40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
4.320,96%0,56
7.017,00%0,27
27.981,00%0,27
10.219,40%-0,06
Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde 10 Ağustos tarihinde gerçekleşen ve büyüklüğü 6,1 olarak belirlenen deprem sonrası bölgeyi ziyaret eden Afyon Kocatepe Üniversitesi Deprem Uygulama ve Araştırma Merkezi (DUAM) uzmanları, fay hattı yapısı ve yer kabuğundaki dönüşümleri detaylı şekilde inceledi. Uzmanlar, GPS ölçümleri ve arazi çalışmalarında bölgede belirgin bir deformasyon ya da yüzey kırığı tespit edilmediğini bildirdi. Prof. Dr. İbrahim Tiryakioğlu, ekiplerinin, üç gün boyunca sahada yaptığı çalışmalar ve ilk veri analizleri sonucu, bölgede kalıcı deformasyona rastlanmadığını açıkladı.
Yapılan araştırmalarda, bölgede gözle görülür bir deformasyon izine rastlanmaması, depremin fay hareketiyle ilişkili olup olmadığı ve tehlike seviyeleri konusunda merak uyandırmış durumda. Bu konuda görüşlerini aktaran uzmanlar, depremin hemen ardından gerçekleştirilen ölçüm ve değerlendirmelerin, bölgedeki faylarda büyük bir hareketlenmenin veya kırığın olmadığını gösterdiğine dikkat çekti.
‘İLK BULGULAR, BELİRGİN BİR KALICI DEFORMASYON OLMADIĞINI GÖSTERİYOR’
Prof. Dr. İbrahim Tiryakioğlu yaptığı açıklamada, amaçlarının yüzeydeki deformasyonları ve kırıkların tespiti olduğunu ifade etti. “Bölgeyi yakından gözlemledik ve GPS ölçümleri yaptık. İlk sonuçlar, bölgede kalıcı bir deformasyonun olmadığını gösteriyor” dedi. 6,1 büyüklüğündeki depremin ardından yüzeyde ortaya çıkan belirgin kırık ya da belirgin deformasyon izine rastlanmaması, depremin yüzeysel etkilerinin sınırlı olduğunu düşündürüyor.
Uzmanlar, daha büyük ölçekli depremlerin genellikle yüzey kırıklarına neden olamayabileceğine işaret ediyor. “Gözle görülebilir kırıkların oluşması, 6,5 ila 6,8 büyüklüğündeki ve üzeri depremlerle ilişkilidir. Ancak her zaman böyle değildir.” diyerek, büyüklük ve fay hatlarının ilişkisine vurgu yaptı. Ayrıca, uzmanlar, bu olayın doğru bir şekilde değerlendirilmesi için daha derin analizlerin ve detaylı çalışmaların gerektiğine de dikkat çekiyorlar. GPS verileri ve yeni nesil deformasyon ölçümleri sayesinde, faylar hakkında daha net bilgiler elde edilebileceğine inanıyorlar.
Depremin meydana geldiği fayın henüz tam olarak belirlenmediğini vurgulayan Prof. Dr. Pampal, bölgedeki karmaşık fay yapısının önemine değindi. “Çok sayıda bilinen fay olmasının yanı sıra, haritada henüz tespit edilmemiş ve ‘gizli’ sayılan faylar da bulunabilir. Bu kayıtlarda yer almayan gizli faylar, ciddi depremlere neden olabilir.” şeklinde açıkladı. Ayrıca, bilim insanları, gizli veya örtülü fayların da büyük ve yıkıcı olabileceğini belirterek, “Bilinmeyen faylar, beklenmedik depremler ortaya çıkarabilir. Bu nedenle bölge sismotektonik açıdan detaylı incelenmeye açık olmalı.”
Depremin ardından gözlemlenen artçı sarsıntıların yoğunluğu ve sıklığı, bölgede önemli bir dikkate alınması gereken konu. Prof. Dr. Pampal, bu artçıların, Simav Fayı ve bölgedeki diğer aktif fayların kesişim noktasında gerçekleştiğine dikkat çekti. “Bölgede 450’den fazla artçı kaydı alınmışken, bu sayı 1200’den fazla durumda ve normalin oldukça üzerinde. İstanbul’daki deprem sonrası artçıların sayısını katbekat aşması, olağandışı bir durum olarak değerlendiriliyor.”
Uzmanlar, bu artçıların büyüklük ve yoğunluk açısından alışılmışın dışında olduğunu ve zamanla azalması beklenen sarsıntıların, mevcut durumda yüksek sayı ve devam eden aktiviteyle dikkat çekici olduğunu vurguluyorlar.
Prof. Tiryakioğlu ve diğer uzmanlara göre, Sındırgı fay zonunda enerji salınımının devam ettiği ve büyük ölçekli yeni depremler beklenmediği düşünülüyor. Bölgede, 6,5 ila 7 büyüklüklerine ulaşabilecek Simav, Gelenbe ve Balıkesir fay sistemleri bulunmakta olsa da, şu anki veriler bunu doğrulamıyor. Uzmanlar, detaylı saha ve sismotektonik çalışmaların, fayların hareket ve aktivite durumunu daha iyi anlamada önemli olacağını dile getiriyorlar.
Uzmanlar, bu tür olayların ve verilerin dikkatlice analiz edilmesi gerektiğini belirtiyorlar ve bölgesel fay zararlarının kontrol altında tutulması adına sürekli gözlem ve araştırmaların önemini vurguluyorlar.
AÖF YAZ OKULU SINAV SONUÇLARI 2025 TARİHİ || Anadolu Üniversitesi AÖF yaz okulu onuçları ne zaman açıklanır, nereden öğrenilir?