40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
4.320,96%0,56
7.017,00%0,27
27.981,00%0,27
10.219,40%-0,06
Gazze’deki resmi Medya Ofisinden yapılan açıklamada, İsrail’in insani yardım girişlerini kısıtlamasının ve bölgedeki kriz ortamını derinleştirmeye devam etmesinin bölgedeki insani felaketi daha da ağırlaştırdığı vurgulandı. Ayrıca, sınırlı sayıda yardım tırının girişine izin verildiği Gazze’de, İsrail’in bu girişleri kasıtlı olarak tehlikeye atarak, sivillerin temel ihtiyaçlarına ulaşmasını engellediği ifade edildi.
İsrail’in, yardım tırlarının Gazze’ye girişini uzun süredir önlemek adına çeşitli manevralar yaptığı ve bu tırları, açlık ve yokluk içindeki Filistinlilere ulaşmasını engellemek amacıyla, riskli ve güvensiz yollara zorladığı ortaya çıktı. Bu süreçte, yardım tırlarının saldırıya uğraması ve saldırıların kasıtlı olarak planlanması, bölgedeki kaosun artmasına neden oluyor.
Gazze’de Deyr el-Belah bölgesinde, İsrail ordusunun daha önce bombaladığı ve geçişe uygun olmayan yollara yardım taşıyan tırlar zorla sokulurken, yaşanan trajik olay sonucunda 20 kişi hayatını kaybetti. Bu kişiler, yiyecek almak için yardım tırlarının devrilmesi sonucu yaşamlarını yitirdi ve çok sayıda kişi ise yaralandı. Bu olay, bölgedeki insani krizin ve kaosun ne denli derinleştiğinin somut bir göstergesidir.
Açıklamada, İsrail’in kasıtlı olarak ortamı kaotik hale getirerek, sivillerin hayatlarını tehlikeye attığına vurgu yapıldı. Bölgedeki insani felaketin, uluslararası toplumun sessizliği ve duyarsızlığıyla daha da büyüdüğü ifade edilerek, “İşgalci İsrail güçlerinin, uluslararası insancıl hukuka göre tam bir soykırım suçu teşkil eden bu kasıtlı politikasını en güçlü şekilde kınıyoruz.” denildi.
Gazze’de her geçen gün büyüyen insani dramın sorumlusu olarak, İsrail ve onun oluşturduğu sistem gösterildi. Bölgedeki 2,4 milyon Filistinlinin yaşamı, özellikle sınır kapılarının kapalı tutulması ve insani yardım girişlerinin engellenmesiyle ciddi anlamda tehdit altında. Bölgedeki durumu daha da kötüleştiren bu uygulamalar karşısında, uluslararası toplumun, Birleşmiş Milletler’in ve insan hakları kuruluşlarının acil müdahale etmesi gerektiği vurgulandı.
Açıklamada, “Gazze’ye engelsiz ve koşulsuz girişlerin sağlanması, temel gıda, tıbbi malzeme ve yaşam malzemelerinin güvenli yollarla bölgeye ulaştırılması” çağrısı yapıldı. Ayrıca, sınır kapılarının sürdürülebilir ve güvenli bir biçimde açılmasıyla bölgedeki insanlara yaşatılan bu ağır dramın sona erdirilmesi gerektiği belirtildi.
“Gazze Şeridi’nin durumu tüm kırmızı çizgileri aşmıştır” ifadesiyle, sessiz kalmak veya olaylara kayıtsız kalmak, dolaylı veya doğrudan suç ortaklığı anlamına gelir ve bu nedenle uluslararası toplumun görevi, bölgedeki suçların durdurulmasıdır.
İsrail ordusu, 19 Ocak’ta yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasına rağmen, 18 Mart sabahı yeni ve şiddetli saldırılarına yeniden başladı. Bu saldırılar sonucunda, 2023 yılının 19 Ekim’inden itibaren toplamda en az 61.020 Filistinli hayatını kaybetti ve 150.671 kişi yaralandı. Özellikle, 18 Mart’tan itibaren düzenlenen saldırılarda ise 9.519 kişi yaşamını yitirirken, 38.630’dan fazla kişi yaralandı.
İlaveten, 27 Mayıs’tan itibaren, İsrail-ABD güdümlü “Gazze İnsani Yardım Vakfı” tarafından gerçekleştirilen insani yardım adı altındaki operasyonlar sırasında, Filistinlilere karşı sistematik saldırılar devam etti. Bu saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 1.568’e ulaşırken, yaralananların sayısı 11.230’u geçti.
İsrail ordusu ise, bölgedeki işgal genişletme ve kalıcılaştırma amacıyla saldırı planlarını uygulamaya koydu. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze’nin tamamını işgal edecekleri yönünde açıkça açıklamalarda bulundu. Bu gelişmeler, bölgedeki durumu daha da endişe verici hale getiriyor ve insani krizin derinleşmesine neden oluyor.
İsrailli esir babasından orduya çağrı: Bizi katil hükümetten kurtar