Lübnan’da hükümet, ülke genelinde silahların toplanması yönünde yeni bir karar almasıyla birlikte önemli bir siyasi ve toplumsal hareketlilik yaşandı. Bu kararın hemen ardından birçok kentte ve bölgedeki gösteriler hız kesmeden devam etti. Yüksek tansiyonun yaşandığı bu ortamda, özellikle Hizbullah yanlısı gruplar tarafından organize edilen büyük çaplı protestolar dikkat çekti. Beyrut’un Dahiye bölgesinde düzenlenen gösteride yüzlerce araç ve motosiklet hareket halinde olurken, kalabalık gruplar hükümetin silahların toplanmasına yönelik kararıyla tepki gösterdi. Bu hareketin ülkenin doğusundaki Baalbek ve güneyindeki Nebatiye ile Sur bölgesinde de yoğun bir şekilde sürdürülmesi, ülkedeki gerilimin devam ettiğine işaret etti.
Protesto gösterilerinde katılanlar, sıklıkla Hizbullah bayrakları taşıdı ve yollarda büyük araç konvoyları oluşturarak trafikte ciddi aksamalar yarattı. Ayrıca, bazı bölgelerde lastik yakma eylemleri ve slogan atma gibi göstergelerle hükümetin kararını kınayan tepkilerini gösterdiler. Protestolarda, İsrail’i hedef alan ve hükümetin alınan kararına karşı çıkan sloganlar yükseldi. Bu gelişmeler, Lübnan’da siyasi istikrarsızlığın ve bölgesel etkilerin derinleştiğine işaret eden çalkantılı günleri yeniden hatırlattı. Hükümetin kararı, Hizbullah’ı da kapsayacak şekilde ülkedeki tüm silahlı yapıların devlete entegrasyonunu amaçlamaktaydı.
Hükümet ve Silahların Devlet Tekeline Alınması Üzerine Kararlar
Geçtiğimiz günlerde Lübnan Bakanlar Kurulu, büyük bir kararla Hizbullah da dâhil olmak üzere tüm silahlı grupların elindeki silahların toplanmasını ve ülke sınırları içinde güvenlik güçleri tarafından kontrol edilmesini kararlaştırdı. Enformasyon Bakanı Paul Markus, yaptığı basın açıklamasında bu kararın hedefinin, ülkenin genelinde istikrar sağlamak, devlet otoritesini yeniden tesis etmek ve adalet sistemini güçlendirmek olduğunu belirtti. “Toprakların tamamında, Hizbullah dahil olmak üzere, silahlı varlığın sona erdirilmesi ve sınırda güvenlik güçlerinin konuşlandırılması konusunda mutabık kaldık.” ifadelerini kullandı. Bu açıklama, hükümetin ülke genelinde silahların devlete devredilmesi yönündeki ciddi ve kararlı tutumunu ortaya koymaktaydı.
Uluslararası ve Bölgesel Gelişmeler
Öte yandan, Amerika Birleşik Devletleri’nin Lübnan politikasında önemli bir yere sahip olan ve Suriye özel temsilcisi konumundaki Tom Barrack, 19 Haziran tarihinde Beyrut yönetimine çağrıda bulunarak, “ülkedeki tüm silahların yalnızca devletin denetiminde toplanmasını öncelikli hedef olarak belirlediğini” vurguladı. Ayrıca, Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, 29 Temmuz tarihinde yaptığı açıklamada, devletin egemenliğini tam anlamıyla tesis etmek için çeşitli görüşmeler ve çalışmalar yapıldığını ve ülkedeki tüm güçlerin bu doğrultuda adımlar attıklarını dile getirdi. Hizbullah’ın lideri Naim Kasım ise, 30 Temmuz’da yaptığı açıklamada, silah bırakma meselesinin Lübnan iç meselesi olduğunu ifade ederek, Hizbullah’ın İsrail’e karşı silah bırakma gibi bir tutumda olmadığını, silahlı gücünü ülke savunmasının bir parçası olarak gördüklerini belirtti. Bu gelişmeler, bölgenin yakın tarihinde önemli rol oynayan ve hâlen etkili olan silah psikolojisiyle ülkenin gelecekteki güvenlik ve siyasi düzeninin nasıl şekilleneceğine ilişkin kritik soruları gündeme getirdi.
02:00
News
Dünya
Dünya
Dünya
Dünya
Dünya
Dünya
