40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
4.320,96%0,56
7.017,00%0,27
27.981,00%0,27
10.219,40%-0,06
12 Aralık 1910 Pazartesi sabahı, New York’un güçlü sosyetesi arasında tanınan genç ve parlak yüzlerden biri olan Dorothy Arnold, ailesinin malikanesinden çıkan ve kendisine alışılmışın dışında bir şeyden bahsetmeden ev yapımı alışveriş için dışarı çıkmıştı. 25 yaşında ve güzelliğiyle dikkat çeken Dorothy, yanında yüklü miktarda nakit ve birkaç kişisel eşyasıyla görülmüştü. O günkü giyim tarzına uygun bir şekilde gözüktü ve pasaport, kıyafetleriyle birlikte evde kaldı. Görgü tanıklarının ifadelerine göre, genç kadın neşeli ve enerjili görünüyordu, birkaç alışveriş yaptıktan sonra saat 2’den hemen önce arkadaşlarıyla karşılaştı ve ona kendisinin Central Park üzerinden eve yürüyeceğini söyleyerek veda etti. Bu andan itibaren, Dorothy Arnold’un hikayesi sonsuza dek ortadan kayboldu.
Dorothy eve dönmediğinde ailesi endişelenmeye başladı ve akşam karanlığı çökmeye başlamıştı. Telefonlar ve çağrılar sonucunda hâlâ bulunamayan genç kadın, aileyi ciddi şekilde kaygılandırmıştı. Ertesi sabah, aile hemen bir arama ve kurtarma ekibi kurdu; bu ekipte avukatlar ve özel dedektifler de bulunuyordu. Ancak, altı hafta boyunca hiçbir somut iz bulunamadı ve polis olayla ilgilenmedi. Ailenin torunu Jane Vollmer, o dönemki tutumunu şu sözlerle anlatıyor: “Polisin, sarhoşlar, göçmenler ve suçlular için olduğunu düşünüyordu herkes.” Bu süreçte, ailesi medyadan uzak durmayı tercih ederek skandalı engellemeye çalıştı. Fakat, dedektiflerin bile sonuç alamaması üzerine baba Francis Rose Arnold, 25 Ocak’ta resmi olarak polise başvuruda bulundu.
Tarif edilen detaylara göre, Dorothy yaklaşık 1.62 metre boyundaydı, 68 kilo civarındaydı ve bileklerine kadar uzanan lacivert elbisesi ile kadife şapkasıyla şık ve güzel görünüyordu. Dönemin modasına uygun olan bu görüntü, onun kimliğine dair ipuçları veriyordu. Ayrıca, kaybolmadan önceki günlerde bir ödül teklif edilerek yüzlerce dolar değerinde mücevherlerini rehin bıraktığı da ortaya çıktı. Bu karmaşık ve gizemli olay, ertesi gün New York Times gazetesinde geniş yer buldu ve polis, Dorothy’nin evden kaçarak evlenmiş olabileceği yönünde teoriler üretti. Ancak, ailesi kızlarının “daima dürüst ve açık biri” olduğunu iddia ederek böyle bir skandala karışmadığını savundu.
Brooklyn’de Bryn Mawr Üniversitesi’nin edebiyat bölümünden mezun olan Dorothy, sadece evlenmek istemiyordu; o, aynı zamanda yazar olmayı hayal ediyordu ve hikayelerini dergilerde yayımlamaya çalışıyordu. Ailesi bu hayallerini küçümsemekle birlikte, genç kadın kendi bütçesiyle bir posta kutusu edindi ve gizli yazışmalar yapıyordu. Daily News’un 15 Şubat 1911 tarihli haberine göre, Dorothy kaybolmadan önceki Eylül ayında Boston’daki Essex Oteli’ndeyken mücevherlerini rehin bırakarak gizli bir ilişkisi olduğunu gösteren ipuçları ortaya çıkmıştı. Bu ilişki, Pittsburgh’tan 40 yaşındaki ve bekar olan George S. Griscom Jr. ile sürüyordu. Çok sayıda uygunsuz davranışları ve ailesinin buna karşı tutumu, genç kadının ailesi ve onun bu gizli flörtü arasındaki gerginliği artırmıştı. Griscom’un bağlı olduğu taraflar, Dorothy ile evlenme niyetinde olduklarını iddia ederken, aileler bu ilişkiye karşı çıktı ve sonunda Griscom’un ailesinin onu Avrupa’ya göndermesiyle gerilim tırmandı. Griscom ise, Dorothy’ye olan duygularını ve sesini yükselttiği iddialarını dile getirdi ve onunla evlenmek istediğini belirtti. Fakat, ailesi bu ilişkiyi kabul etmiyor ve onu toplum içinde küçük düşürmekle suçluyordu.
Dorothy’nin kayboluşuyla ilgili en çok dikkat çeken teori, onun bir kürtaj sırasında hayatını kaybettiği yönündeydi. 1914 yılında bir doktor, Dorothy’nin ölümünün, düşük veya başka bir müdahale sırasında gerçekleştiğini ve cesedinin yakıldığını iddia etti. Bu iddia, büyük yankı uyandırmış ve doktor tutuklanmıştı. Aynı zamanda, bir mahkûm birkaç yıl sonra, Dorothy’nin cesedini zengin bir adamdan aldığı para karşılığında gömdüğünü itiraf etti. Fakat, yapılan aramalarda hiçbir mezara veya kalıntıya ulaşılamadı. Ayrıca, bazı spekülatif görüşler, Dorothy’nin başarısız bir kürtajdan sonra yeni bir kimlik ve hayat kurduğu üzerineydi. Kimliksiz ve saçı değişmiş bir şekilde, 1914’te Los Angeles’ta “Ella Nevins” adıyla tanışan ve yaşayan bir kadın iddiaları güçlendirdi. Ancak, sürekli gelen tehdit ve sahte bulgular, gerçeğin bu kadar net olmamasına neden oldu. Bazen, kayıp genç kadının kız kardeşi Marjorie’e ait izler ve mektuplar da ortaya çıktı; hatta biri, “Güvendeyim” olarak yazılmış bir kartpostaldı.
Babası ve ailesi, Dorothy’yi bulamamalarının temelinde büyük olasılıkla onu gerçekten bulmak istememeleri yatıyor olabilir. Aile, gerçekleri bilinçli ya da bilinçsizce gizleyerek, skandal ve rezil olmaktan kaçındı. Ama, bazı uzmanlar, ailenin doğruları bilip saklamanın travmasını ve gizemi daha da derinleştirdiğine inanıyor. Kız kardeşi Marjorie, genç yaşta zengin ve saygın biriyle evlendi, fakat boşandıktan sonra Fransa’ya taşındı ve soyadını kullanımını bıraktı. Marjorie’nin kızı Rebecca, hayatı boyunca bu konuyu hiç açmadı ve büyükannesinden kaldığı evrakları ve mektupları da yok etti. Dorothy’nin kaybolmasından beş yıl sonra doğan Rebecca’nın oğlu Mark Vollmer, ailesinde saklı kalanların yalnızca bir kısmını biliyor ve “DNA testi yapılarak bu olay çözülebilir” diyerek aile gizemini çözmeyi umut ediyor.
Görünen o ki, Dorothy Arnold’un kayboluşu, ailesi ve kamuoyu için yüzyılın en uzun süreli ve çözülmesi güç gizemlerinden biri olmaya devam ediyor. Bu hikâye, hem kişisel hem de toplumsal travmaların ve sırların nasıl kaybolup gittiklerinin güçlü bir kanıtıdır.
Kış İçin Evde Salça ve Sos Hazırlama Rehberi