40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
4.320,96%0,56
7.017,00%0,27
27.981,00%0,27
10.219,40%-0,06
Bilim camiasında ‘XFG’ kod adıyla bilinen ve genellikle Stratus olarak adlandırılan yeni Covid-19 varyantı, iki farklı virüsün genetik yapısının rekombinasyonu sonucu ortaya çıkan oldukça ender ve dikkat çekici bir formdur. Bu varyant, özellikle İngiltere’de mayıs ayı itibarıyla ülkedeki toplam vaka oranlarının %10’unu oluştururken, haziran ayı sonunda bu oran %40 seviyelerine kadar yükselmiştir. Bu hızlı artış, virüsün evrimsel adaptasyonunu ve toplum bağışıklığındaki düşüşü açıkça göstermektedir.
Warwick Üniversitesi’nin önde gelen bilim insanlarından Prof. Lawrence Young, Stratus’un hem ana formunun hem de alt varyantı XFG.3’ün toplumda hızla yayılmakta olduğunu ve “Bağışıklık seviyelerinin düşmüş olması nedeniyle bu varyantlara karşı duyarlılığın arttığını”
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) de bu yeni varyantı “izlemeye alınan varyantlar” kategorisine dahil etmiş olup, küresel vaka oranlarının %22’sini oluşturan bu varyantın, önceki türlere kıyasla daha hızlı yayıldığını ve potansiyel riskler taşıdığını belirtmiştir.
Bunun yanı sıra, “Nimbus” isimli yeni ve sessizce yayılan bir diğer varyant da dikkat çekmektedir. İngiltere Sağlık Güvenlik Ajansı’nın verilerine göre, bu suş nisan ayında toplumda %2 oranında tespit edilirken, haziran ayı sonu itibarıyla %17’ye ulaşmıştır. Kuzey Batı İngiltere’deki bölge tıbbi direktörü Dr. Michael Gregory, “Bu varyant hızla yayılıyor ve yakın takipteyiz” açıklamasını yapmıştır.
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, Hurriyet.com.tr’ye yaptığı özel açıklamalarda şu ifadeleri kullanmıştır: “Yaz aylarında üst solunum yolu enfeksiyonlarının ciddi oranda azaldığını gözlemliyoruz. Ancak, yeni ortaya çıkan Stratus varyantı, ilk kez ocak ayında tespit edilip, nisan ayında %10’a ulaşmasıyla dikkat çekici bir yükseliş göstermiştir.”
Prof. Akkoyunlu, ek olarak şu önemli noktaları vurgulamıştır:
Bilim insanları arasında yeni varyantlara takılan isimler, bazen dikkat çekici ve çarpıcı olabilmektedir. ‘Frankenstein’ terimi de bu bağlamda ortaya çıkmıştır. Kanada’daki Guelph Üniversitesi’nden araştırmacılar, bu yeni varyanta “Frankenstein” adını vermiştir. Bu isim, genetik analizlerde bu varyantın farklı alt grupların birleşimiyle oluştuğu ve adeta “birleştirilmiş” bir virüs gibi göründüğü fikrine dayanır.
Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, “Bu isim, virüsün farklı varyantların parçalarının bir araya gelmesiyle ortaya çıkan ‘kurgusal’ yapısından kaynaklanmaktadır. Yani, bir Frankenstein hikayesine gönderme yapar şekilde, virüsün ‘yaratılmış’ ve ‘birleştirilmiş’ gibi görünmesi nedeniyle bu ad verilmiştir.”
Türkiye’de şu an için herhangi bir resmi vaka bildirilmemiş olsa da, uzmanlar durumu yakından takip etmektedir. Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, “İki varyantın henüz ülkemizde tespit edilmemiş olması, şu an için bir risk teşkil etmiyor. Ancak, uluslararası seyahatler ve temaslar, bu varyantların ülkemize girişini kolaylaştırabilir.” şeklinde ifade etmiştir.
Özellikle sonbahar aylarında, ekim ve kasım ayları sonrası ortaya çıkabilecek yeni salgınlara karşı hazırlıklı olunması gerektiğine dikkat çekmiştir. Yaz aylarının sağlıklı geçirilmesi için güneşlenme ve açık havada egzersizlerin önemi vurgulanmıştır.
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Hüsrev Diktaş, şu uyarıda bulunmuştur: “Türkiye’de şu an için bu varyantların yaygın olduğu ile ilgili resmi veri olmamakla birlikte, yurt dışı temaslı vakalarla ülkemize giriş olasılığı her zaman mevcuttur. Bu nedenle, kapalı ve kalabalık ortamlarda maske takmak, el hijyenine dikkat etmek ve hasta hissedildiğinde kalabalıklardan uzak durmak en önemli önlemlerdir.”
Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, yeni varyantların kendine özgü bazı belirtiler gösterdiğine dikkat çekmiştir. “Özellikle ‘jilet gibi’ keskin boğaz ağrısı, boyun lenf bezlerinde şişlik, karın ağrısı, bulantı, kusma ve ishal gibi belirtiler, bu yeni varyantlarda daha belirgin hale gelmektedir.”
Yeni varyantların, önceki türlere kıyasla daha ağır hastalıklara yol açıp açmayacağı hala araştırılmaktadır. Doç. Dr. Hüsrev Diktaş, “Bulaşıcılık yüksek olsa da, şu ana kadar hastalığın şiddetini artırdığına dair kesin veriler bulunmamaktadır. Ancak, özellikle yaşlılar ve kronik hastalığı olanlar için risk devam etmektedir.” şeklinde açıklama yapmıştır.
İnsanların aşılar sayesinde ağır hastalık ve hastaneye yatış riskinin azaldığını belirten uzmanlar, “Aşılar, bağışıklık sistemimizi destekleyerek, ciddi komplikasyonlara karşı önemli bir koruma sağlar” ifadesini kullanmıştır.
Özellikle kronik solunum yolu hastalıkları bulunan bireylerin, virüsün yeni varyantlarına karşı dikkatli olması ve gerekli önlemleri alması önemlidir. Bu hastalıklar, virüsün akciğer ve kalp sistemine yaptığı olumsuz etkileri artırabilir, bu nedenle düzenli takip ve sağlık kontrolleri önerilmektedir.
17 Temmuz 2025 Resmi Gazete Atamaları ve Kararları Detayları