Ermenistan Başbakanı Paşinyan: Azerbaycan’la barış tarihin yeni bir aşamasıdır
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Azerbaycan'la tesis ettikleri barışa, sahip oldukları en kıymetli şey gibi özen göstermek zorunda olduklarını belirterek, "Bu yeni bir yaşamdır. Tarihin yeni bir aşamasıdır." dedi.
Paşinyan, ulusa yaptığı son konuşmada, 8 Ağustos'ta ABD Başkanı Donald Trump'ın ev sahipliğinde Beyaz Saray'da düzenlenen Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile gerçekleştirilen üçlü zirveyi ve iki ülke arasındaki barış sürecine ilişkin gelişmeleri değerlendirdi.
Washington'da, devletlerin egemenlik haklarına, sınır bütünlüğüne ve yargı yetkisinin korunmasına dayanan karşılıklı yükümlülüklerin anlaşmaya bağlı olarak kayda geçirildiğine vurgu yapan Paşinyan, özellikle ulaşım ve iletişim bağlantılarının açılması konusuna büyük önem verdiğini belirtti.
Ermenistan ve Azerbaycan Arasındaki Yeni Gerçeklik
Paşinyan, Azerbaycan'ın batı illeri ile Nahçıvan arasında, Ermenistan toprakları üzerinden engelsiz iletişimin sağlanmasının, uluslararası alanda tanınmış bir iletişim garantisi zemini oluşturarak, iki ülke arasındaki işbirliği ve güvenin güçlenmesine kapı araladığını ifade etti.
İki liderin düşmanlık sayfasını kapatma konusunda ortak bir mutabakata vardıklarını anımsatan Paşinyan, şunları söyledi:
- Sınırların değiştirilmesi amacıyla güç kullanmanın kabul edilemezliği konusunda hemfikir olduklarını, bu ilkenin koşulsuz olduğunu ve değiştiremeyeceklerini belirtti.
- Halklarımız için düşmanlığı geride bırakma ve iyi komşuluk ilişkileri kurma açısından bu, tarihi bir fırsattır, dedi.
- Her türlü rövanş girişimini kesin olarak reddettiklerini sözlerine ekledi.
Yeni Bir Gerçeklikte Yaşıyoruz
"Ermenistan ile Azerbaycan arasında barış esasen tesisi edilmiştir. 8 Ağustos'tan itibaren tamamen yeni bir gerçeklikte yaşıyoruz. Bu, yeni bir Güney Kafkasya ve yeni bir Ermenistan Cumhuriyeti anlamına geliyor," diyerek, Paşinyan sözlerini sürdürdü.
Ülkedeki birkaç on yıllık izolasyon ve çatışmanın ardından, yeni bir yaşam biçimine adım attıklarının altını çizen Paşinyan, şunları kaydetti:
- Barışın, birçok açıdan bizim alışkın olmadığımız, yabancılaşmış bir olgu olduğunu ancak bu durumun önemini kavramanın gerekli olduğunu
- Eski sayfaları kapatıp, yeni sayfalar — barış, üretim ve gelişme sayfalarını açmak için fırsat olduğunu
Kendi sözleriyle, "Hiç kimsenin barışı ihmal etme hakkı olmadığını" vurguladı ve ekledi:
"Azerbaycan ile Ermenistan arasında kurulan barışa her gün sahip çıkmak zorundayız. Bu, yeni bir yaşam ve yeni bir tarih dönemidir. Düşünce tarzımızı, dilimizi, toplumsal alışkanlıklarımızı, devlet anlayışlarımızı ve ekonomik modellerimizi bu yeni gerçekliğe göre yeniden şekillendirmeliyiz."
Mutabakat ve Ulaşımın Yeniden Açılması
Washington'daki anlaşma sayesinde, 30 yıldan fazla süredir izolasyonda kalan Ermenistan'ın önünde inanılmaz bir fırsat belirdiğini vurgulayan Paşinyan, şunları dile getirdi:
- Ulaşım bağlantılarının, toprak bütünlüğü, egemenlik ve sınırların dokunulmazlığı ilkeleri doğrultusunda açılacağına
- Önümüzdeki görüşmelerde sınır geçişlerinin kolaylaştırılmasının detaylarının ele alınacağına
- Bu konunun hiçbir yeni tehdit içermediğine ve karşılıklılık ilkesiyle dengelemenin sağlanacağına
İki ülke arasındaki sınır anlaşmazlıklarının ise, sınır belirleme ve çizgi konusunda çözüm bulunacağını belirtti.
Karabağ Meselesinin Kullanımı ve Gerçekler
Karabağ sorununun, bazı çevreler tarafından Ermenistan'ın bağımsızlığını ve devlet yapısını engellemek amacıyla bir araç olarak kullanıldığını vurgulayan Paşinyan, şunları kaydetti:
- Mültecilerin (Karabağ Ermenilerinin) Azerbaycan'a geri dönmesinin, barış açısından gerçekçi olmadığını ve tehlike taşıdığını
- Ermenistan ve uluslararası toplumun, bölgedeki diyalog ve entegrasyon koşullarını sağlaması gerektiğini
Paşinyan, barışın her gün korunması gereken yeni bir gerçeklik olduğunu belirterek sözlerini tamamladı:
"Barış, kuruldu ve şimdi bizim görevimiz onu korumak, güçlendirmek ve yavaş yavaş daha kurumsal hale getirmektir. Bu, Ermenistan'ın bağımsızlık ve egemenlik haklarını korumanın, bizim ve çocuklarımızın özgür ve mutlu bir ülkede yaşamasını garantilemenin temelidir."