Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, 30 Temmuz’da başlayacak olan Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) tercih dönemine girerken, adaylara seslenerek büyük bir sorumluluk ve motivasyonla hareket etmelerini önerdi. Üniversite adaylarının, hayallerindeki mesleğe ulaşmak adına verdikleri bu önemli kararda, kendilerini en iyi şekilde yönlendirecek ve destekleyecek kurumlar olduklarının altını çizdi. Özvar, “Bizler de sizlere bu yolda en güçlü ve sürdürülebilir desteği sunmak amacıyla yükseköğretimde kapsamlı ve köklü dönüşümler başlattık” diyerek, gençlerin geleceğine ışık tutacak yeni adımlar hakkında bilgi verdi.
İHTİYACA YÖNELİK YENİ PROGRAMLAR VE DÖNÜŞÜM
YÖK tarafından yürütülen dönüşüm süreci kapsamında, iş gücü piyasasının ihtiyaçlarına uygun olmayan ve güncelliğini yitiren bölümlerin kademeli olarak kapatıldığını belirten Özvar, bunun yerine doğrudan istihdam odaklı, çağın gerekliliklerine uygun yeni programların hayata geçirildiğine dikkat çekti. Özvar, “Bu yeni programlar sayesinde gençlerimiz, sadece diploma sahibi olmakla kalmayacak, aynı zamanda mezun olduktan sonra iş bulma şansını artıracak becerilere de sahip olacak” dedi. Yeşil Enerji ve Dönüşüm, Yapay Zekâ, Büyük Veri ve Siber Güvenlik, Dijital Sağlık ve Dijital Tarım gibi alanlarda yürütülen çalışmalar neticesinde, yeni lisans ve ön lisans programlarının sayısında gözle görülür bir artış sağlandı. Bu programların kontenjanları yüzde 100 doluluk oranına ulaşmış olup, özellikle YKS tercih kılavuzunda yer alan 17 yeni bölüm, öğrencilere geniş imkanlar sunuyor. Ayrıca, Yapay Zekâ temelli programlar 80’in üzerinde üniversitede yaygınlaştırılarak, gençlerin küresel teknolojik gelişmelerle uyum içinde yetişmeleri hedefleniyor.
YÖK ATLAS’TA YENİLİKLER VE KULLANIM KOLAYLIĞI
Öğrencilere ve velilere, tercih aşamasında büyük kolaylık sağlayan YÖK Atlas platformunda önemli yenilikler gerçekleştirildi. Bu yıl platforma entegre edilen akreditasyon ve Türkiye Yeterlikler Çerçevesi logosu sayesinde, bölümlerin kalitesi ve uluslararası geçerliliği hakkında güvenilir bilgiler edinmek mümkün olacak. Ayrıca, uygulamalı dersler, staj imkanları ve iş yerinde eğitim fırsatları da artık platform üzerinden erişilebilir hale getirildi. Kendinize en uygun bölümü belirlerken, bu detaylı bilgiler ışığında bilinçli tercihler yapmanız hayati önem taşıyor. Yeni açılan bölümler, sadece çağın değil, iş gücü piyasasının da beklentilerine göre tasarlandı. Hem heyecan verici hem de istihdam garantili programlar sizi bekliyor. Doğru tercih, hayallerinizi gerçeğe dönüştürmekte ilk adım olacak; bizler de bu yolda sizlerin yanındayız. Söz sizin, artık karar zamanı.
MYO’LARDA DÖNÜŞÜM VE YENİ YAKLAŞIMLAR
Meslek yüksekokulları (MYO), eğitim ve istihdam alanında köklü değişimlere sahne oluyor. Artık MYO’lar, sadece diploma vermekle kalmayıp, doğrudan iş hayatına geçişin en hızlı ve pratik yolu haline geliyor. Günümüz iş dünyası, teorik bilginin yanı sıra uygulamalı becerilere sahip, sahada çözüm üretebilen ve pratik düşünce yapısına sahip mezunlar arıyor. Bu nedenle, sektörle iç içe ve uygulama ağırlıklı eğitim programlarıyla donatılan MYO’lar, mezunlarına sadece bir meslek değil, aynı zamanda güçlü bir kariyer ve gelecek sağlıyor. Sektörle entegrasyonun artırılmasıyla birlikte, öğrenciler, eğitimleri sırasında sektör temsilcileriyle birlikte çalışarak, gerçek projelerde yer alabiliyor ve bu sayede mezuniyet öncesi iş teklifi alma imkanına sahip oluyorlar. Böylece, mesleki eğitimde yeni bir dönem başlıyor ve gençlerin istihdam şansı önemli ölçüde yükseliyor.
SANAYİ İŞ BİRLİĞİ VE İSTİHDAM ORANLARI
Organize Sanayi Bölgeleri’nde (OSB) kurulan MYO’lardan mezun olan öğrencilerin iş bulma oranı %80 seviyesine ulaştı. Bu başarıyı daha da artırmayı hedefleyen YÖK, TOBB ile yaptığı iş birliği protokolü kapsamında, 388 meslek yüksekokulunu 367 oda ve borsa ile eşleştirdi. Bu stratejik ortaklık sayesinde, öğrenciler, mezun olmadan önce sektörle doğrudan temas kurma fırsatı yakalıyor. Uygulamalı eğitimler, sanayicilerden alınan dersler ve sektörde staj yapma imkanlarıyla gençler, mesleklerini pratikte öğreniyor ve tecrübe kazanıyor. Üstelik, eğitim sürecindeyken gelir elde etme imkânı da sağlanarak, hem ekonomik açıdan hem de kariyer açısından büyük avantajlar elde edebiliyorlar. Bu model, sadece Türkiye’de değil, uluslararası alanda da örnek gösterilen bir başarı hikâyesine dönüşüyor ve sektör ile üniversiteler arasındaki iş birliğinin güçlenmesine katkı sağlıyor.
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!