Padişahların yanından ayırmadığı dönemin önemli ilim insanlarından Molla Arap’ın kabristanı bakımsızlığıyla dikkat çekiyor

Bursa’nın Yıldırım ilçesinde bulunan Molla Arap Mahallesi’ne ismini veren ve Osmanlı ilim dünyasında derin izler bırakan Molla Arap Hazretleri’nin kabri yalnızlığa terk edilmiş durumda. Daha önce Molla Arap Camii bahçesinde olan kabir, 1855 yılında ...

Bursa’nın Yıldırım ilçesinde yer alan Molla Arap Mahallesi’ne ismini veren ve Osmanlı döneminde derin izler bırakmış olan Molla Arap Hazretleri’nin kabri, günümüzde görmezden gelinen ve bakımsızlıkla karşı karşıya kalan önemli bir manevi miras olarak duruyor. Bir zamanlar Molla Arap Camii’nin bahçesinde bulunan kabir, 1855 yılında gerçekleşen büyük depremin ardından cami küçültüldükçe yolun karşısına taşınmış ve uzun yıllardır kaderine terk edilmiştir. Bu değerli ilim insanının mezar taşına ve türbesine yönelik ilgisizlik, hem tarihi önemi hem de manevi değeriyle büyük bir kayıptır. Antakya doğumlu olan ve Halep üzerinden Bursa’ya gelen Molla Arap, kendisine verilen bu isimle tanınıyor çünkü Arapça’yı çok iyi bilen, ilim dünyasında saygın bir yer edinen bir alimdi.

Özellikle zahiri ilimlerde ve tasavvufta derin bilgi sahibi olan Molla Arap Hazretleri’nin hayatı, Osmanlı padişahlarının da ilgisini çekmiş ve onların sohbetlerine katıldığı, dersler verdiği bilinen önemli bir şahsiyetti. Bu değerli ilim insanının mezarının bulunduğu alan, şu an türbe haline getirilmemiş ve çevresi büyük ölçüde bakımsız kalmıştır. Vatandaşlar, bu manevi mirasa sahip çıkılması gerektiğine vurgu yaparken, özellikle Yıldırım Belediyesi’nin bu konuda daha aktif rol alması gerektiğini belirtiyorlar. Geçmişte Aşık Yunus Hazretleri’nin kabri ortaya çıkarılmasında gösterilen duyarlılık, Molla Arap Hazretleri için de benzer bir sahiplenmenin önemini ortaya koyuyor.

‘PADİŞAHLAR MOLLA ARAP'İ YANINDAN AYIRMAZDI’

Osmanlı tarihine ışık tutan önemli isimlerden Cüneyt Günay, Molla Arap’ın Osmanlı devlet yönetimi ve padişahlarla olan yakın ilişkisine dikkat çekiyor. Günay, “Bursa’da Yıldırım ilçesinde Molla Arap Mahallesi’ne ismini veren Molla Arap Hazretleri’nin şu an kabri başındayız. Kendisi Osmanlı için gerçekten çok büyük bir değer. Günümüzde yeterince tanınmıyor ve bilinmiyor. Bursa’da yaşayanlar onu Molla Arap olarak tanımışlar çünkü asıl ismi Vaiz Muhammed bin Ömer’dir. Dedesinin Mâverâünnehir’den Antakya’ya göç ettiği bilinir. Halep ve Bursa üzerinden gelen Molla Arap, Arapça’yı çok iyi bildiği için halk arasında sevilen ve sayılan bir alim olmuş. Sultan Kayıtbay, onun eğitimine büyük önem verir, derslerine katılır ve çok sever. Hatta bir ara Mısır’a gitmek ister, izin alamayınca Bursa’ya döner. Burada vaazlar vererek halkıyla sıkı bağlar kurar.” diyerek, onun Osmanlı padişahlarıyla olan yakınlığı ve etkisini vurguluyor.




Günay, sözlerine şöyle devam ediyor: “İkinci Beyazıt döneminde, Molla Arap ile padişah arasında güçlü bir dostluk ve muhabbet gelişir. Modon Seferi sırasında ilk şehre ve kaleye girenler arasında yer alır. Vefatından sonra Yavuz Sultan Selim döneminde de onun etkisi görülür. Çaldıran Savaşı’nda Osmanlı ordusuna moral ve motivasyon sağlamasıyla tanınır. Şiirleri ve vaazlarıyla orduyu cesaretlendirir, dualarıyla savaşlarda başarılar diler. Yavuz Sultan Selim vefat ettiğinde, yerine geçen Kanuni Sultan Süleyman döneminde de onun varlığı devam eder ve özellikle Macaristan Seferi’nde katkılarıyla bilinir.” şeklinde, Molla Arap’ın padişahlar nezdinde önemli bir yer tuttuğunu anlatıyor.




Değerli Bir İlmi ve Manevi İnsandı

Günay, sözlerine şu şekilde devam ediyor: “Molla Arap, sadece tasavvuf ve ilim alanında değil, kimya ve hadis gibi çeşitli disiplinlerde de derin bilgi sahibiydi. Arapça’ya olan hakimiyeti ve bilimsel çalışmalarıyla öne çıkan biri olarak, Balkanlar’da da birçok esere imza atmış, Üsküp’te cami ve mescitler inşa ettirmiştir. Bursa’daki mezarı ise, maalesef hak ettiği değeri görmüyor ve yeterince tanıtılmıyor. Mezarı ve çevresi, tam anlamıyla saygıdeğer bir türbe veya anıta dönüşmeli. Buradaki yazılar ve kabir taşları, onun manevi ve ilmi önemine yakışır şekilde yeniden düzenlenmeli ve tasarlanmalıdır. Buralara yapılan restorasyon ve tanıtım çalışmaları, hem şehrin hem de ülkenin kültürel mirasına katkı sağlayacaktır.” diyerek, Molla Arap’ın hak ettiği değeri görmesi için çalışmaların hızlandırılması gerektiğine vurgu yapıyor.




Vatandaşlar ve tarihçiler, özellikle Yıldırım Belediyesi’nin bu konuda öncülük etmesi ve tarihi değerleri gün yüzüne çıkarması gerektiği konusunda birleşiyor. Son dönemde Aşık Yunus’un kabri ortaya çıkarılarak kültürel bir adım atan belediyenin, Molla Arap Hazretleri’nin de kabri ve türbesiyle ilgili benzer bir girişimde bulunmasını beklediklerini dile getiriyorlar. Bu sayede, hem manevi hem de kültürel açıdan önemli bir mirasın gelecek nesillere aktarılması sağlanacaktır.