40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
4.320,96%0,56
7.017,00%0,27
27.981,00%0,27
10.219,40%-0,06
Filistin Dışişleri Bakan Yardımcısı Ahmed ed-Dik, New York’ta düzenlenecek 80. BM Genel Kurulu’na katılmak üzere ABD’ye gidecek Filistinli yetkililerin vizelerinin iptal edilmesine güçlü bir şekilde tepki gösterdi. Dik, bu adımı “son derece tehlikeli, gerekçesiz ve muhtemel sonuçlarından endişe verici” olarak nitelendirdi.
Amerika Birleşik Devletleri’nin aldığı kararın, İsrail tarafından Filistinlilere yönelik kolektif bir cezalandırma uygulaması olarak kullanılabileceğine dikkat çeken Dik, bunun Gazze’de yaşanacak soykırım ve Batı Şeria’daki ilhak girişimlerini daha da derinleştirebileceğini ifade etti. Ayrıca, söz konusu kararın ABD ve İsrail’in açıklanmamış siyasi projeleriyle de bağlantılı olabileceğini dile getirdi. Dik, Trump yönetimine bu kararı gözden geçirmesi çağrısında bulunarak, “Bu, ateşe benzin dökmek gibi ve barış çabalarına zarar verir.” dedi.
Vize iptal kararının yalnızca Filistin’e değil, tüm ülkelerin temsil hakkına aykırı olduğunu vurgulayan Dik, Filistin yönetiminin konu ile ilgili BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile iletişime geçtiğini belirtti. Aynı zamanda, uluslararası alanda bu karara karşı destek talebinde bulunmak amacıyla Avrupa’daki dost ülkeler ve Arap dünyası nezdinde diplomatik girişimler başlattıklarını dile getirdi. Dik, BM Genel Kurulu’nda yapılacak toplantının bu kararın doğrudan etkisi altında kalmaması için uluslararası destek arayışında olduklarını açıkladı.
Filistin yönetimi, ABD’nin bu kararının barış amaçlı diplomatik çabalara karşı olduğunu ve BM ilkeleriyle çeliştiğini savunuyor. Dik, “Trump yönetiminin heyetlerimizin vizelerini iptal etmesi, barış çabalarına aykırıdır.” ifadelerini kullandı.
Filistinli yetkili, İsrail’in Batı Şeria’dan El Halil’i ayırmak ve ayrı bir “emirlik” oluşturmak şeklindeki planını reddettiklerini belirtti. Dik, “Filistin’in varlığı bölünemez. El Halil dahil olmak üzere Gazze ve Batı Şeria’da tam yetkilerimizin olduğunu ısrarla vurguluyoruz.” şeklinde seslendi. Ayrıca, El Halil’e yönelik bu projenin Filistin halkında öfke yaratacağı uyarısında bulundu. Dik, İsrail’in ilhak, yerinden etme ve soykırım suçlarını yoğunlaştırdıkça, bölgede Filistin’in uluslararası toplum nezdinde destek yerine izole bir devlete dönüşme riskinin arttığını söyledi.
İsrail’de bazı önemli siyasi figürlerin, bölgedeki Filistin yönetimi yerine yerel aşiretlerin devreye girebileceğine ve ayrı bir emirlik kurulabileceğine ilişkin planları gündeme getirdiği biliniyor. Ayrıca, İsrail basınında çıkan haberlerde, Netanyahu’nun üst düzey yetkililerle yaptığı toplantıda, Filistin Devleti’ni tanımak isteyen ülkelerin tepkileri sonrası, bölge aktörlerinin bu proje üzerinde çalıştığı iddia edildi.
Ahmed ed-Dik, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te yaşanan gelişmeleri de değerlendirdi. İlhak planlarının aşamalı olarak devreye girdiğine dikkat çekerek, “Batı Şeria’nın parçalanması, Kudüs’ün çevresinden koparılması ve Yahudi yerleşimci şiddetinin artması, fiilen ilhak politikalarının adımlarıdır.” dedi. Uluslararası toplumun, BM Şartı’nın 7. Bölümü’nü uygulayarak İsrail’in bu politikalarına dur demesi gerektiğini vurguladı. Dik, “Yüzde 60’dan fazlası İsrail ordusunun koruması altında olan bölgeler, bir anlamda ilhak edilen alanlardır,” diyerek, ilhakın kaçınılmaz olduğunu öne sürdü.
Birçok medya kuruluşu, İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar’ın, Washington’da yaptığı görüşmede, bölgedeki gelişmeleri ve ilhak planlarını detaylandırdığını ve ülkelerin bu konudaki tutumunu netleştirdiğini bildirdi.
29 Ağustos’ta ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Eylül ayında New York’ta gerçekleştirilecek olan 80. BM Genel Kurulu’na katılacak Filistinli yetkililerin vizelerinin iptal edildiği duyuruldu. Bakanlık, “ABD yasaları gereği, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, BM Genel Kurulu öncesinde Filistin’in bazı temsilcilerinin vizelerini reddetmiş veya iptal etmiştir.” açıklamasını yaptı.
Bu karar, Filistin tarafında büyük tepkiyle karşılandı. Ayrıca, ABD’nin 16 Ağustos’ta açıklama yaparak Gazze halkına yönelik tüm ziyaretçi vizelerini durdurduğunu duyurması da dikkat çekiyor. Bu uygulama, bölgedeki diplomatik hareketlilik ve çatışmalı ortamı bir kez daha gündeme getirdi.
İsrail’in Dimona’deki Nükleer Tesisinde Son Aylarda Yoğun İnşaat Hareketliliği Gözlemleniyor
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.