40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
4.320,96%0,56
7.017,00%0,27
27.981,00%0,27
10.219,40%-0,06
Gelin ve damat için büyük önem taşıyan düğünlerde takılan ziynet eşyaları, boşanma süreçlerinde sıkça tartışılan bir konu haline gelir. Bu eşyaların kime ait olduğu, kimin adına olduğu ve boşanma sırasında nasıl değerlendirilmesi gerektiği hukuki açıdan büyük önem taşımaktadır. Mahkemeler ve Yargıtay, bu konuda belli başlı ilkeleri benimsemiş ve emsal kararlar ile net bir çerçeve çizmiştir.
Geleneksel olarak düğünlerde takılan altın ve ziynet eşyaları, genellikle kadına ait kabul edilmektedir. Mahkemelerin ve Yargıtay’ın yerleşmiş görüşü, bu takıların takıldığı kişi fark etmeksizin, çoğu zaman kadının kişisel malı sayılması yönündedir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2017/5909 E., 2018/1314 K. kararında şöyle denilmektedir: “Düğün sırasında kadına takılan ziynet eşyaları onun kişisel malıdır ve onun rızası olmadan bozdurulması ya da alınması halinde iadesi gerekir.” Bu kararlar, takıların kişisel mal kabul edilmesinde belirleyici olmaktadır. Ayrıca, takılan takının kim tarafından takıldığı fark etmez; kayınpederin veya başka bir aile üyesinin takmış olması da durumun değişmesine yol açmaz. Bazı teorilere göre ise erkeğe ait saat, tespih gibi eşyalar da hayatın olağan akışına uygun olarak erkeğin kişisel malı sayılabilir; bu yaklaşım ise mahkeme uygulamalarında istisna olarak görülmektedir.
İşte en çok tartışılan noktalardan biri de, düğün takılarının evlilik sırasında ortak ihtiyaçlar için bozdurulup harcanmasıdır. Çoğu zaman, ailelerin ekonomik güçlükleri veya ortak giderler nedeniyle takılar satılmakta ve elde edilen gelirle ev veya araba almak gibi harcamalar yapılmaktadır. Ancak Yargıtay’ın içtihatlarına göre, bu durumda da kadın, takının bedelini geri alma hakkını saklı tutar. Yani, takıların bozdurulması veya kullanılması, onların kadınlara ait olduğunu değiştirmez. Dava açan kadın, bozdurulan takıların bedelini talep edebilir.
Bir diğer tartışmalı konu ise, takıların ortak iradeyle, örneğin ortak giderler veya başka nedenlerle harcanmasıdır. Çoğu zaman, eşler arasında, “Ortak iradeyle kullanıldı” şeklinde savunmalar öne sürülür. Ancak mahkemeler, bu tür savunmaları genellikle dikkate almaktadır, çünkü özellikle düğün takıları gibi kişisel malların, ortak irade ile harcanması mülkiyet hakkını ortadan kaldırmaz. “Ortak iradeyle harcandı” savunması, fiilen kullanım şeklini gösterir, ancak mülkiyet hakkını değiştirmez ve kadın, her zaman bu takıların iadesini talep edebilir.
Türk Medeni Kanunu’na göre, eşler arasında, aksi öngörülmediği takdirde, edinilmiş malların paylaşılması düzenlenmiştir. Ancak, ayrıntılarına dikkat edilmesi gereken nokta; ziynet eşyalarının mal paylaşımına dahil edilip edilmediğidir. Genellikle mahkemeler, düğün sırasında takılan takıların, evlilik içi edinilmiş mallara dahil edilmediğine karar verir; çünkü bunlar kadın tarafından bağış yoluyla alınmış ve kişisel maldır. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin kararlarına göre, bu takılar mal rejimi kapsamına girmez ve dolayısıyla mal paylaşımına konu olamaz.
Eğer takıların miktarı veya değeri konusunda anlaşmazlık varsa, en güçlü delil genellikle düğün fotoğrafları, videolar ve tanık beyanlarıdır. Bu tip belgeler, mahkemelerde delil olarak oldukça etkili olmaktadır. Sonuç olarak, Yargıtay kararları ışığında, düğün takılarının kadınlara ait olduğu ve boşanma sırasında bu takıların kadınlara iadesi gerektiği kesinleşmiştir. Ayrıca, takıların ortak giderler için bozdurulması dahi halinde kadın, bedel talep edebilir.
Kahvenin Sağlık Üzerindeki Etkileri: Uzman Görüşleri ve Güncel Araştırmalar
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.