Günde 20 kere tuvalete gidiyordu, çaresi için Trump’ın üroloğuna bile gitti! Tam 6 yıl sonra hastalığı teşhis edildi

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Bir gün boyunca sürekli olarak tuvalete gitme ihtiyacı duymak, yaşam kalitesini ciddi anlamda etkileyen ve bireyin günlük aktivitelerini zorlaştıran oldukça rahatsız edici bir durumdur. İş yerinde, toplu taşıma araçlarında, hatta önemli toplantılar sırasında bile bu sorunun gölgesinde olmak, kişinin psikolojik ve sosyal yaşamını derinden sarsar. Bu tür sorunlar, sadece fiziksel değil aynı zamanda ruhsal sağlığı da olumsuz yönde etkiler ve yaşam kalitesini düşürür.

İşte tam da bu noktada, Adam Gvili’nin hikayesi dikkat çekicidir. Kendisi, altı yıl boyunca sürekli kabızlık, bağırsak hareketleri sırasında dayanılmaz ağrılar ve sürekli tuvalet ihtiyacıyla mücadele etti. Sayısız doktora başvurdu, çeşitli tetkikler geçirdi, ancak gerçek tanı, yıllar sonra konulabildi. Bu süreç, hem sosyal yaşamını hem de ruh sağlığını olumsuz etkiledi. Şu anda 35 yaşında ve New York’ta erkek pelvik sağlığı üzerine uzmanlaşmış bir fizyoterapist olan Adam, yaşadıklarını anlatırken, sık sık idrara çıkma ihtiyacının en rahatsız edici semptom olduğunu ve yaşam kalitesini ciddi biçimde düşürdüğünü belirtiyor.

Adam, röportajında şu sözleri dile getiriyor: “Bu çok kötüydü çünkü hayatımı sürekli buna göre yeniden düzenliyordum. Mesela arabaya biniyorum, kahve alacakken ‘bekle, belki de şimdi kahve içmemeliyim, bu beni etkileyebilir. Kahve idrar söktürücüdür. Tamam, işe gidene kadar bekleyeceğim’ diyordum. Sonra toplantıya gidiyorum. Ya tuvalete gitmem gerekirse, belki de şimdi tuvalete gitmeliyim’ diye düşünüyordum.”

Altı ila sekiz ay süren manuel terapi ve egzersizlerin ardından, Adam’ın semptomları büyük ölçüde hafifledi ve sonunda tamamen ortadan kalktı. Bu tedavi sürecinde, pelvik tabanın ne olduğunu öğrenmek ve doğru tedavi yöntemleriyle iyileşmek onun için büyük bir dönüm noktası oldu. Artık, bu rahatsızlığın geçici olduğunu ve doğru yaklaşım ve tedavi ile çözülebileceğini bilmek, ona güç veriyor. Aynı zamanda, birçok erkeğin pelvik taban kaslarının varlığından bile habersiz olduğunu ve bu durumun cinsel sorunlara yol açtığını vurguluyor.

Pelvik Taban Kaslarının Rolü ve Disfonksiyonlar

Pelvik taban kasları; mesane, bağırsak ve cinsel organları destekleyen, bu organların doğru fonksiyonlarını sağlayan karmaşık bir kas grubudur. Bu kaslar, idrar kontrolü, bağırsak hareketleri ve cinsel işlevlerde kritik rol oynar. Erkeklerde de kadınlar gibi pelvik taban disfonksiyonu görülebilir; bu sorun, kasların aşırı aktif veya zayıf olmasıyla kendini gösterebilir.

Araştırmalar, 50 yaşın altındaki Amerikan erkeklerinin %16’sında pelvik taban disfonksiyonunun görüldüğünü ortaya koyuyor. Bu durumda, pelvis içinde bulunan ve idrar yapmamıza, dışkılamamıza ve cinsel fonksiyonlarımıza destek veren kaslar, düzgün çalışmaz hale gelir. Kadınlarda bu oran yaklaşık %40 civarındadır ve genellikle pelvik taban kaslarının gevşemesiyle kendini gösterir; idrar kaçırma, dışkı tutamama gibi semptomlara yol açar. Erkeklerde ise, pelvik taban kaslarının aşırı aktif ve gergin olması, farklı sorunlara neden olur.

Sıkı pelvik tabanın birçok nedeni bulunmaktadır. Bunlar arasında stres, idrar veya dışkıyı alışkanlık haline getirme, uzun süre oturma, anormal duruş veya yürüyüş biçimi, cinsel travmalar veya doğum sırasında pelvik kasların zarar görmesi sayılabilir. Adam’ın yaşadığı diğer semptomlar arasında sık sık idrara çıkma, kabızlık, tuvalet sonrası penis ve rektum bölgesinde ağrı ve cinsel problemler yer alıyordu. Bazı erkekler ayrıca penis, rektum, kasık veya testislerinde ağrı ve erektil disfonksiyon hissedebilir.

Tanı ve Tedavi Süreci

Adam, hastalığı teşhis edilmeden önce birçok uzmana başvurdu ve çeşitli ilaçlar denedi. Antibiyotik ve antidepresan reçeteleri aldı, fakat bu tedaviler etkili olmadı. Hatta, “Trump’ın üroloğuna bile gittiğini” söyleyerek, bu süreçte ne kadar çok farklı uzman ve yönteme başvurduğunu anlatıyor. Ancak, sık idrara çıkma sorunu onun için normal değildi ve bu, onu oldukça rahatsız ediyordu.

İdare etmek yerine, uzmanlar tarafından detaylı tetkikler yapıldı. Fizik muayene, kan testleri, idrar ve sperm kültürleri gibi çeşitli analizler sonucu, hiçbir enfeksiyon veya iltihap bulunmadı. Semptomlar strese veya anksiyeteye bağlandı. Ancak, Adam’ın durumu daha derindi ve bu nedenle daha ileri tetkikler istendi. Bir başka uzman, prostat veya çevresinde iltihap olduğunu düşündü ve kronik bakteriyel olmayan prostatit teşhisi koydu. Fakat, yapılan bakteri testleri negatif çıktı. Buna rağmen, antibiyotik ve çeşitli ilaçlar verildi; ancak sonuç alınamadı.

Adam, internette yaptığı araştırmalar ve sosyal medya forumlarındaki paylaşımlarla kendini desteklemeye çalıştı. Meyve suyu oruçları, detokslar ve diyetler gibi çeşitli moda tedavi yöntemlerini denedi. Ancak, bu süreçte yalnızlık ve destek eksikliği hissetti. Kendini oldukça karamsar ve umutsuz hissettiği günler oldu. Bu zorlu süreçte, nihayetinde pelvik taban terapisi ile tanıştı ve haftada iki kez fizyoterapi almaya başladı. Dördüncü seanstan itibaren, pelvik taban kaslarının gergin olduğunu tespit etti ve bu sorunu tedavi edebildi.

İki-üç ay sonra, idrara çıkma sıklığının azaldığını ve kas gerginliğinin hafiflediğini fark etti. Altı ay sonunda ise, tamamen iyileştiğine inanıyor. Şimdi ise, eğitimli bir pelvik taban terapisti olarak, diğer erkeklerin onun yaşadıklarını yaşamaması adına bilinçlendirme çalışmalarına katılıyor ve farkındalık oluşturmak istiyor.

Pelvik Taban Gerginliği ve Diğer Hastalıklarla İlişkisi

Pelvik tabanın ne olduğunu ve nasıl çalıştığını anlatan uzmanlar, bu yapının hem erkeklerde hem de kadınlarda çeşitli organları destekleyen ve işlevlerini sürdüren bir “hamak” gibi olduğunu belirtiyor. Mesanenin idrar depolama ve boşaltma süreçleri ile cinsel fonksiyonlar üzerinde büyük etkisi vardır.

Pelvik taban gerginliği, kasların normalden fazla kasılı kalmasıyla ortaya çıkan bir durumdur. Bu durumda, kasıkta baskı hissi, idrar yaparken zorlanma, alt karın ve pelvik bölgede kronik ağrı, aşırı aktif mesane (ani idrar hissi), rektal ağrı ve dışkılama güçlükleri gibi belirtiler görülebilir. Ayrıca, cinsel ilişki sırasında ağrı ve disfori de pelvik taban gerginliğinin sonuçları arasında yer alır.

Tanı ve tedavi sürecinde, detaylı hasta hikayesi alınmalı, fizik muayene yapılmalı ve çeşitli laboratuvar tetkikleri, ürodinami ve biyofeedback gibi yöntemler kullanılmalıdır. Tedavi seçenekleri arasında fizyoterapi ve egzersizler, biyofeedback, uygun ilaçlar ve psikolojik destek yer alır. Kişiye özel tedavi planı, başarı şansını artırır.

Pelvik taban gerginliği, bazen başka hastalıklarla karıştırılabilir. Örneğin, erkeklerde kronik bakteriyel prostatit, kadınlarda endometriozis, vajinismus, mesane ağrı sendromu, kronik pelvik ağrı ve barsak hastalıkları bu durumla benzer semptomlar gösterebilir. Bu nedenle, doğru tanı için uzman bir hekime başvurmak oldukça önemlidir.

Sağlıklı Bir Bireyde İdrar Sıklığı ve Pelvik Sağlık

Sağlıklı bir birey, gün içinde genellikle 4 ile 8 kez arasında idrara çıkabilir. Bu sayı, kişinin tükettiği sıvı miktarı, kafein ve alkol tüketimi, yaş, kullanılan ilaçlar, hava sıcaklığı, gebelik durumu ve diğer sağlık faktörlerine göre değişiklik gösterebilir. Sağlıklı pelvik fonksiyonlar ve iyi bir yaşam kalitesi için, pelvik taban sağlığının korunması ve düzenli kontroller oldukça önemlidir. Özellikle idrar yapma veya cinsel sorunlar yaşayan kişilerin, pelvik fonksiyonlarını detaylı şekilde inceletmesi gerekmektedir. Araştırmalar, pelvik taban disfonksiyonunun, özellikle kronik pelvik ağrı ve işeme sorunlarıyla başvuran hastalarda %50’lere varan oranlarda görüldüğünü ortaya koyuyor. Bu nedenle, pelvik sağlığın korunması ve erken teşhis, yaşam kalitesini artırmak adına kritik önem taşımaktadır.