“Arkeolojinin Altın Çağı Sergisi” ziyaretçileriyle buluştu

Kültür ve Turizm Bakanlığınca 2023'te hayata geçirilen "Geleceğe Miras Projesi" kapsamında yürütülen kazılarda ortaya çıkarılan eserlerle kültür varlığı kaçakçılığıyla mücadelede yurt dışından iadesi sağlanan ve yurt içinde kolluk kuvvetlerince ele ...

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2023 yılında başlatılan ve büyük bir gururla hayata geçirilen "Geleceğe Miras Projesi" kapsamında gerçekleştirilen arkeolojik kazılar ve etkinlikler, ülkemizin zengin tarihini ve kültürel mirasını gün yüzüne çıkarmaya devam ediyor. Bu kapsamda, yurtdışından iadesi sağlanan ve kolluk kuvvetleri tarafından ele geçirilen önemli eserler, "Bir Vizyonun Doğuşu: Geleceğe Miras Projesi-Arkeolojinin Altın Çağı Sergisi" adıyla düzenlenen özel sergide bir araya getirildi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Millet Kütüphanesi’nde açılan bu sergi, ziyaretçilerine Anadolu’nun binlerce yıllık geçmişine görkemli bir yolculuk sunuyor.

Serginin en dikkat çekici parçalarından biri, MS 2. ve 3. yüzyıllara tarihlendirilen ve Roma İmparatorluğu döneminde yaşamış büyük düşünür Marcus Aurelius’a ait heykel. Bu tarihi eser, milli koleksiyonun gurur kaynağı olarak sergilenirken, aynı zamanda Amerika Birleşik Devletleri ve Danimarka’dan ülkemize iadesi sağlanan toplam beş adet heykel başı da ziyaretçilerle buluşuyor. Bu eserler, ülkemize ait kültürel mirasın uluslararası alandaki korunma ve iade başarısının önemli göstergeleri olarak öne çıkıyor.

Kültürel Zenginliklerin Çeşitliliği ve Derinliği

Türkiye’nin doğusundan batısına, kuzeyinden güneye uzanan 90 kazı alanından getirilen ve özellikle ilk kez sergilenen eserler, tarihin farklı dönemlerine ışık tutuyor. Arkeolojinin Altın Çağı Sergisi, yaklaşık 570 eseri içeriyor ve bunların 485’i ilk defa kamuoyunun gözleri önüne seriliyor. Ziyaretçiler, sergide MÖ 12 bin yıl öncesine dayanan ve insanlık tarihinin başlangıcını temsil eden buluntulara tanıklık ediyorlar. Sergenin girişinde sergilenen ve ilk kez görücüye çıkan Frig Dönemi’ne ait çömlek, üzerindeki özenle korunmuş örtüsüyle büyük ilgi çekiyor. Bu örtü, Anadolu kazılarında ulaşılmış nadir örneklerden biri olup, sergiyi ziyaret edenlere kazı ve koruma süreçleri hakkında da fikir veriyor.




Neolitik Çağ’a ait, Karahantepe’de gün ışığına çıkarılan ve “asrın keşfi” olarak nitelendirilen kaplar, serginin Taş Tepeler bölümü kapsamında sergileniyor. Bu kaplar, mitolojik bir hikayenin üç boyutlu yansıması şeklinde ziyaretçilerin karşısına çıkarken, bölgenin zengin kültürel ve tarihsel yapısını gözler önüne seriyor. Ayrıca, Urartu dönemine ait bir miğfer ile birlikte, tamamen ortaya çıkarılmış Doğu Roma dönemine ait demir asker zırhı, sergide dikkat çeken ve büyük ilgi gören parçalardan biri olarak öne çıkıyor.




Bronzdan yapılmış heykel parçaları, antik çağlarda eritilerek sikke ve eşya yapımında kullanılmış ve "Metropolis'ten Bir Geri Dönüşüm Atölyesi" bölümünde sergileniyor. Anadolu Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait eserler ise, özellikle baba ismi yazılmayan ilk I. Murad sikkesi ve detaylı bezemeleriyle öne çıkan figürlü kase gibi eserlerle sergileniyor. Bu eserler, Anadolu’nun farklı kültür katmanlarının zenginliğini ve tarih boyunca geçirdiği gelişimi yansıtan önemli örnekler arasında yer alıyor.




Serginin sadece kaçırılan eserlerin geri getirilmesine odaklanmadığını, aynı zamanda topraklarımızdan çıkarılmadan korunma ve sahip çıkma bilincinin de altını çizdiğini belirtmek gerekir. Bu kapsamda, "Kaçış Yok" adlı bölümde, kolluk kuvvetleri tarafından ele geçirilen ve yeni buluntu olarak kabul edilen kadın heykeli sergileniyor. Bu eser, kültürel mirasımıza sahip çıkmanın önemini vurgulayan güçlü bir sembol olarak sergide yer alıyor.




Arkeolojinin Altın Çağı Sergisi’nin özel bölümlerinden biri ise deniz altından çıkarılan ve su altı arkeolojisi açısından büyük öneme sahip eserleri içeriyor. Burada, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un Adrasan’da yaptıkları dalışlar sonucu yaklaşık 40 metre derinlikten çıkardığı bakır külçe ve cam batıklar sergileniyor. Bu eserler, hem denizlerin derinliklerindeki tarihî sırları hem de su altı kazılarının önemini gözler önüne seriyor ve ziyaretçilere eşsiz bir deneyim sunuyor.