İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu toplantısına katılan Yükseköğrenim Kurulu (YÖK) Başkanı Özvar, üniversite tercih döneminin öğrenci ve aileleri açısından oldukça kritik ve heyecan verici bir süreç olduğunu vurguladı. Bu dönemde yaşanan psikolojik baskıya dikkat çekerek, toplumun tüm kesimlerinin gençlerin yanında olması gerektiğine işaret etti. Özvar, yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Üniversitelerimizin itibarını korumak, hepimizin ortak görevidir. Bu kurumların verdiği eğitim, ülkemizin geleceğinin şekillenmesinde temel taşlardan biridir. O nedenle, tercih döneminde yaşanabilecek olumsuz algı ve tartışmalardan uzak durmak, üniversitelerimizin saygınlığını yüksek tutmak büyük önem taşımaktadır. Adaylarımız ve aileleri, bu süreçte moral ve destekle yanlarında olmalı, üniversitelerin değerini ve katkılarını ön plana çıkarmalıdır.”
Özvar, ayrıca üniversitelerin öğrencilere sunduğu eğitim kalitesini ve mezunların istihdam imkânlarını geliştirmeye yönelik çalışmaların sürdüğünü belirtti. Bu noktada, sektörde ihtiyaç duyulan alanlara uygun programların yaygınlaştırılması ve güncel yetkinliklerin kazandırılması büyük önem taşıyor.
İstihdam ve Eğitimde Stratejik Yaklaşımlar
YÖK olarak, mezunların sadece diploma değil, aynı zamanda iş imkanlarına da sahip olmasını sağlayacak sistemler geliştirdiklerini anlatan Özvar, özellikle organize sanayi bölgelerinde kurulan meslek yüksekokulları ve uygulamalı eğitim merkezlerinin bu alandaki başarılarına dikkat çekti. Bu çalışmaların, üniversite-sanayi iş birliğinin somut ve etkili örnekleri olduğunu vurguladı.

Özvar, ayrıca, 2025 Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) tercih kılavuzunda 27 yeni programın yer alacağını ve bu programların bilişim, yapay zekâ, yeşil teknolojiler, sağlık ve tarımda dijital dönüşüm gibi güncel ve stratejik alanlara odaklandığını belirtti. Böylece, yeni kurulan üniversitelerin sayısının 100’e ulaştığını, gençlere daha geniş ve çeşitli eğitim imkanları sunulduğunu ifade etti.
Küresel Beceriler ve Türkiye’nin Gelişim Perspektifi
Uluslararası araştırmalar, Avrupa ülkelerinde firmaların yaklaşık %75’inin doğru niteliklere sahip iş gücü bulmakta güçlük yaşadığını gösteriyor. 2018 yılında İngiltere’de küçük ve orta ölçekli işletmelerin beceri ihtiyacındaki açık yıllık %18 iken, bu oran 2023’te %80’e yükseldi. İtalya’da %37’den %75’e, Almanya’da %51’den %82’ye çıkan bu oranlar, küresel ölçekte beceri açığının giderek büyüdüğünü ortaya koyuyor. Türkiye’de ise bu oran %66’dan %76’ya yükselmiş durumda.
Hem pazı gücü hem de zihinsel becerilere dayalı nitelikli iş gücü gerekliliği, ülkemizin kalkınma hedefleri açısından hayati önem taşıyor. Katma değeri yüksek ve teknolojik üretim yapabilen ekonomiler inşa etmek, bu iki temel beceri setinin uyumuyla mümkün olabilecek. Bu nedenle, eğitim ve mesleki gelişim alanlarına yapılan yatırımların, sürdürülebilir kalkınmanın anahtarı olduğu açıktır.
Üniversitelerin Sanayideki Rolü ve İş Birliği
İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan ise, “Üniversiteler, bilgi üretimi, teknoloji geliştirme ve nitelikli insan kaynağı yetiştirme noktasında sanayinin vazgeçilmez ortaklarıdır” dedi. Bahçıvan, üniversitelerle kurulan stratejik ortaklıkların, sanayinin rekabet gücünü artırmak ve yenilikçi üretim kapasitesini güçlendirmek adına kritik önemde olduğunu vurguladı. Bu iş birlikleri sayesinde, sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücü ve teknolojik gelişmeler daha etkin bir şekilde hayata geçirilebiliyor.
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!