Dünya

İsrailli esir babasından orduya çağrı: Bizi katil hükümetten kurtar

İsrailli esir babasından orduya çağrı: Hükümetin katil politikalarına dur de! Çocuklarımızı korumak ve adalet için birlik olalım.

İsrailli esir Nimrod Cohen’in babası Yahuda Cohen, ülkenin en üst seviyedeki askeri ve siyasi liderlerine seslenerek, hükümetin ve ordunun Gazze’den derhal çekilmesini talep etti. Bu çağrı, İsrail’deki siyasi kriz ve askerlerin moral durumu arasındaki derin çatlağı gözler önüne sererken, Cohen’in güçlü ifadeleri kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Cohen, yaptığı açıklamada, ülkenin güvenliği ve ahlaki duruşu adına önemli bir dönüm noktası olabilecek bu adımı atmanın zamanının geldiğini savundu.

Yahuda Cohen, ayrıca İsrail Parlamentosu televizyon kanalı Knesset Channel’a verdiği röportajda, hükümetin ve ordunun derhal Gazze’den çekilmesi ve ülkenin içindeki siyasi ve askeri binaların, özellikle de Parlamento binasının kuşatılması gerektiği yönünde sert ifadeler kullandı. Bu çağrı, sadece hükümetin politikalarını değil, aynı zamanda ülkenin temel demokratik kurumlarının da yeniden yapılandırılması gerektiğine işaret ediyor. Cohen, sözlerine ek olarak, “Askerlerine, Gazze’den çıkmaları ve Kudüs’e yönelmeleri talimatını vermeleri için çağrıda bulunuyorum” diyerek, askerlerin moralini yükseltmeye ve halkın taleplerini dile getirmeye devam etti.

Bir başka dikkat çekici açıklamasında ise Cohen, “Genelkurmay Başkanı, 98. Tümeni alıp Knesset’i kuşatmalı ve bizi bu katil hükümetten kurtarmalı” şeklinde sert bir ifadede bulundu. Bu sözleriyle, ülkenin mevcut siyasi ve askeri liderliğine karşı büyük bir eleştiri yöneltti ve halkın iradesini temsil eden güçlerin doğrudan hareket etmesi gerektiğini vurguladı. Cohen’in bu çağrısı, kamuoyunda geniş çapta tartışma yaratırken, ülkenin geleceğine ilişkin endişeleri de artırdı.

Önceki açıklamalarında ise Cohen, İsrail 103 Radyosu’na yaptığı röportajda Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Karim Han ile görüşmek istediğini belirtti. Bu görüşmede, İsrail’in uluslararası hukuka aykırı olarak yaptığı savaş suçlarını ve insan hakları ihlallerini gündeme getirmeyi planladığını ifade etti. Cohen, “Ona, Netanyahu’nun sadece Gazze’de savaş suçu işlemekle kalmadığını, aynı zamanda İsrail’de de savaş suçları ve yolsuzluklar işlediğini anlatmak istiyorum. İsrail askerleri, Netanyahu’nun kişisel çıkarları ve yargılanmasının neden olduğu kaos ortamında hayatlarını kaybediyor. Dolayısıyla, Netanyahu hem Gazze’de hem de İsrail’de soykırım ve savaş suçlarından sorumludur” diyerek, hükümetin politikalarını sert şekilde eleştirdi ve uluslararası toplumun dikkatini bu konulara çekmeyi amaçladı.

İsrail’in Gazze’yi İşgal Süreci ve Son Gelişmeler

7 Ekim 2023’te Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, İsrail’e yönelik kapsamlı ve sert bir saldırı gerçekleştirdi. Bu saldırı, İsrail’in Gazze’ye yönelik hava, kara ve deniz operasyonlarını tetikledi. Hamas, saldırıyı, Filistinlilere ve özellikle Mescid-i Aksa başta olmak üzere kutsal değerlere yönelik devam eden ihlallere karşı bir karşılık olarak düzenledi. İsrail’in yoğun saldırıları sonucunda bölgede ciddi yıkımlar yaşanırken, bölge halkı büyük insani krizlerle karşı karşıya kaldı.

İsrail’in saldırılarının ardından, uluslararası toplum ve bölgesel aktörler arasında ateşkes ve barış görüşmeleri için girişimler başladı. 19 Ocak 2024’te, Hamas ile İsrail arasında varılan ateşkes ve esir takası anlaşması yürürlüğe girdi. Bu anlaşma kapsamında, İsrail hapishanelerinde tutulan 1700’den fazla Filistinli esir serbest bırakıldı ve Gazze’deki 25 esir ile ölü bulunan 8 kişinin cesedi teslim edildi. Ayrıca, Gazze’deki 5 Taylandlı esir de serbest bırakıldı. Bu gelişmeler, bölgedeki gerginliği azaltmaya yönelik önemli bir adım olarak değerlendirildi.

Ateşkes ve esir takası anlaşmasının ilk aşaması 2 Mart 2024 tarihinde sona erdi. İsrail, bu sürecin ardından, bölgedeki durumu kalıcı bir barış ortamına taşımak amacıyla müzakerelerini sürdürdü. Ancak, taraflar arasındaki görüş ayrılıkları ve karşılıklı şüpheler, müzakereleri çıkmaza soktu. İsrail ordusu, 19 Ocak’taki ateşkesin ardından 18 Mart sabahı tekrar şiddetli saldırılara başladı. Bu saldırılar, bölgedeki tansiyonu yeniden yükseltirken, insani krizleri derinleştirdi.

Müzakere Sürecinde Yaşanan Zorluklar ve Politikalar

Gazze’deki ateşkes müzakereleri, İsrail’in tutumu nedeniyle ciddi anlamda tıkanma noktasına geldi. İsrail, yaklaşık bir hafta önce, Gazze’den çekilme, savaşın sona erdirilmesi ve esirlerin serbest bırakılması gibi temel konularda taviz vermek istemediği için dolaylı müzakerelerden çekildi. Katar’da yürütülen bu dolaylı görüşmelerde, Hamas, kapsamlı bir ateşkes ve esir takası anlaşmasına açık olduğunu belirtmesine rağmen, İsrail’in kendi şartlarını ön planda tuttuğu ve geçici bir ateşkes dışında herhangi bir uzlaşıya yanaşmadığı ortaya çıktı. İsrail, bu tutumuyla, taraflar arasında güveni zedeleyerek, sürecin ilerlemesini engelledi.

Hamas ise, bölgedeki insani kriz ve kayıpların artmasıyla birlikte, kapsamlı bir barış ve ateşkes anlaşmasına hazır olduklarını defalarca dile getirdi. Ancak, İsrail’in tutumu nedeniyle müzakerelerde ciddi bir çıkmaz oluştu. Bölgedeki aktörler, uluslararası toplum ve Birleşmiş Milletler, her iki tarafı da sorumluluk almaya çağırırken, barışın tesisi için yeni yollar aranıyor. Bu karmaşık süreçte, bölgedeki istikrar ve barış için tüm tarafların yapıcı adımlar atması gerektiği vurgulanıyor.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!

💬 Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir.

Yorumunuzu göndererek Gizlilik Politikası'nı kabul etmiş olursunuz.