Beş çocukla 50 yaşında girdiği okulu bölüm birincisi olarak tamamladı

Meltem Karaaslan, Bursa’nın sıcak ve samimi atmosferinde yaşayan, beş çocuk annesi ve güçlü bir kadın olarak büyük bir başarı hikayesine imza attı. Pandemi döneminde aldığı ani karar ile ailesinin ve kızlarının da desteğiyle sınava girerek, eğitim hayatına yeni bir sayfa açtı. Üniversite sınavını kazandıktan sonra, ailesinin ve çevresinin de teşvikiyle, uzun süredir hayalini kurduğu Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümüne adım attı. Bu karar, onun hayatında yalnızca eğitim değil, aynı zamanda kişisel gelişim ve kendini keşfetme yolculuğunun da kapılarını araladı.

İşte bu yeni başlangıç, Meltem için sadece bir eğitim süreci değil, aynı zamanda azmi ve kararlılığıyla çevresine ilham veren bir hikaye oldu. Öğrencilik yıllarında gösterdiği üstün başarı ve disiplinli çalışma alışkanlıklarıyla, bölüm birinciliği ve genel sıralamada dördüncülük gibi önemli başarılara imza attı. 3.91 not ortalamasıyla, hem kendi bölümünde hem de fakülte genelinde büyük takdir topladı. Ailesinden aldığı destek ve sevgiyle güç bulan Meltem, gençlerle kurduğu sıcak ilişkiler ve öğretmenleri tarafından da takdir edilen samimi yaklaşımıyla, okul yaşamını unutulmaz kıldı. Gelecek planları arasında yüksek lisans eğitimine devam etmek ve akademik kariyer yapmak yer alıyor. Bu yolda, genç nesillere de örnek olmayı hedefliyor.

Meltem Karaaslan’ın Duygusal ve İlham Verici Hikayesi

“Çok güzel bir akademik yıl geçirdim ve bu süreç benim için gerçekten çok değerliydi,” diyen Meltem, sözlerine şöyle devam etti: “Pandemide evde canım sıkılırken, büyük kızım bana ‘Anne, bir sınava gir ve kendini sına’ dedi. Hiç çalışmadan, sadece içgüdüsel olarak girdim sınava ve kazandım. Tek tercihim olan Uludağ Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü’nü kazandım. Başlangıçta nasıl okuyacağımı, gençlerin arasında nasıl olacağımı düşünüyordum, ama ortam ve gençlerle iç içe olmak gerçekten çok hoşuma gitti.”

Babası tarih öğretmeni olan Meltem’in tarih ve müzelere olan ilgisi, bu bölümü seçmesinde büyük rol oynadı. Öğrencilik hayatında en önde oturan, derslere düzenli katılan ve her zaman disiplinli çalışan biri olarak öne çıktı. Öğrencilerle kurduğu samimi iletişim ve öğretmenleriyle olan uyumu sayesinde, sınıf ortamını çok sevdi ve kendini adadı. “Herkes beni sevdi ve saygı duydu. Öğrencilerden ziyade, öğretmenler de bizim bir yetişkin olarak saygı gördüğümüzü ve ortamın sağlıklı olduğunu fark etti,” diyor.

Başarılarını ve deneyimlerini paylaşırken, ailesinin ve eşinin desteğinin en büyük motivasyon kaynağı olduğunu belirtiyor. “En çok eşim ve kızlarım destek oldu. Onlar benim her zaman yanımda ve güven duygusu sağlıyor. Genellikle bizim neslimiz disiplinli ve planlıdır; bu sayede her şey düzgün ilerliyor,” diyor. Önümüzdeki dönemlerde yüksek lisans eğitimine başlayarak, akademik kariyerini sürdürecek olmanın heyecanını yaşıyor ve gençlere örnek olmaya devam etmeyi hedefliyor.