İslam Alimleri İstanbul’da Gazze’ye Destek İçin Bir Araya Geldi

İstanbul’daki Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nda düzenlenen tarihi toplantıya, 50 ülkeden 150’den fazla İslam alimi katıldı. Bu büyük buluşma, Gazze’de yaşanan insanlık dramı ve soykırım olayına uluslararası dikkat çekmek amacıyla gerçekleştirildi. Katılımcılar, Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen bu organizasyonda, insanlık ve dini sorumluluk bilinciyle ortak bir ses duyurdular.

Konferans boyunca, dünyanın dört bir yanından gelen alimler ve düşünürler, Gazze’deki saldırıların insanlık suçu olduğunu ve bu konuda uluslararası toplumun sesi olması gerektiğini vurguladılar. Toplantıya katılanlar, ümmetin birlik ve beraberliğinin bu zor zamanlarda hayati bir önem taşıdığını belirtti ve dayanışma mesajları iletildi.

Siyonist İşgal ve Duyurulan Kararlar

Konferansta, Siyonist rejimin Gazze’de gerçekleştirdiği saldırıların tam anlamıyla bir soykırım boyutuna ulaştığı açık bir şekilde ifade edildi. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, yaptığı konuşmada, zulme sessiz kalmanın da insanlık açısından kabul edilemez olduğunu ve herkesin bu duruma karşı durması gerektiğine dikkat çekti. Yaptığı açıklamada; “Yeter ki vicdan sahibi insanlar birlikte hareket etsin. Zulme sessiz kalanlar ise tarih önünde hesap vereceklerdir” ifadelerini kullandı.

İslam dünyasının önde gelen isimleri ve Dünya Müslüman Âlimler Birliği Başkanı Prof. Dr. Ali Muhyiddin el-Karadaği, yaptığı çalıştay sonucunda yayımlanan sonuç bildirgesinde, Gazze’ye destek olmayı ulaştırıcı ve kalıcı bir görev olarak tanımladı. Ayrıca, bu kapsamda, ümmetin ve global topluluğun ortak hareket edilmesi gerektiğine vurgu yaptı ve Gazze’nin hak ettiği özgürlüğü kazanması için ortak adımlar atılmasının şart olduğunu belirtti.

İstanbul Bildirisi ve Sorumluluklar

Konferans, “İstanbul Bildirisi” ile sona erdi. Bu bildirgede, uluslararası düzeyde hukuki ve parlamenter bir birlik kurulması çağrısı yaptı. Ayrıca, Kudüs’ün ve Filistin’in özgürlüğü için İslam dünyasının birliğinin temel olduğu ifade edildi. Devlet başkanlarıyla iletişim kurulması ve denetimli çalışma komiteleri aracılığıyla sürekli takip yapılması kararlaştırıldı.

Alimlerin ve organizatörlerin ortak görüşü, bu adımların Gazze’deki trajediyi sona erdirmeye ve insan haklarını korumaya yönelik temel taşlar olmasıdır. Bu süreç, sadece bir gösteri değil, aynı zamanda aktif bir hareket ve uygulama planını içermektedir.

Alimlerin ve Katılımcıların Kritik Mesajları

• Direnişin Silahsızlandırılmasına Karşı Çıkıyoruz: Gazze halkının meşru haklarına saldırmaya çalışan tüm girişimleri reddediyor ve silahlı direnişin çift taraflı bir hak olduğunu belirtiyoruz.
• İsrail ve İlgili İşbirlikleri: İşgal güçleriyle her türlü ekonomik ve ticari bağı tamamen kesmenin zorunlu olduğunu ifade ediyoruz. Boykot ve ticarî ilişki reddi, dini ve insanî bir sorumluluktur.
• Uluslararası Adalet ve Yargı: Uluslararası mahkemelerin kararlarının uygulamaya konulması gerektiğini ve savaş suçlularının hukuki sorumluluğa tabi tutulması için çalışmaların hızlandırılması gerektiğine dikkat çekiliyor.
• İnsanî ve Dini Çabalar: Filistin’e mali ve insani desteklerin artırılması, zekâtların yarısının bile yardım projelerine yönlendirilmesi gibi dini görevler vurgulanıyor.
• Uluslararası ve Sivil Toplum Destekleri: Hristiyan ve Yahudi kurumlarının da bu zulme karşı aktif tutum almaları çağrısı yapılmıştır. Ayrıca, işgalci güçlerle her türlü resmi işbirliğinin derhal durdurulması talep edilmektedir.

Konferans, sadece bugüne değil, gelecek yıllara da kalıcı bir irade ve yol gösterici kararlar bıraktı. Bu adımlar, ümmetin ve insanlığın ortak vicdanını harekete geçmenin ilk halkasıdır ve bu hareket, şüphesiz sürdürülebilir ve etkili bir mücadeleye dönüşecektir.

Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, hükümetine ve halkına, ayrıca düzenleyici kurumlara ve katkı sağlayanlara en içten teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bu toplantı, Gazze’nin özgürlük ve barış mücadelesinde yeni bir dönemin başlangıcıdır ve bütün dünya formlarında ses getirecektir.