40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
4.320,96%0,56
7.017,00%0,27
27.981,00%0,27
10.219,40%-0,06
2023 Haziran ayının ortasında, Norveç kıyılarında seyreden bir kruvaziyer gemisinde, 50 yaşındaki Chris Dolan ve eşi Jane, unutulmaz bir seyahat deneyimi yaşıyordu. Gün sonunda odalarına döndüklerinde, Chris ayağında küçük bir şişlik fark etti. İlk bakışta pek önemsemese de, günler geçtikçe sorun büyümeye başladı. Üzerinden yaklaşık sekiz hafta geçmiş ve enfeksiyon hızla ilerlerken, sağlık durumu ciddi bir hal aldı.
Chris’in hikayesi, diyabet hastalığının ve potansiyel komplikasyonlarının ciddiyetini hatırlatıyor. Tip 1 diyabet hastası olan Chris’in durumu, basit bir su kabarcığının nasıl hayatı tehdit edici bir enfeksiyona dönüşebileceğinin göstergesidir.
Tip 1 diyabet, vücudun insülin hormonunu yeterince üretmemesi nedeniyle gelişen kronik bir hastalıktır. Bu durum, hastaların kan şekeri seviyelerini düzenli olarak insülin enjeksiyonlarıyla kontrol altında tutmasını gerektirir. Ancak, her ne kadar düzenli tedavi edilse de, diyabetin ilerlemesiyle birlikte periferik nöropati ve damar sorunları ortaya çıkabilir.
Periferik nöropati; kandaki yüksek şeker seviyelerinin sinirlere zarar vermesi sonucunda hissizlik ve uyuşukluk gibi durumlara neden olur. Bu durumda, ayakta oluşan yaralanmalar fark edilmeden enfeksiyona dönüşebilir. Chris’de de bu durum söz konusuydu. Ayrıca, ayaklarındaki damarlarda tıkanıklık yaratan ve uzuvlara giden kan akışını sınırlayan periferik damar hastalığı (PAD) da bulunuyordu. Bu kombinasyon, yara iyileşmesini engeller ve enfeksiyonu kontrolden çıkarabilir, sonuçta uzuv kesimine kadar varan riskler ortaya çıkar.
Birleşik Krallık’ta diyabet ile yaşayan kişi sayısı, şu anda yaklaşık 5,8 milyona ulaşmıştır. Bunun yanı sıra, farkında olmayan yaklaşık 1,3 milyon kişi daha olduğu tahmin ediliyor. Essex’teki NHS Basildon Üniversitesi Hastanesi’nde damar cerrahisi uzmanı Dr. Shiva Dindyal, “Rakamlar dehşet verici” diyerek, her hafta yüzlerce hastanın ampütasyona ihtiyacı olduğunu belirtti. Yıllık veri ise, yaklaşık 9.000 ayak, parmak ve bacak ampütasyonuna işaret ediyor. Bu durum, yüksek glikoz seviyelerinin damarlar ve sinirler üzerindeki tahribatıyla doğrudan ilişkili. Ayrıca, bakterilerin şekerli kanda çoğalmaları enfeksiyon riskini artırıyor ve sonuçları ciddi olabiliyor.
İki ay önce, Chris’in ayağında oluşan kabarcık enfeksiyon kaptı ve ciddi bir komplikasyon olan sepsise dönüşerek Middlesbrough’daki James Cook Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Kritik bir müdahaleyle, enfeksiyon kontrol altına alınsa da, yara genişlemeye devam etti. Kan akışını canlandırmak ve enfeksiyonu önlemek amacıyla antibiyotiklerle tedavi edildi ve özel bandajlar kullanıldı. Ancak, yeterince iyileşmeyen yara, doktorların uyarısıyla potansiyel bir amputasyon riskini doğuruyordu.
Durum böyle devam ederken, uzmanlar yeni bir tedavi yöntemi denemeye karar verdiler. Damar cerrahisi uzmanı Ian Nichol, bacağın üst kısmından alınan venleri, tıkanan damarların yerine naklederek kan akışını tekrar sağlamayı önerdi. Bu teknik, dünya genelinde sadece sınırlı merkezde uygulanabilen ve başarı oranı yüksek bir yöntemdi. Nichol, “Dokular ölüyor çünkü ayağa kan girmiyor. Bu yeni teknik sayesinde, venler kullanılarak damarlar yeniden canlandırılıyor” diyerek, bu operasyonun birçok hastanın bacağını kurtarabileceğine dikkat çekti.
Ancak, her hastanın bu yöntemi uygulayamayacağını belirten Nichol, uygun damar ve hastanın durumu göz önüne alınarak, bu yöntemin yaygınlaşmasının umut verici olduğunu ekledi.
Otizm Hakkında Bilmeniz Gerekenler ve Erken Tanı Yöntemleri