücadele

Ev içi ve bakım sorumluluklarının cinsiyetler arasındaki farkı da kayda değer boyutta. Kadınlar ve kız çocukları, erkeklere kıyasla günlük zamanlarının yaklaşık 2,5 katını ücretsiz ev işleri ve bakım görevlerine ayırmak zorunda kalıyorlar. Ayrıca, rapor, kadınların ve kız çocuklarının güçlendirilmesi ve toplumsal güvenliğin sağlanması için yasal ve politik desteklerle bu sorunların çözüme kavuşturulması gerektiğini vurguluyor.

UN Women’in İcra Direktörü Sima Bahous, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, “Toplumsal cinsiyet eşitliğine yatırım yapmak sadece hakların korunması değil, aynı zamanda toplumların ve ekonomilerin dönüştürülmesi için bir zorunluluktur”

Raporda, özellikle hedeflenen alanlarda yapılan yatırımların ve reformların, milyonlarca kadının yaşam kalitesini artırarak yoksulluktan kurtulmasına katkı sağlayacağı belirtiliyor. Eşitlik, hem temel bir hak hem de sürdürülebilir kalkınmanın anahtarıdır ve küresel ölçekte bu konuda alınacak doğru önlemler, kadınların ve kız çocuklarının potansiyelini gerçekleştirmesine imkan tanıyacak.

Türkiye ve dünya genelinde acil atılacak adımlar olmadan, kadınlar arasındaki eşitsizlik döngüsünün kırılması mümkün görünmüyor. Bu nedenle, politikaların güçlendirilmesi ve farkındalığın artırılması, en büyük öncelik olmalı.

Fiziksel ve Cinsel Şiddete Karşı Mücadele

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

İşitme Sağlığını Korumanın Anahtarları ve Güncel Tedavi Yaklaşımları

HIZLI YORUM YAP