Bilim insanları açıkladı: Tavuk mu, kırmızı et mi? Sindirim sağlığınız için hangisi daha iyi?

Son zamanlarda yapılan ve oldukça dikkat çeken yeni araştırma, düşük yağlı dana eti tüketiminin sindirim sağlığımız üzerindeki etkilerini yeniden gözden geçirmemize neden oldu. Günümüzde kırmızı ve işlenmiş etlerin, bağırsak kanseri ve kalp hastalıkları riskini artırdığı yaygın bir görüş olsa da, son çalışmalar bu algıyı sorgulayan yeni veriler sunuyor. Özellikle, tavuk tüketiminin sağlığa olan olumsuz etkileri üzerine yapılan bu araştırma, beslenme alışkanlıklarımızı ve et seçimlerimizi yeniden değerlendirmeye davet ediyor.

İspanyol bilim insanlarının yürüttüğü ve 16 sağlıklı gönüllü üzerinde gerçekleştirilen bu çalışma, katılımcıların bağırsak mikrobiyomu üzerindeki farklı diyetlerin etkilerini detaylı biçimde inceledi. Sekiz hafta süren denemede, her iki beslenme düzeninde de bağırsak bakterilerinde değişiklikler gözlemlenirken, özellikle tavuk bazlı diyetin bağırsak mikrobiyal çeşitlilik ve zenginlikte kayda değer bir azalmaya neden olduğu fark edildi. Bu durum, bağırsaklarımızdaki mikroorganizmaların sağlığı ve fonksiyonları açısından önemli bir uyarı niteliğinde.

Bağırsak mikrobiyomu, enfeksiyonlara ve çeşitli hastalıklara karşı vücudu koruyan, aynı zamanda beyin ve bağırsaklar arasındaki iletişimi sağlayan, “dost bakteriler” olarak tanımlanan canlı topluluğudur. Araştırma kapsamında, tavuk tüketiminin bağırsaklarda zararlı bakterilerin seviyesinde artışa yol açtığı ve bu durumun, bağırsak kanseri gibi ciddi hastalıklarla ilişkili bakterilerin çoğalmasına neden olduğu ortaya kondu. Öte yandan, dana eti temelli beslenmenin ise bağırsakları koruyan önemli bakterilerden biri olan Blautia’nın seviyesinde belirgin bir artış sağladığı, böylece bağırsak bariyerini güçlendirdiği ve iltihaplanma riskini azalttığı dikkat çekti.

Farklı Beslenme Şekillerinin Metabolik ve Bağışıklık Üzerine Etkileri

İlaveten, çalışma, tavuk temelli diyetin vücudun glikoz işleme kapasitesini olumsuz etkilediğini ve bunun da kan şekeri seviyelerinde bozulmalara yol açtığını ortaya koydu. Aynı zamanda, bu beslenme biçiminin, bağışıklık sistemi ve bağırsak sağlığı için hayati önem taşıyan amino asitlerin üretimini de azalttığı görüldü. Araştırmacılar, bu sonuçların, bağırsak mikroorganizmalarının sağlıklı fonksiyonlarını sürdürebilmesi adına, beslenme alışkanlıklarında dikkatli olunması gerektiği mesajını güçlendiriyor.

Bu çalışma, Molecular Nutrition and Food Research dergisinde yayımlandı ve şu önemli sonucu ortaya koydu: “Yağsız dana etinin, sağlıklı bir beslenme düzenine entegre edilmesi, sadece bağırsak mikrobiyomunu değil, aynı zamanda çeşitli sağlık göstergelerini de olumlu yönde etkileyebilir.”

Çelişkili Bulgular ve Uzman Görüşleri

Ancak, bu yeni araştırmanın bulguları, önceki çalışmalarla çelişiyor. Örneğin, İtalya’da yapılan ve endişe verici kabul edilen bir başka araştırma, düzenli tavuk tüketiminin 11 farklı kanser türünden ölüm riskini iki katına çıkardığını öne sürmüştü. Bu çalışmada, haftada 300 gramdan fazla tavuk yiyenlerin, daha az tüketenlere kıyasla, sindirim sistemi kaynaklı kanserlerden ölme ihtimalinin oldukça yüksek olduğu bulunmuştu. Araştırmacılar, bu artışın nedenlerini, yüksek pişirme sıcaklıkları veya tavuklara verilen yemlerin içeriğiyle ilişkilendirmişti.

Öte yandan, Birleşik Krallık Kanser Araştırma Merkezi’nin verilerine göre, bağırsak kanseri vakalarının yaklaşık %21’inin, kırmızı veya işlenmiş et tüketiminden kaynaklandığı tahmin ediliyor. Uzmanlar, bu etin doğal kimyasallarla ve yüksek sıcaklıkta pişirilirken ortaya çıkan maddelerle bağlantılı olabileceğini düşünüyor. Ancak, Ulusal Sağlık Hizmeti (NHS) ise, sağlıklı ve dengeli bir beslenmenin parçası olarak et tüketiminin, kas yapımını destekleyen proteinler ve hormonların üretimi açısından önemli olduğunu belirtiyor. Ayrıca, etin, sinir sistemi sağlığını koruyan B12 vitamini açısından zengin olduğu ve günde yaklaşık 90 gram kırmızı et tüketen kişilerin, bu miktarı 70 grama düşürmelerinin uygun olacağını öneriyor.

Sonuç olarak, et tüketiminin sağlıklı olmak için önemli olduğu, ancak miktar ve pişirme yöntemlerine dikkat edilmesi gerektiği uzmanlarca vurgulanıyor. Beslenme alışkanlıklarımızın, bağırsak sağlığı ve genel sağlık üzerinde doğrudan etkili olduğu unutulmamalı ve dengeli, çeşitli bir diyet benimsemek, uzun vadede daha sağlıklı bir yaşamın anahtarıdır.