Onur Tuna: Zorbalanmamak için zorbalarla arkadaş oldum

Gerçekten ekranda göründüğü kadar yakışıklı. İnsanı rahatlatan, aynı zamanda seksi de tınlayan bir ses tonu var. Şimdiye kadar hep iyi işlerde, seçerek rol aldı. Zaten oyunculuk onun en büyük derdi. “Bir ceketi tanıtmak için bir yerlere gitmeyi düşünmüyorum. Çünkü oyuncuyum, kamera önünde olmaya alışığım” diyor.

İnsan dışarıdan bakınca; ağırbaşlı, soğukkanlı, söz yazan, resim yapan ve başarılı oyuncu biri gibi duruyor. Her şey onun için mükemmellik derecesinde ve bunun bazen sinir bozucu olabildiğini söylüyor. Zaten onun anlatımıyla, tam anlamıyla bir seri katili anlatıyor gibiyiz. Bu durum onun aslında kendine ait bir madalyonu olduğunu gösteriyor.

Hayat ve İnsanlık Üzerine Düşünceler

Fakat, her şey olduğundan çok daha farklı duruyor. “Hayat, bu dünyada değerli ve kimse kimsenin hudutlarına bu kadar girmemeli. Bazen hırslanıyoruz ve o an kendimizi durdurmamız gerekiyor. Ne yapayım, durdurmazsak dünyanın kötü bir yer haline geldiğini düşünüyorum,” şeklinde ifadelerde bulunuyor.

Biraz da kendi zaaflarını anlatıyor ve rahatlamamızı istiyor: “Bir konuya gerçekten kafayı takarsam, yandım, iki gün boyunca onu konuşurum. Kahvaltımı huzursuzlaştırabilirim, hatta sinirlenip yemiyorum bazen.”

Özellikle 40 Yaş ve Olgunlaşma Dönemi

“Dinginleştim,” diyor. “Normalde bir gün boyunca kızıp düşündüğüm konuları artık çok daha rahat atlatabiliyorum. Bu biraz da yaş alınmasıyla ilgili diye düşünüyorum.”

‘Sen kızabiliyor musun?’ sorusuna ise, “Kızıyorum tabii, neden kızmayayım?” diyerek cevap veriyor. Ayrıca, onun sakin ve kibarsı tavrı dikkat çekiyor: “Dertleri olan biri olarak, kızgınlıklarım da var. Ama eskisine göre daha az. Bu, yaş almak ve biyolojik bir şey olabilir. Hayatta hep kendi sakinliğimle vakit geçirirdim, şu an ise bu zamanın bana gerçekten iyi geldiğini fark ediyorum.”

Hayatın Amacı ve Kendini Geliştirme Yolu

“Kendi en iyi versiyonum olmanın peşindeyim. Bu güzel bir ifadedir, ama bunun bedeli de olacaktır. Yolumda bana çok engel çıkabilir, ama ben her seferinde kendime küçük bir tokat atıp, ‘Yarın en iyi ol ve bugünün hayalini kur’ diyorum,” diyerek kişisel gelişimini vurguluyor.

Zorbalık ve İnsan Doğası

“‘ARKADAŞIM 11 YERİNDEN BIÇAKLANARAK ÖLDÜRÜLDÜ’ başlıklı bir olaydan söz ediyor. Belçim Bilgin’le başrolleri paylaştığı ‘Bağlantı Hatası’ isimli film ise yakında vizyona girecek; film, akran zorbalığını anlatıyor. Kendisi hiç okul yıllarında zorbalığa maruz kalıp kalmadığını soruyoruz. “Hem zorbalık yaptım, hem zorbalığa uğradım,” diye cevap veriyor. “Neden zorbalık yaptım? Zorbalanmamak için, zorbalardan arkadaş olmayı tercih ettim. Dolayısıyla, ben de zaman zaman zorbalık yaptım. Bu, tekme atmak gibi bir şey değil de; zorbalık edilmemek için o zorbalık yapanlarla yakın arkadaşlık kurmak güçtü. Çünkü ben de zorbalığa uğradım.”

Hangi konularda zorbalığa maruz kaldığını anlatıyor: “Gözüm mavi diye, veya uzun boylu olduğum için zorbalık yapıldığını söyleyebiliriz. Kimse evine giderken, taş atılmasını istemez. Bu tür şeyleri aştıktan sonra, üniversitedeki ev arkadaşımın başına gelen dehşet verici olayı anlatıyor: “Ev arkadaşım, bıçaklanarak mahvoldu. 11 yerinden bıçaklandı. Kendisi çok yetenekli bir inşaat mühendisi, ayrıca gitar çalmayı çok seviyordu. Bu olayla birlikte, sosyolojik anlamda zorba olmanın insanoğlunun doğasıyla ilgisi olduğunu düşünüyorum. İnsanların, çocukların sokakta rahat olmasını pek düşünmüyorum. Aslında biz binlerce yıldır zorbayız ve bu davranış biçimi, insanın genetik yapısında var olan bir şey olabilir.”

Olayı anlatmaya devam ediyor: “Evet, bıçaklanan arkadaşım tanımadığı insanlar tarafından saldırıya uğradı. Videoları izledim; iki şapkalı çocuk onu durduruyor ve biri bıçağı saplamaya başlıyor. 11 bıçak yarasıyla, 7 farklı bölgeye saldırılmış. O arkadaşım, 5 yıl aynı evde yaşadığımız, çok iyi gitar çalan ve inşaat mühendisi olan genç biri. Bu gibi olaylar, gerçekten insanların iç dünyasında nelerin döndüğünü düşündürüyor. Sormak istiyorum; ucu bize dokunduğu zaman mı canımız yanacak?”

Yalnızlık ve Sosyallik Üzerine Düşünceler

“Kimi yalnızken çoğalır, kimi ise çoğunlukla…” diye soruyoruz. O ise cevap veriyor: “Ben çoğunluk içinde hiç çoğalamıyorum. Değer verdiğim insanlar varsa, onlarla sohbet etmek hoşuma gidiyor ama sadece yoğurdu kaymaklaştıran sohbetler sırasında, eve dönmek istiyorum. Çünkü, deve yoğurdu vakasında olduğu gibi; herkes kaymak isteyen, ama deveden kimse bahsetmiyor.”

Sosyallik ve Medya İlişkisi

“Senin yaptığın iş biraz da sosyallik ve magazinle yakından ilişkili… Yakalandın mı hiç Kuruçeşme’de? Etkilendin mi?” diye soruyoruz. “Yok,” diyor. “Asla demiyorum. Ama şu var ki, bu sistem artık sadece sete çıkıp hikaye anlatan bir organizma değil. Tanıtım, ticari anlaşma, sözleşme ve set aşamalarını içeren büyük bir döngüye sahip. Bunlara ve kendi iç disiplinlerine saygı duyuyorum. Ama ben oyunculuk yapmaya başladığımda, bu durum böyle değildi.”

Sosyal Medya ve Oyunculuk

“Sosyal medya şu an çok yaygın; 20’li yaşlarındaysam, oyunculuğa başlamak ister miydim? Yoksa ‘Şartlar değişti, bana uymuyor’ mu derdim?” sorusuna ise, “Bir karakteri canlandırırken tamamen konsantre oluyorum, sıkılmıyorum ve tekrar oyunculuğa başlamak isterim. Çünkü, benim ilgilenmediğim ve çok fazla zaman alan diğer çalışmalarla uğraşmıyorum. Mesela, ‘Bir markanın tanıtımı için bir yere gitmek’ gibi şeylere hayır diyebiliyorum. Eğer bir film çektiysek ve hep birlikte izliyorsak, gidebiliriz. Ama sadece bir ceketi tanıtmak için dışarı çıkmak istemiyorum,” diye yanıt veriyor.

Ve ekliyor: “Hangi derginin kapağında olacağım, kimle iyi geçineceğim, bunları bilmiyorum. Bunları yapmayıp, evde huzurlu şekilde kalmak bana daha iyi geliyor. Sonuçta, bu zaman zarfında dünyanın en iyi ürününü çıkartan var mı?”

Yaratıcılık ve Güncel Projeler

“Yeni projeleri nelerdir?” diye soruyoruz. “Bir yandan yeni bir şarkı çıkardın, bu sezon bir film ve dizi projen var, ayrıca dijital platformlar için çalışmalar söz konusu… İlk şarkın ‘Yorgun Da’ ile başlıyoruz,” diyor. “Bu şarkıyı korona döneminde yaptım ve başlangıçta evde kaydetmiştim. Aslında, bu şarkının çıkış süreci biraz zaman aldı; doğru zamanda yayınlandı ve o dönemde toplumun içindeki yorgunluğu yansıtan bir şarkı oldu,” şeklinde anlatıyor.

“Ruhsal olarak yorgun ve ‘kirli paslı’ hissettiğin zamanlar oluyor mu?” sorusuna ise, “Mutlaka. Zaten yaşamda karşılaştığımız birçok manipulasyon, bizi kir ve pas içinde bırakıyor. Ne kadar arınmaya çalışırsak çalışalım, zaman zaman bu, şarkıdaki gibi hissettiren düşünceleri getiriyor,” diyerek ekliyor. “Hayat, son derece karmaşık; herkes dünyayı bulduğu gibi yaşamak istiyor ama bu her zaman mümkün olmuyor,”

“Oyunculuğun yanı sıra müzik de hayatında hep vardı. Yine de, bu ilgi sistematik ve manipüle edici bir şekilde ortaya çıktı mı?” diye sorulunca, “Hayır. Bugüne kadar yayımladığım hiçbir şarkıda sahte trafik veya sahte tıklama kullanmadım. Her şeyi kendi stüdyomda yapıyorum ve organik tepkiler alıyorum. İnsanların gerçek tepkileri benim için önemli. Bu, müzikte de geçerli. Organik rakamlar önemli; mesela Yasemin Mori’nin birkaç yıl önce yayımladığı videolara baktığımda, onunla aynı sayıda izlenmeyi görünce mutlu oluyorum. Ama 50 milyon dinlenme, benim hayalimde olan şey değil. Çünkü gerçek olmayan şeyleri hayatımda istemiyorum,” diyerek samimiyetini ortaya koyuyor.

Geleceğe Bakış ve Planlar

“Yeni sezonda neler olacak?” sorusuna ise, “‘Aynadaki Yabancı’ dizisi başlıyor. Bu sefer kötü bir karakteri canlandıracağım, ama saf kötü değil. Ayrıca, YouTube kanalımda yeni bir proje var; 12 bölüm çektik, 8 konuğumuz ve 20 şarkı hazırladık, bunlardan 12’si bana ait. Amacımız eğlenerek ve müzikle dolu bir içerik sunmak,” diyerek projelerini paylaşıyor.