Dünya Liderlerinin New York Zirvesi ve Bölgesel Gerilimler

Birleşmiş Milletler’in 80. Genel Kurulu, küresel liderleri bir araya getirerek, diplomatik ilişkilerin güçlendirilmesi ve uluslararası meselelerin tartışılması için önemli bir platform sağladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleşen oturumda, bölge ve dünya gündemindeki kritik konular masaya yatırıldı. Erdoğan’ın Gazze, BM reformları ve küresel güvenlik gibi meselelerde yaptığı açıklamalar, uluslararası kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.

BM temaslarının ardından, Erdoğan, Beyaz Saray’da ABD Başkanı Donald Trump ile bir araya geldi. Bu görüşme, iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişimi ve bölgesel meseleler açısından büyük önem taşıyor. Ayrıca, New York’ta bulunan Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in de katılımıyla, bölgesel politikalar ve diplomatik ilişkiler değerlendirilmek üzere çeşitli temaslar gerçekleştirildi. Yunan basını, özellikle Ege ve Akdeniz’deki talepleri doğrultusunda ülkesinin maruz kaldığı diplomatik zorluklara dikkat çekti.

Yunanistan ve Erdoğan Arasındaki İletişim Kopukluğu

Yunan basını, Erdoğan ve Miçotakis’in planlanan görüşmesinin son anda iptal edilmesini büyük bir yankı ile karşıladı. Bu gelişmenin, Atina’da ciddi bir endişe ve hayal kırıklığı yarattığı görülüyor. ‘ATİNA ENDİŞELİ’ başlığıyla yayımlanan analizlerde, Yunanistan’ın ABD ve Avrupa ile Türkiye arasındaki artan diplomatik ve askeri ilişkilerden kaygı duyduğu vurgulanıyor. Gelişmeler karşısında, Atina’nın Türkiye ile ilişkilerde daha temkinli ve dikkatli adımlar attığı gözlemleniyor.

To Vima gazetesi, Türkiye’nin ABD’den aldığı destekle güçlenirken, Atina’nın karşısında yeni bir denge ve karmaşa oluştuğunu belirtiyor. Türkiye’nin coğrafi ve stratejik önemi nedeniyle Batı’nın öncelikleri değişiyor ve Ankara’nın bölgedeki rolü giderek daha kritik hale geliyor. Avrupa ülkelerinin, özellikle de Yunanistan’ın, geçmişteki gibi Türkiye karşıtı tutumlarını sürdürmekte zorlandığı vurgulanıyor.

Batı ile Türkiye Arasındaki Gerilim ve Güvenlik Endişeleri

Yunan diplomatların ifadeleri ve analizler, Türkiye’nin bölgedeki hareketlerinin uluslararası güçlerin de ilgisini çektiğini gösteriyor. 2022’de gerçekleşen İstanbul ziyareti sonrası ABD Kongresi’nde hükümetin yetkilileri tarafından Türkiye’ye yeni savaş uçakları satılmaması talebinde bulunulması, bu gerilimin bir parçasıdır. Bu gelişmelerin, Atina’da yeni bir jeopolitik dengeler kurulmasına yol açtığı görülüyor.

‘SAFE ve F-35 Tartışmaları’ bölümünde ise, Avrupa ve Amerika’nın Türkiye’nin savunma alanındaki gelişmelerine olan ilgisi detaylı biçimde ele alınıyor. NATO'nun, Türkiye’nin savunma sanayini nasıl önemsediği ve ilişkilerin bu doğrultuda nasıl şekillendiği inceleniyor. Mark Rutte’nin yaptığı açıklamalar ise, Batı’nın Türkiye’nin bölgesel rolünü giderek daha fazla benimsemekte olduğunu ortaya koyuyor.

Yunanistan, bu gelişmeler karşısında, Türkiye’nin yükselişini engellemek için diplomatik girişimlerini sürdürüyor. Özel çabalarla, Türkiye’nin F-35 programına katılımını durdurma ve SAFE bölgesine dahil olmama noktasında adımlar atmaya çalışıyor. Ancak, bu politikalar beklediği sonucu vermeyince, Atina yeni stratejiler ve daha güçlü diplomatik hamleler peşinde koşuyor.

Türkiye’nin Gücü ve Avrupa’nın Yeni Dengeleri

Yunanistan, Erdoğan ve Miçotakis arasındaki görüşmenin iptal edilmesini özellikle dikkatle izliyor. Analizler, Türkiye’nin uluslararası arenadaki hareketliliğinin, bölgesel dengeleri değiştirmekle kalmayıp, Avrupa ülkelerinin tutumunu köklü biçimde etkilediğine işaret ediyor. Atina, Türkiye’nin askeri ve ekonomik güçlenmesine engel olmak için yeni taktikler deniyor. Bununla birlikte, Avrupa ülkeleri de, bölgesel güvenlik ve savunma politikalarında yeni tercihler yapma yolunda hızla ilerliyor.

Yakında, Atina ile Ankara arasında olası bir karşılaştırma ve diplomatik seçimlerin kapıda olduğu öngörülüyor. Yunanistan, Türkiye’nin yükselişine karşı durmak veya bölgesel barış ve istikrar için ya birlikte hareket etmeyi ya da çatışmayı tercih etmek arasında kalabilir.