41,4951$% 0,23
48,4496€% 0,43
5.011,35%0,22
8.377,00%-0,07
33.406,00%-0,07
11.377,55%0,09
EuroBasket’te tarih yazan Milli Takımımız, büyük bir başarıyla dönüyor. Takım kaptanı Cedi Osman, Mehmet Arslan’a yaptığı özel açıklamalarda, Avrupa Şampiyonası’nda elde edilen ikincilik başarısının ardından yaşanan heyecanı ve takımın atmosferini paylaştı. Bu şampiyonanın ardından gözlerimiz, genç ve tecrübeli oyuncuların uyumunu ve gösterdikleri performansı yakından takip ediyor.
milli takımımız uzun yıllar sonra tekrar finalde yer almakla kalmadı, aynı zamanda gösterdiği oyun ve ruh tablosuyla da büyük takdir topladı. Sahaya yansıttıkları enerjiyle, basketbol dünyasında kendilerine geniş bir yer açan oyuncular, müthiş bir kimya ve takım ruhu ortaya koydu. Gümüş madalya kazanmanın yanında, takımın başarısı ve gelecek umutları, Türk basketbolu adına önemli bir dönüm noktası oldu.
– Bu şampiyonada takımın tecrübesi ve genç oyuncuların enerjisi nasıl bir uyum sağladı?
Her turnuvanın kendine özgü dinamikleri ve özellikleri vardır. Bu kez, hem genç hem de yüksek tecrübeye sahip oyunculardan oluşan bir kadro ile karşılaştık. NBA ve Euroleague gibi en üst seviyede mücadele eden isimler bir aradaydı. Çok uzun yıllar Avrupa basketbolunun zirvesinde olan, rollerinin net şekilde belirlendiği ve ortak enerjiyi paylaştığımız bir ortamda bulunman çok büyük avantaj sağladı. Kamp sürecinden itibaren pozitif hava ve mutlu bir kimya yakaladık. Bunun sonucunda sahada başarı ve yüksek enerjiyi yakaladık ve gösterdik.
– Sırbistan’ı yenmek ekibimizi nasıl motive etti ve bu başarıya nasıl yansıdı?
Her zaman büyük bir hedeftir, özellikle favoriler arasındaki maçlar. Sırbistan gibi güçlü bir takımı yenmek, hem takımın motivasyonunu yükseltti hem de hedeflerimizi biraz daha netleştirdi. Bu maç öncesinde ve sırasında hep birlikte hazırlandık ve sonuçta onların turnuva öncesinde en çok şans verilen takımlar arasında olduğunu biliyoruz. Kendimizde inanıyorduk ama bu galibiyet, azmi ve çalışkanlığı bir defa daha gösterdi. Bu başarı, takımın özgüvenini artırdı ve kendimizi daha güçlü hissettirdi.
– Ergin Hoca’nın iddiası ve takımın motivasyonu nasıl gelişti?
Hoca, her zaman iddialı ve yüksek hedefler koyan biri. Bu, bizim de motivasyonumuzu yükselten önemli bir unsur oldu. Hazırlık sürecinde ve kamp döneminde, takımın yüksek enerjisi ve kararlılığı göze çarptı. Her birimiz, oynayacağımız oyunu ve hedeflerimizi biliyorduk. Sonuç olarak, finalde kaybedilse dahi, takımın üstün performansı ve damgası vardı. Biz, bu şampiyonaya hem sahada hem de sahne arkasında güçlü bir kimya, yüksek motivasyon ve özgüvenle girdik ve bu izleri bıraktık.
– Takım ruhu ve arkadaşlık ortamı nasıl bir etki yarattı?
Takım içindeki uyum ve dayanışma, çok önemli bir faktördü. Sahada olduğu kadar saha dışında da birbirini anlayan ve destekleyen bir grup olduk. Bu enerji, ekrandan bile seyrediciye yansıdı. O “12 Dev Adam” ruhu yeniden canlanırken, tüm sezon boyunca gösterilen birlik ve beraberlik, başarıyı getirdi. Herkes kendini sahada her zaman en yüksek motivasyonla gösterdi. Çok zor ve kıymetli bir duyguydu, bu başarıyı sağlamak ve bu enerjiyi yakalamak bizim için çok değerliydi.
– Kaptanlık sana ne anlam ifade ediyor ve bu sorumluluğu taşımak nasıl bir duygu?
Basketbol tarihimizin en efsane isimleri, bu takımın kaptanlığını yaptı. Bu görev, hem büyük sorumluluk hem de büyük gurur taşıyor. Enerjisi yüksek, kaliteli bir kadro içinde kaptanlık yapmak gerçekten çok özel bir durum. Kendi adıma ise, takımdaki ortamı güçlendiren ve oyunu bütünleyen bir rol üstleniyorum. Bu görevi anlamlandırmak çok değerli, bana verilen bu vazife, bana unutulmaz anılar ve güçlü duygular bıraktı. Federasyon ve hocamıza, bana bu onuru yaşattıkları için teşekkür ederim. Ayrıca, takım arkadaşlarımın da bu başarıda büyük emekleri olduğunu belirtmek isterim.
– Alperen Şengün’ün performansı ve kariyerindeki önemi nedir?
Harika bir oyuncu, olağanüstü bir karakter ve sahip olduğu basketbol seviyesiyle genç yaşında büyük bir çıkış yakaladı. NBA All-Star’ı olması, onun ilk sırada yer almasını sağlıyor. Çok olgun, geleceğin yıldızı ve adını dünya basketbolunun en prestijli isimleri arasına yazdıracağına inancım tam. Ayrıca, hem saha içi hem de saha dışı takım arkadaşlarına önemli katkıları devam ediyor. Bu genç yeteneğin onunla birlikte, hem Türk basketbolunun hem de global basketbolun gelecekteki en önemli oyuncularından olacağı kesin. Ona olan güvenimiz tamdır.
– Yunanistan karşılaşması gerçekten epik bir an olmayı başardı. Maç öncesi ve sonrası atmosfer nasıl oluştu, hatıraların nelerdir?
O maç, hem hikayesi hem de atmosferiyle hafızamızda yer etti. Kendi sakatlığım nedeniyle belirsizlikler yaşadım ama maça çıkma kararı çok önemliydi. Yunanistan, güçlü ve tecrübeli bir takım; üstelik arkadaşlarımın çoğu kulüpte ve milli takımda yan yana forma giymiştik. Giannis ile olan eşleşme ise ayrı bir heyecandı. Ama asıl önemli olan, bu maçı kazanmak ve finale yükselmektir. Bu karşılaşmaya büyük ciddiyetle hazırlandık ve sahada üstün bir oyun ortaya koyarak galip geldik. Tüm bu süreçte, Ercan Hoca’nın muhteşem performansı ve liderliği olmasaydı, işler zor olabilirdi. Kendisine ve takım arkadaşlarıma çok teşekkür ederim.
– Sakatlık durumuna rağmen maça nasıl hazırlandın ve bu süreçte neler yaşadın?
Polonya maçında sakatlandım ve ciddi olduğu başlangıçta fark edilmedi. Sonrasında yapılan kontrollerde ciddi bir kemik ödemi olduğunu öğrendim. Ayağım şişmiş ve hareket etmekte zorlanıyordum. Ama bu yarı final bizim için çok önemliydi ve maçı kaçırmak istemedim. Hızla toparlanmak için sağlık ekibimizin büyük çabasıyla sahada oldum. Ağrılarına rağmen, elimden geldiğince oynadım. Final maçında da acılar devam etse de, takımın yanında olmak benim için en büyük motivasyon kaynağıydı.
– Ülkemize basketbol sevincini yeniden kazandırmak sizin başarınız. Bu enerji ve birlik nasıl hissediliyor?
Türk halkı, bu takımı yalnız bırakmıyor. Riga’da ve her yerde, tribünlerde ve ekran başında büyük bir destek gördük. Bu inanç ve sevgi, bizim en büyük gücümüz oldu. Birlikte olmaktan, bu sevgiyle hareket etmekten mutluluk duyuyoruz. O “12 Dev Adam” ruhu, yeniden canlandı ve bunu hissetmek çok güzel. Bizler, bu enerjiyi ve motivasyonu sahaya yansıttık ve ülkemizde basketbola olan ilgiyi artırmak adına katkıda bulunduk.
– Gelecek hedefleriniz ve takımın önündeki yol nedir? Sıradaki adımlar nelerdir?
Mevcut potansiyel ve gösterilen performansla, dünya şampiyonasında madalya ve olimpiyatlara katılmak bizim en büyük hedefimiz. Bu zorlu yolda, hem yetenek hem de takımlar halinde gelişimimize devam etmeliyiz. Türk basketbolu, bu seviyeleri hak ediyor ve layık olduklarımıza ulaşmak için çok çalışıyoruz. Bu başarıyı devam ettirerek, daha büyük hedefleri gerçekleştirmeye hazırız.
– Avrupa’da yetişmiş bir oyuncu olarak, EuroBasket deneyimin nasıl gelişti ve kendini nasıl hissettin?
Avrupa’da büyüdüğüm için burada basketbola alışmak oldukça hızlı oldu. NBA’de daha fazla alan ve daha kolay hücum imkanları olsa da, Avrupa’da içeri girerken önünüzde genellikle daha sert ve dirençli savunmalar olur. İlk başta zorlanmış olabilirim ama sezon ilerledikçe, EuroLeague’deki formumun yükselmesiyle, bu takımı önemli turnuvalarda temsil etmekten büyük memnuniyet duyuyorum. Bu şampiyonada, performansımı artırdım ve turnuvanın unutulmaz bir parçası oldum. Gönül isterdi ki altın kazanıp, onunla anılsaydık ama bu da önemli bir deneyim oldu.
– EuroBasket 2025’de ilk beş içinde yer almayı hedefliyor musun?
Bence, ilk seçimde Alperen’i yazmak en mantıklı seçenek olur. Onun etrafına dört isim daha eklediğinizde, takımın sistemi oldukça stabil hale gelir. Belki, kendimi veya başka bir oyuncuyu koyabilirdim ama bu tamamen taktiksel bir tercih olurdu. Eğer şöyle bir tercih hakkım olsaydı, Luka Doncic yerine başka isimler de düşünülebilirdi; belki de Markannen gibi bir isim eklenebilirdi. Sistem ve takımların dinamiğine uygun olarak, en iyi ilk beşi kurmak benim için öncelikli olurdu. Bu, hem takım uyumu hem de başarı şansını artırır.”
Defne Kurt, Dünya Para Yüzme Şampiyonası’nda Avrupa Rekoru Kırdı ve Tarih Yazdı