40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
4.320,96%0,56
7.017,00%0,27
27.981,00%0,27
10.219,40%-0,06
2 Temmuz tarihinde İstanbul’da gerçekleşen Türkiye-İtalya-Libya İşbirliği Zirvesi, bölgesel ve uluslararası politikaların şekillenmesinde önemli bir dönüm noktası olarak kayıtlara geçti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ve Libya Milli Birlik Hükümeti Başbakanı Abdülhamid Dibeybe’nin bir araya geldiği bu toplantı, sadece üç ülkenin değil, aynı zamanda Akdeniz havzasının istikrarı ve güvenliği açısından da kritik öneme sahipti. Zirvede, bölgesel meseleler, göç politikaları ve ortak çıkarlar detaylı biçimde masaya yatırıldı.
Erdoğan, özellikle düzensiz göç hareketlerinin kaynağını kurutmak ve bölgedeki istikrarı sağlamak amacıyla sürdürülebilir ve uzun vadeli çözümler geliştirilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Bu noktada, çok taraflı işbirliğinin ve ortak stratejilerin hayata geçirilmesinin elzem olduğunu belirtti. Ayrıca, bölgedeki sınamaların aşılmasında üç ülkenin koordinasyonunun artırılması gerektiğine işaret ederek, göç ve güvenlik alanındaki ortak çalışmaların geliştirilmesine yönelik adımların hızlandırılmasını istedi.
Bu önemli toplantıyı değerlendiren eski Yunanistan Dışişleri Bakanı Dimitris Avramopoulos, özellikle Yunanistan’ın bölgedeki gelişmelerden dışlanması ve izole edilmesine dikkat çekti. “Yunanistan’ın dışlanması tesadüf değil” ifadesiyle, Atina hükümetinin bölgesel gelişmelere katılımını sınırlayan politikalara dikkat çekti. Avramopoulos, Yunan halkının Türkiye’ye dair algısının sürekli tehdit ve korku duyguları ile şekillendiğini, bu yüzden Yunanistan’ın uluslararası meselelerde gerçekçi ve yapıcı bir rol almakta zorlandığını vurguladı.
Yunanistan’ın Libya ve Akdeniz politikalarının, bölgesel barış ve istikrar açısından olumsuz etkiler yarattığını belirten Avramopoulos, özellikle Türkiye’nin askeri ve jeopolitik gücünü etkin kullanması karşısında Atina’nın sadece korku ve güvensizlik içinde hareket ettiğine değindi. “Türkiye’yi tehdit görme saplantısı, Yunan halkının psikolojisini olumsuz etkiliyor ve ülkemizin uluslararası konumunu zayıflatıyor” şeklinde açıklamalarda bulundu. Ayrıca, Yunanistan’ın izolasyona yol açan bu tutumların sürdürülebilir olmadığını ve daha açık ve gerçekçi bir dış politika izleme zamanının geldiğine işaret etti.
Avramopoulos, Türkiye’nin askeri ve jeopolitik gücünü etkin biçimde kullanarak bölgesel dengeleri değiştirdiğine dikkat çekti. “Türkiye, hem askeri hem de diplomatik alanda önemli adımlar atıyor”. Bu bağlamda, özellikle Libya’da Hafter’e destek veren unsurların, Berlin Süreci ve uluslararası platformlar açısından olumsuz sonuçlar doğurduğuna vurgu yaptı. Türkiye’nin, bölgedeki etkinliği ve gücü karşısında, Yunanistan’ın korku dolu ve parçalı yaklaşımlarla hareket etmek yerine, daha yapıcı ve gerçekçi politikalar geliştirmesi gerektiğini belirtti.
İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin, bölgesel çıkarları ön planda tutarak somut adımlar atması ve Türkiye’nin askeri ve jeopolitik gücünü etkin biçimde kullanması, bölgedeki dengeyi değiştiren temel faktörler olarak öne çıktı. Meloni’nin, uluslararası platformlarda aktif rol alması ve suç şebekeleriyle mücadele konusunda ortaya koyduğu kararlı tutum, bölgesel istikrarın sağlanmasında önemli bir misyon üstleniyor.
İtalya Başbakanı Meloni, İstanbul’daki üçlü zirvede, göç akınlarının yönetimi ve suç organizasyonlarıyla mücadele konularında somut eylem planlarını gündeme getirdi. Bu kapsamda, göçmenlerin güvenli ve kontrollü bir şekilde bölgeye girişlerinin sağlanması ve göçmen kaçakçılığı ile mücadelede ortak adımlar atılması hedefleniyor. Meloni, özellikle Libya’nın göç baskısını hafifletmek ve göçmenlerin güvenli bir şekilde ülkelerine dönüşünü kolaylaştırmak amacıyla, uygulamaya geçirilecek yeni politikaları vurguladı.
İtalya Başbakanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Görüşmede, göç akınlarının yönetimi ve ortak zorlukların aşılması için güçlü işbirliği vurgulandı” denildi. Meloni’nin, Türkiye ile bu alanda elde edilen “mükemmel sonuçları” hatırlatarak, Libya’daki göç alanındaki çabaları desteklemek ve sürdürülebilir çözümler geliştirmek için ortak adımların atılacağı belirtildi. Bu bağlamda, yeni stratejilerin ve uygulama planlarının, bölgesel istikrar ve göçmenlerin güvenliği açısından büyük önem taşıdığı ifade edildi.
Sonuç olarak, İstanbul Zirvesi, bölgesel işbirliği ve uluslararası ilişkilerde yeni bir sayfa açarken, bölgenin geleceğine dair umutları da artırdı. Üç liderin ortaya koyduğu vizyon ve atılan somut adımlar, Akdeniz havzasında barış ve istikrarın tesisi için güçlü bir temel oluşturuyor.
Hamas: Netanyahu Gazze’deki esirlerin hayatlarından sorumlu