Gazze’de ölümün adı açlık ve susuzluk

İşgalci İsrail ordusunun 7 Ekim 2023’ten itibaren başlattığı saldırılar sonucunda Gazze’nin temiz su altyapısı büyük ölçüde tahrip oldu. Bu durum, yüzbinlerce insanın kirli suları kullanmak zorunda kalmasına neden oluyor. Yaz aylarında 40 dereceye ulaşan sıcaklıklar altında kamplarda yaşayan Filistinli aileler, 2-3 günde bir gelen taşıma suyu ile hayatta kalmaya çalışıyor. Aileler, su gelmediğinde ise bidonlarla denizden su almak zorunda kalıyor; ancak deniz suyu tuz oranı yüksek olduğu için sağlık sorunlarına yol açıyor.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’na (UNICEF) göre, Gazze’deki toplam 392 tatlı su kuyusundan yalnızca 137’si kullanılır durumda. Kalan kuyular ya tahrip olmuş ya da ulaşım imkanlarından yoksun. Bu sınırlı kaynaklar ise taşıma yöntemleriyle kamplara ulaştırılmakta. Ancak, işgal güçlerinin su kanalları ve elektrik şebekelerine verdiği zararlar nedeniyle bu suyun arıtılması mümkün olmuyor. Sonuç olarak, kanalizasyon ve kirli su karışımı suyun kullanımı yaygınlaşıyor ve bu durum, özellikle ishal ve deri hastalıkları gibi sağlık sorunlarının artmasına neden oluyor.

UNICEF’e bağlı sağlık merkezlerine, kirli su kaynaklı hastalıklar nedeniyle haftalık binlerce kişi başvurmakta. Yaz aylarında, ishal vakalarının oranı %20’den %44’e kadar yükseliyor. Bu sorunlar, özellikle sıcak hava ve su kıtlığıyla birleşince sağlık açısından ciddi riskler ortaya çıkıyor.

Her Damla Çok Değerli

Gazze’nin güneyindeki Mevasi bölgesinde, iki çocukuyla birlikte hayatta kalmaya çalışan Filistinli Rana el-Avde, kampta taşınan suyun büyük kısmını hastalık riskine rağmen kullanmak zorunda olduklarını söylüyor. El-Avde, “İnsanlar gelen az suyun sadece ihtiyaçları için kullanılmasını istiyor. Çocuklarımızın sağlığı için geri kalanını kullanıyoruz, ama bu sular hastalıklara sebep olabiliyor” diyor.

Gazze’de faaliyet gösteren Oxfam insani yardım kuruluşunun gönüllüsü Büşra el-Halidi ise, insanların su depoları olmadığını ve ulaşabildikleri suyun çok sınırlı olduğunu belirtiyor. Halidi, “Su depolama imkanlarının yetersizliği nedeniyle birçok kişi suyunu yıkamak için kullanmıyor. Bu durum, depolardaki kirlerin suyun sarı renk almasına neden oluyor ve bu yüzden birçok kişi hastalıklarla karşılaşıyor” şeklinde açıklamada bulunuyor.

Kirli suyun yol açtığı hastalıklar ise zamanla etkisini gösteriyor. Middle East Eye’a konuşan Cenevre Su Merkezi Müdürü Mark Zeytun, kirli su tüketiminin böbrekler üzerinde uzun vadeli büyük etkiler yapabileceğine dikkat çekerek, binlerce kişinin diyalize bağımlı hale gelebileceğini söylüyor. Uzmanlar, suyun kirli kalması nedeniyle oluşabilecek sağlık sorunlarının, özellikle zamanla ciddi organ hasarlarına yol açabileceğini belirtiyorlar.