40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
4.320,96%0,56
7.017,00%0,27
27.981,00%0,27
10.219,40%-0,06
ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna konusundaki hareketleri, Batı ittifakı içinde hem ümit hem de endişe uyandırdı. Washington’da gerçekleşen temaslar, olası barış şansını artırırken, beraberinde ciddi soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Avrupalı liderler güç birliği mesajı verirken, güvenlik garantileri ve toprak düzenlemeleri konusunda yaşanan tartışmalar, sürecin hassas doğasını ortaya koyuyor. Trump’ın diplomatik tutumu ise, sürecin yönünü belirlemede kritik bir rol oynuyor.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in tutumu, güvenlik garantilerinin en önemli sınavı olarak görülüyor. Trump’ın Alaska’da yaptığı görüşmelerin ardından, Putin’in Ukrayna’ya yönelik bazı güvencelere açık olduğu iddia edildi. Ancak, Rus liderin NATO benzeri bir statüyü kabul etmesi oldukça olası görünmüyor. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Pazartesi günü Beyaz Saray’da Trump tarafından kabul edildi ve Ukrayna’ya verilen destek konusunda hem uluslararası hem de bölgesel gelişmeler açısından kritik bir adım atıldı. Liderlerin yaptığı açıklamalar, barış olasılığı konusunda umutları artırdı.
Trump, Oval Ofis’te düzenlenen basın toplantısında, “Ukrayna’da akan kanın durması gerektiğini” belirterek, “Hepimiz aynı amaç için çalışıyoruz: öldürmeyi durdurmak ve bu meselenin çözüme kavuşmasını sağlamak” şeklinde ifadeler kullandı. Zelenski ise, ülkelerinin Batı desteğine olan güvenlerinin farkında olduklarını ve sürecin ciddiyetini anladıklarını dile getirdi.
Uluslararası ilişkiler uzmanları, Trump’ın Avrupa liderleriyle yaptığı temaslarda Putin ile de telefon görüşmesi yapmasının dikkat çekici olduğunu vurguladı. Uzmanlar, Trump’ın herkese çok fazla söz verdiğine ve bu durumun barış sürecinde başarısızlığa yol açabileceğine dikkat çekti. Michael Kimmage, “Trump, herkesin beklentisini karşılamaya çalışıyor, Putin ile sık sık iletişimde ve Ukrayna’ya güvenlik taahhütleri veriyor gibi görünüyor. Ancak, bu vaatlerin içeriği ve tutarlılığı konusunda ciddi şüpheler var,” diye uyardı.
İçerisinde, Ukrayna’ya sunulacak güvenlik önlemlerinin detayları tartışıldı. Trump, bu konuda ABD ordusunun destek olabileceğine işaret etti. Ancak, kesin bir plan henüz şekillenmiş durumda değil. Ayrıca, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, NATO’nun 5. Maddesine benzer bir güvenlik mekanizmasının önerdi. Bu mekanizma, resmi olmayan bir yapı olmasına rağmen Ukrayna’yı yeni saldırılardan koruyabileceği düşünülüyor. Fakat, Rusya’nın böyle bir garantiyi kabul edip etmeyeceği belirsizliğini koruyor.
CNN International’a göre, barış görüşmelerinde en çok tartışılan konu, “toprak takası”. Trump’ın Zelenski’ye bir harita sunduğu ve sınır düzenlemeleri teklif ettiği bildirildi. Ukrayna tarafı, bu öneriye temkinli yaklaşırken, uzmanlar, Putin’in Ukrayna’nın elinde çeşitli bölgeleri müzakere yoluyla almaya çalıştığını öne sürdü. Özellikle stratejik önemi büyük Donbas bölgesi, bu bağlamda öne çıkıyor. Uzmanlara göre, toprak takası, kalıcı barış yerine yeni çatışmaları tetikleyebilir ve toplumsal gerilimleri artırabilir. Zelenski’nin halkına böyle bir uzlaşmayı kabul ettirmesi ise oldukça zor görünüyor.
Son dönem açıklamalarıyla Trump, önceki tutumundan ayrılarak, ABD’nin Ukrayna’yı yalnız bırakmayacağı yönünde yeni bir tablo çizdi. Aynı zamanda, geçmişte ABD’nin büyük askeri yardımlarına karşı çıkan Trump’ın bu tutumu, süreci nasıl etkileyeceği konusunda soru işaretleri oluşturuyor. Özetle, Trump’ın son açıklamaları, Ukrayna duruşunu yeniden şekillendirirken, sadece iç politikadaki belirsizlikleri değil, bölgesel dinamikleri de etkiliyor.
İran’da aşırı sıcaklar nedeniyle kamu kurumları tatil edildi