Dron Güvenliği için Yenilikçi Çözümler: Sivil ve Askeri Alanlarda Devrim

Son zamanlarda yaşanan savaş ve çatışmalar, dronların aktif olarak kullanılmasıyla birlikte gündelik hayatın birçok alanını olumsuz etkilemeye devam ediyor. Casusluk ve sabotaj amacıyla hedef seçilen bu insansız hava araçları, özellikle kritik altyapıları tehdit ederek güvenlik risklerini artırıyor. Danimarka’nın Aalborg Havalimanı gibi önemli noktalarında görülen dronlar, havalimanı güvenliği uzmanlarının dikkatini çekmiştir. Avrupa genelinde artan dron saldırı girişimleri, güvenlik önlemlerinin yeniden gözden geçirilmesini zorunlu kılmaktadır.

AB ülkeleri ve Danimarka'nın aldığı önlemler arasında radar sistemlerinin güçlendirilmesi ve anti-dron teknolojilerinin kullanılması yer alıyor. Fransa, Almanya ve İsveç gibi ülkeler, Danimarka hava sahasına askeri birlikler, radarlar ve dron engelleme sistemleri göndermiştir. Bu gelişmeler, hem sivil hem de askeri alanlarda yeni güvenlik ihtiyaçlarının doğmasına sebep olmuştur.

Boğaziçi Savunma'nın inovatif çözümleri firmanın, bu tehditlere karşı geliştirdiği sistemler, hem askeri ölçekte hem de sivil kullanımda kendi alanında öncü konumda yer alıyor. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Aslan, gerçekleştirdiği açıklamada, dron tehditlerinin tüm dünyada 'kansız bir yara' olduğunu vurguladı. Aslan, "Her ne kadar anti-dron sistemleri askeri alanlarda yoğunlaşmış olsa da, günümüzde sivil alanlarda riskler çok daha farklı boyutlar kazanıyor" diyerek sözlerine devam etti.

Özellikle havalimanlarının güvenliği ve şehir içi drone kontrolü gibi alanlarda yeni çözümler geliştirmekte olduklarını belirten Aslan, sözlerine şöyle devam etti: “Uygun teknolojilerle donatılmış sistemlerimiz, 150 kilometrelik menzili ve radar kapsam alanı ile sınır ötesi operasyonlarda kullanılmak üzere tasarlandı. Ancak, sivil alanlarda daha düşük enerji çıkışları ve iletişim altyapısına zarar vermeden, uçuşları engelleyecek şekilde optimize ettik.”

Geliştirilen bu ürünlerin şu an pilot bölgelerde test edildiğini ve olumlu sonuçlar aldıklarını belirten Aslan, “Ürünlerimiz, yaklaşık 4 aydır seri üretimde. Deniz Kuvvetleri envanterine girdi ve birkaç gemide aktif şekilde kullanılıyor. Teknolojimizin en büyük avantajı, sürekli gelişen dron tehditlerine hızlı ve etkin çözümler üretebilmemiz. Bugüne kadar AR-GE aşamasını 6 ayı geçirmeden ürünlerini tamamlayan sistemlerimiz, sahada yüksek başarı göstermektedir” açıklamasını yaptı.

Aslan, sistemleri kullanıcılardan gelen geri bildirimlerin de motive edici olduğunu ve cihazların %1’in altında arıza oranıyla aktif şekilde çalıştığını sözlerine ekledi. “7/24 çalışan, arızasız ve kesintisiz performans gösteren sistemlerimiz, güvenlik açısından oldukça yüksek standartlar sunuyor. Bu ürünleri askeri ve sivil alanlarda en uygun ve hızlı çözümlerle entegre ediyoruz, ihracata odaklandık” ifadelerini kullandı.

Askari ve sivil ihtiyaca yönelik ürünlerin temel farkını, ihtiyaçlara göre özelleştirilmiş teknolojilere dayandığını anlatan Aslan, “Askeri alanda daha fazla çözüm odaklı ürünler kullanılırken, sivil alanlarda teknolojimiz, iletişim ve altyapıya zarar vermeden, etki alanını sınırlı tutarak güvenlik sağlar” dedi. Ürünlerin menzil ve özellikleri hakkında bilgi veren Aslan, “Bazı ürünler 2 kilometre, bazıları ise 150 kilometre etkili. Havalimanları ve şehir güvenliği için farklı çözümlerimiz hazır ve kullanıma geçti. Ayrıca, yat üreticilerinin ilgisiyle de karşılaştık. Yatların üzerinde kullanılmak üzere tasarlanmış ürünlerimiz, ihracat açısından yeni fırsatlar sunuyor” diye ekledi. Toplamda 10’u aşkın ürün ailesiyle, insansız deniz ve hava araçlarına karşı geliştirilmiş çözümlerle görev başında olduklarını belirten Aslan, “Özellikle şehir içi ve dışı operasyonlar için uygun, çeşitli ihtiyaca özel ürünler geliştirmeye devam ediyoruz” ifadelerinde bulundu.