ABD’li Demokratlardan Trump’a çağrı: ‘Sen de Filistin’i tanı’

Gazze’deki insani felaket durumu Fransa ve İngiltere’yi Filistin devletini tanıma yönünde somut adımlara sevk ederken, İsrail’in en önemli müttefiki ABD’de bile bazı siyasi çevrelerden ‘Filistin’i tanıyalım’ sesleri yükselmeye başladı.

Yaklaşık 22 aydır Gazze Şeridi’nde sürdürülen sistematik ve vahşi katliamlar, bölgedeki insani trajediyi derinleştirirken, aynı zamanda uluslararası kamuoyunun ve özellikle Batı ülkelerinin tutumunu da yeniden şekillendiriyor. İsrail’in Filistin’e karşı yürüttüğü bu geniş çaplı operasyonlar, sadece bölgesel değil, küresel çapta da ciddi yankılar uyandırmış durumda. En dikkat çekici gelişmelerden biri, ABD’deki siyasi çevrelerin de bu konuda sessiz kalmayıp, farklı bir duruş sergilemeye başlaması. Amerikan Axios sitesinde yer alan bir habere göre, 13 Demokrat Parti üyesi Kongre’de bir araya gelerek, ABD Başkanı Donald Trump’a hitaben yazdıkları bir mektupla Filistin devletini tanıma çağrısında bulundu. Bu çağrı, hem bölgesel barışa olan umudu yansıtırken hem de uluslararası hukukun temel ilkelerine uygun bir adım olarak görülüyor.

Haberde, mektupta şu ifadeler öne çıkıyor: “Bu trajik ve kritik dönemde, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını tanımanın artık ertelenemeyecek kadar acil olduğunu vurguluyoruz. ABD ve diğer ülkeleri, Filistin devletini tanımaya teşvik ediyoruz.” Bu mektup, ABD ve İsrail arasındaki geleneksel yakın müttefiklik ilişkilerinin gölgesinde, Washington’un resmi politikalarında bir değişiklik olmasa da, Kongre üyelerinin bölgedeki insani kriz karşısında duyduğu rahatsızlığı ve farklı sesleri temsil ediyor. 2023 yılındaki benzer girişimlere sadece 5 Kongre üyesi destek verirken, bu sefer sayının iki katına yaklaşması, bölgesel gelişmelerin ve artan endişelerin etkisini gösteriyor. Ayrıca, Fransa, İngiltere, Kanada ve Malta gibi önemli Avrupa ülkeleri de eylül ayında Filistin devletini resmen tanıyacaklarını ilan ederek, bölgedeki yeni diplomatik gelişmelere işaret ediyorlar.

İsrailli Yetkililerden Çarpıcı Çağrı ve Talepler

İsrail’in güvenlik politikalarında önemli rol oynayan eski üst düzey yetkililer de, mevcut duruma ilişkin çarpıcı bir açıklama yaptı. Bu isimler, Trump’a ve uluslararası topluma mektupla seslenerek, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya Gazze’deki askeri operasyonları sona erdirmesi konusunda yoğun baskı kurulmasını talep etti. Aralarında 3 eski Mossad Direktörü, 5 iç istihbarat şefi ve 3 eski ordu komutanının bulunduğu toplamda 550 üst düzey güvenlik yetkilisi, Trump’tan Hamas ve Gazze konusundaki kararlarını yönlendirmesini istedi. Mektupta, “Profesyonel değerlendirmemiz, Hamas’ın artık İsrail için stratejik bir tehdit oluşturmadığı yönündedir. Bu nedenle, savaşın durdurulması, esirlerin geri alınması ve yeniden yapılandırılmış Filistin yönetiminin Gazzelilere alternatif sunması için bölgesel-uluslararası bir koalisyon kurulması gerekmektedir” ifadelerine yer verildi.

Bu çağrı, bölgedeki diplomatik ve askeri stratejilerin yeniden şekillendiğine işaret ederken, İsrail’in mevcut politikasını gözden geçirmesi gerektiği yönündeki düşünceleri de güçlendiriyor. Ayrıca, bölgedeki kaynaklar, Netanyahu’nun Gazze’ye yönelik saldırılarını genişletme kararı aldığını ve esirlerin tutulduğu bölgeleri de kapsayacak şekilde yeni bir saldırı planı üzerinde çalıştığını iddia ediyor. İsrail kabinesinin ise, bu hafta içinde Gazze’ye yönelik askeri operasyonların genişletilmesi ve olası ateşkes müzakerelerinin geleceğine dair kararlar alması bekleniyor.




İngiltere’den Gazzeli Çocuklara Hayat Kordonu

İngiltere hükümeti, Gazze’deki ağır hasta ve yaralı çocukların tahliyesi ve tıbbi tedavi için İngiltere’ye getirilmesine yönelik planlarını hızlandırdı. Hükümetten yapılan açıklamada, bu operasyonların “çok yakında” hayata geçirileceği bildirildi. Plan dahilinde, her çocuk için bir refakatçi görevlendirilecek ve gerekirse kardeşler de programa dahil edilecek. Bu girişim, Gönüllü sağlık çalışanlarının yer aldığı ve “Project Pure Hope” (Saf Umut Projesi) adlı sivil inisiyatif kapsamında gerçekleştiriliyor. Bu yıl içinde, İngiltere’ye getirilen üç çocuk, uluslararası sağlık ve insani yardım çabalarının önemli bir parçası oldu. İngiltere’nin bu adımı, bölgedeki insani krizin boyutlarını gözler önüne sererken, uluslararası toplumun insani yardımlarını artırmasına da zemin hazırlıyor.

İsrail saldırılarında ise dün en az 65 Gazzeli yaşamını yitirdi. Ayrıca, açlık ve beslenme yetersizliği nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 93’e, toplam ölü sayısı ise 175’e yükseldi. Bu rakamlar, bölgedeki insani krizin ne denli derin ve acil olduğunu gösteriyor ve uluslararası toplumun daha etkili müdahale mekanizmaları geliştirmesini zorunlu kılıyor.