DİKKAT! Cildinizdeki bu değişiklik, en ölümcül kanser türlerinden birine yakalandığınızın işareti olabilir…
Cildinizde fark ettiğiniz bir değişiklik, sessiz ilerleyen ve tedavisi zor ölümcül bir hastalık olan pankreas kanserinin en önemli uyarısı olabilir. Belirtileri genellikle hafife alınan bu durum, erken fark edilmezse hayatınızı ciddi şekilde tehdit ediyor. İşte detaylar…
Amerikan Kanser Derneği'nin öngörülerine göre, ABD’de 2025 sonuna kadar yaklaşık 67 bin 400 kişiye pankreas kanseri tanısı konulacak ve bu hastalık nedeniyle yaklaşık 52 bin kişi hayatını kaybedecek. Bu hastalık, oldukça agresif bir karakter sergilemesiyle bilinmekte olup, sindirim ve kan şekerinin düzenlenmesinde önemli rol oynayan pankreas organında anormal hücrelerin hızla büyümesiyle ortaya çıkıyor. En ölümcülden kabul edilen kanser türleri arasında yer alan pankreas kanserinde, hastalara tanı konulanların yalnızca yüzde 13'ü beş yıl boyunca hayatta kalabiliyor. Bunun temel nedeni ise erken teşhisin güçlüğü.
Uzmanlar, pankreasın vücuttaki konumunun derinlerde olması ve belirti vermeden ilerleyebilmesi nedeniyle teşhisin zor olduğunu belirtiyor.
Sessiz Tehlikenin İşareti Bu Olabilir!
Pankreas kanserinin belirgin semptomlarından biri olan sarılık, genellikle göz aklarında ve ciltte sararma şeklinde ortaya çıkmakta. Diyen uzmanlar, birçok hastanın bu semptomu fark ettiğinde hastalığın ileri aşamalara ulaşmış olabileceğini belirtiyor ve bu nedenle tarama çalışmalarının hayati önemi olduğuna dikkat çekiyor.
Sarılık, kandaki bilirubin seviyesinin yükselmesiyle kendini gösterir. Bu durum, karaciğerden salgılanan ve kırmızı kan hücrelerinin parçalanması sonucu oluşan sarı renkli bir maddedir. İşlevlerini yerine getiremediğinde veya safra kanalları tıkanırsa, bilirubin vücutta birikir, bu da gözler ve ciltte sararmaya neden olur. Ayrıca, koyu renkli idrar, soluk dışkı, aşırı kaşıntı ve karın ağrısı gibi diğer belirtiler de görülebilir.
Pankreas Kanserinde Tarama ve Erken Teşhisin Önemi
Sarılık, yalnızca pankreas kanseriyle sınırlı olmamakla beraber, hepatit, siroz, karaciğer kanseri, safra kesesi taşları, enfeksiyonlar, bazı ilaç kullanımları ve genetik hastalıklar gibi farklı rahatsızlıklarda da ortaya çıkmaktadır.
Ancak özellikle pankreasın baş kısmındaki tümörlerin safra kanalını tıkaması sonucu ortaya çıkan sarılık, pankreas kanserinin önemli bir habercisi olabilmekte. Riski taşıyan kişiler, ailesel öyküsü olanlar, genetik mutasyona sahip bireyler ve kronik pankreatit hastaları için düzenli görüntüleme yöntemleriyle taramalar önerilmektedir. Diagnostik amaçlı genellikle tümörden alınan doku örneği, tanı koymada temel rol oynar.
Kan testleri arasında yer alan CA 19-9 belirteci, tam kan sayımı ve karaciğer fonksiyon testleri, teşhisin desteklenmesinde kullanılır.
PRECEDE Programı ile Erken Tanı Daima Hedef
Doktor Diane Simeone'nun yönettiği uluslararası PRECEDE Konsorsiyumu, pankreas kanserinin erken teşhisi için çalışma yürütmektedir. Bu kapsamda, 9,500’den fazla yüksek risk taşıyan bireyin takibiyle, erken teşhis protokollerinin yaygınlaştırılması ve biyobelirteçlerin geliştirilmesi amaçlanıyor. Hedef, beş yıllık sağ kalım oranını %13’ten %50’ye çıkarmaktır. Simeone, "PRECEDE’nin misyonu, kanseri mümkün olan en erken evrede tespit edecek araçlar geliştirmektir" diyor.
Uygulanan Tedavi Yöntemleri ve Zamanın Önemi
Pankreas kanseri tedavisinde cerrahi müdahale, kemoterapi, radyoterapi, hedefe yönelik ve immünoterapi yöntemleri ile palyatif bakım seçenekleri mevcuttur. Ancak, tümörün cerrahi ile tamamen çıkarılabildiği durumlar, genellikle hastalığın erken teşhis edilmesiyle mümkün olur. Uzmanlar, erken teşhisin hayati öneme sahip olduğunu vurgulamaktadır; çünkü operasyon şansı, hastalığın ilerlemiş aşamalarında yaşanmayabilir.