Hayatını sadece sanatına değil, yaşadığı toprakların huzuru ve barışına da adamış olan Lübnanlı usta sanatçı Feyruz, zamanla sahnenin ve kameralardan uzaklaşarak daha çok içsel dünyasına yöneldi. Savaşların ve çatışmaların ortasında, masumların acılarını paylaşan, şarkılarıyla umut ve sevgi tohumları ekmeye çalışan bu büyük sanatçı, yaşadıklarının ve hissettiklerinin derinliklerini müziğiyle anlatmaktan hiç vazgeçmedi. Günler geçtikçe gözlerinden uzaklaşıp, daha çok inzivaya çekildi; eski sahne ışıkları ve kalabalıklar onun için artık birer hatıra oldu. Sonunda ise, yalnızca kalbi ve ruhu değil, tüm bedeniyle de huzur bulmak için sessizliğe gömüldü.
Ancak, onun için en büyük acı, oğlu Ziyad Rahbani‘nin vefatıyla başladı. Ziyad, sadece annesinin değil, aynı zamanda efsane şarkıların ve bestelerin mimarlarından biri olarak, müzik dünyasında unutulmaz izler bıraktı. 69 yaşında hayatını kaybeden Ziyad Rahbani’nin ölümü, Lübnan’da büyük yankı uyandırdı; devletin zirvesi taziye mesajları yayınlarken, hayranları ve sevenleri cenazeye akın etti. Bu kayıp, ülkenin sanat ve kültür dünyasında derin bir boşluk oluşturdu. Rahbani ailesinin en büyük kaybı olan bu ölüm, aynı zamanda Feyruz’un da en büyük acısı olarak hafızalara kazındı.
Feyruz’un Son Dönemi ve Cenaze Töreni
Yıllar sonra, 90 yaşına yaklaşan Feyruz, oğlunun cenazesine katılmak için yeniden ortaya çıktı. Bu ziyaret, onun için hem bir veda hem de büyük bir içsel yüzleşme anıydı. Oğlu Ziyad Rahbani’yi son yolculuğuna uğurlarken, Rikad el-Seyyide Kilisesi’nin mistik atmosferiyle çevrili Bikfeyya’da, kız kardeşi Rima ile birlikte yer aldı. Feyruz’un acı dolu yüzü, uzun zamandır ilk defa kameralara yansıdı ve onun bu derin hüznü, sosyal medyada binlerce kişi tarafından paylaşıldı. Cenazede ayakta zor duran, geride kalan tek evladı olan Rima’ya yaslanarak, güçlükle ayakta durmaya çalışan sanatçı, duygularını kelimelere dökmeden, sadece gözleriyle anlatmaya çalıştı.
Sanat hayatını büyük ölçüde oğlunun eserlerine borçlu olan Feyruz, onun ölümünde sadece bir ebeveyn değil, aynı zamanda onun müziğinin ve ruhunun ta kendisiydi. O gün, cenazede sessizliğe gömülen Feyruz, basına yaptığı kısa açıklamada, güçlükle şu sözleri söyleyebildi: “O sadece oğlum değildi, benim sesimdi. Onun melodileriyle nefes alıyordum.” Bu ifadeler, onun için ne kadar derin ve anlamlı olduğunu bir kez daha gösterdi. O gün, sanatçı ve annesi, hem oğullarına duyulan özlemi hem de yaşamın ve sanatın bir bütün olduğunu bir kez daha hatırlattı; acının ve sevginin, müziğin ve yaşamın iç içe geçtiği bu özel anlar, hafızalara kazındı.
02:00
News
Güncel
Güncel
Güncel
Güncel
Güncel
Güncel
