40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
4.320,96%0,56
7.017,00%0,27
27.981,00%0,27
10.219,40%-0,06
1981 yılında, Prens Charles ile evlenmeye hazırlanan genç ve güzel Diana Spencer, düğün gününde salındığında gözler onun üzerindeydi. Neredeyse herkes onun, ülkenin ilerleyen yıllarda kraliçesi olacağını düşünüyordu. Göz kamaştırıcı gelinliğiyle Westminster Abbey’nin girişinde dururken, hayranlıkla izlenen Diana, uzun süredir devam eden bir peri masalının kahramanı gibi görünüyordu.
Ancak, mutlu görünen bu hikâye beklenmedik biçimde sona erdi. Evlilikleri uzun ömürlü olmadı ve Diana, 36 yaşında hayata veda etti. En çok da yaşadığı trajedi, iki oğlu William ve Harry’yi geride bırakmasıyla hatırlanıyor. O korkunç trafik kazasında, Dodi El Fayed ve otomobili kullanan şoförüyle birlikte Paris’teki bir yolda kaybetti yaşamını. 31 Ağustos 1997 günü, tüm dünya onu uğurladı.
O günden 28 yıl sonra ise hayat biraz daha değişmiş durumda. William ve Harry büyüdü, evlendi ve çocuk sahibi oldular, hatta birbirleriyle uzaklaştılar. Prens Charles, yıllar süren karmaşık ilişkilerden sonra artık kral olarak tahta çıktı ve Camilla Parker Bowles ile birlikte mutlu bir hayat sürdürüyor. Tüm bu gelişmelere rağmen, Diana’nın adı ve onun hikayesi, günümüzde bile toplumun hafızasında canlılığını koruyor.
İkinci kez ölümünün yıl dönümünde, yine çeşitli söylentilerle gündemde; çünkü onun vefatının ardında yatan gerçekler, ne yazık ki hâlâ tam anlamıyla aydınlatılabilmiş değil. Bilinen gerçekler ise, onun ölümüyle ilgili pek çok teori ve tartışmanın devam ettiği yönünde.
Uzmanlar ve iddialar, Diana’nın ölümünü hızlandıran olayların başında Dodi El Fayed ile yakınlaşmasının olduğunu söylüyor. Bazılarına göre, eğer Diana, yakın arkadaşlarının uyarılarına kulak verip Fransa’nın gözde tatil beldesi St. Tropez’e gitmeseydi, bugüne kadar hayatta olabilirdi. Dodi El Fayed, babası Muhammed El Fayed’in yatında beraber tatil yapmaya davet ettiğinde, Diana bununla ilgilenmiş ve kabul etmişti.
Birçok kişi, onun bu kararını eleştirirken, onun aşk ve mutluluk arzusu nedeniyle risk aldığını da vurguluyor. Hatta, ailesinin birkaç üyesi onun bu ilişkiden uzak durmasını tembih etmiş olsa da, Diana, yakınlaşmalarını engelleyemedi. Bu tercih, onun kaderini oldukça etkiledi ve sonunda, trajik bir sona doğru gitti.
İddialara göre, zengin işadamı Teddy Forstmann da onu Amerika’da sakin bir tatil yapması için davet etmişti, fakat güvenlik uzmanları, bu teklifin uygun olmayacağını belirtti. Sonuç olarak, Diana ve Dodi El Fayed, Fransa’da bir tatil yolculuğuna çıktı. Her ne kadar bu yolculuk yüzeysel olarak romantik ve keyifli görünse de, onun hayatının en kritik ve trajik sayfasının başlangıcıydı.
Genç kadının tatil yaptığı yatta, paparazziler onların göz göre göre peşine düşmüş ve Diana’yı denizde, mavi mayosuyle görüntülemişlerdi. Bu görüntüler, onun ölümünden kısa bir süre önce çekilmiş ve hafızalardan silinmeyen kareler olarak kaldı. O görüntüler, onun yaşadığı duygusal ve fiziksel çalkantıların da simgesi oldu.
Arkadaşlarının ve ailesinin belirttiğine göre, Diana’nın Dodi El Fayed ile olan yakınlığı, onu büyük tehlikelere sürükledi. Yine de, onun dış görünüşte mutlu olma çabası, bir çıkış yolu olarak görülüyordu. Bir aile dostu, “Diana, kraliyet ailesinin gölgesinden kurtulup özgüvene kavuşmayı umuyordu. Ama onun bu kararları, genellikle tehlikeli sonuçlara yol açtı” diyerek, geriye trajik ve gizemli bir olay olarak kalan hislerini paylaştı.
Ve tam da o zamanlar yaşananlar, 31 Ağustos 1997 gününde yaşanan büyük trajediyi ve onun hayatını kaybettiği günü ortaya çıkardı. O sıralarda yaşananlar ve sonrasındaki soru işaretleri, günümüzde de halen aydınlatılamamış olmanın derin izlerini taşıyor.
Düğün Gününde Ev Yangını Şok Efekti Yaptı: Kundaklama Şüphesi Üzerine Tutuklama
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.