41,6242$% 0,28
48,8418€% 0,49
5.165,66%0,01
8.626,00%-0,03
34.399,00%-0,04
11.220,22%1,89
Yıllar boyunca bebek sahibi olma hayaliyle yanıp tutuşan ve bu uğurda 18 yıl boyunca çeşitli yollar deneyen bir çift, nihayetinde hayallerine ulaşma arzusu ile hareket etti. Ancak, maalesef baba adayında nadir görülen ve erkek kısırlığının önemli bir nedeni olan azospermi (sperm üretiminde ciddi eksiklik) sorunu vardı. Çift, birçok farklı klinik ve doktoru ziyaret etmiş olsa da, çözüm hep uzak kalmıştı.
Normal şartlarda, tüp bebek (İn Vitro Fertilizasyon – IVF) tedavisinde, kadının yumurtası ile erkekten alınan meni örneği laboratuvar ortamında birleştirilerek döllenme sağlanır. Bu süreçte, yüz milyonlarca sperm, döllenme şansını artırmak adına kullanılır. Ancak, azospermili erkeklerde sperm üretimi ya hiç gerçekleşmez ya da çok düşük seviyededir; sperm sayısı mikroskobik seviyededir ve arama çalışmaları aylarca sürer, genellikle başarısızlıkla sonuçlanır.
Yurt dışındaki bu çift, son çare olarak yeni ve umut vadeden bir teknolojiyi denemek amacıyla Columbia Üniversitesi Doğurganlık Merkezi’ne başvurdu. Söz konusu yeni yaklaşım, “STAR metodu” olarak adlandırılan, yapay zekâ destekli bir sperm tespiti teknolojisidir. Bu yöntem, azospermi nedeniyle sperm bulmakta zorlanan erkeklerde gizli sperm hücrelerini tespit etme konusunda devrim niteliğinde bir adım olarak görülüyor.
Çift, araştırma ekibine sadece bir meni örneği sundu. Anne adayı ise, “Çok sayıda hayal kırıklığı yaşadığımız için bu sefer umutlarımızı düşük tuttuk” diyerek duygularını paylaştı.
Laboratuvarda yapılan yapay zekâ analizleri sonucunda, üç gizli sperm hücresi tespit edildi. Bu sperm hücreleri, alınan yumurta ile laboratuvar ortamında birleştirilerek rahme nakledildi. Bu ilk başarılı hamilelik, modern tıbbın ve yapay zekânın önemli bir dönüm noktası olarak kayıtlara geçti. Anne, “Gerçekten hamile olduğuma iki gün boyunca inanamadım. Hâlâ sabahları uyandığımda bunun gerçek olup olmadığını sorguluyorum” diyerek sevincini dile getirdi.
Uzmanlar, yapay zekanın üreme sağlığında kullanılmasının giderek yaygınlaştığını belirtiyor. Artık, yumurta kalitesini değerlendirmek veya IVF sırasında sağlıklı embriyoları izlemek için yapay zekâ teknolojileri tercih ediliyor. Bu gelişmeler, özellikle erkek kısırlığının tedavisinde büyük ilerlemeler kaydetmemize olanak tanıyor.
Columbia Üniversitesi’nde çalışan Dr. Zev Williams ve çalışma arkadaşları, STAR sistemini geliştirmek için yaklaşık beş yıl boyunca yoğun çalışmalar yürüttü. Williams, sistemin ne kadar etkili olduğunu şu sözlerle anlattı: “Bir hastamızın örneğini mikroskop altında 2 gün boyunca inceledik, sperm bulamadık. Aynı örneği yapay zekâ tabanlı STAR sistemine analiz ettirdiğimizde, sadece bir saat içinde 44 sperm hücresi tespit edildi. Bu, gerçekten de oyunun kurallarını değiştirecek bir gelişme oldu.”
STAR sistemi, özel tasarlanmış mikroçipler ve yüksek hızlı kameralar aracılığıyla menideki sperm hücrelerini tarar. 8 milyon kareden fazla fotoğraf çekerek, sperm hücrelerini tanıyıp ayırt eder; bu sayede, geleneksel yöntemlere kıyasla çok daha hızlı ve hassas bir sonuç sağlar.
Sistem, tespit ettiği sperm hücrelerini hemen ayrıştırır ve embriyologların gözleriyle göremedikleri hücreleri toplamalarına imkan tanır. Williams, “Bu sistem, binlerce sperm arasında iğne aramak gibi zorlu bir işi, sadece bir saat içinde ve çok nazikçe gerçekleştiriyor. Ayrıca, lazer veya boyar madde kullanılmadığı için sperme herhangi bir zarar verilmez” diyerek teknolojinin güvenilirliğine dikkat çekti. Tipik bir menide yüz milyonlarca sperm bulunurken, azospermi hastalarında bu sayı sadece 2-3 civarındadır; ancak STAR teknolojisinin hassasiyeti sayesinde, bu düşük sperm sayısı bile başarıyla kullanılabilir hale gelir.
ABD verilerine göre, toplam kısırlık vakalarının yaklaşık %40’ı erkek kaynaklıdır. Bu vakaların içinde, azospermi oranı ise %10 civarındadır. Çoğu erkek, kendilerini sağlıklı ve normal hissetmesine rağmen, mikroskop altında sperm yerine sadece hücre enkazı ve parçacıkları görür. Bu durum, erkekler için büyük bir şok ve hayal kırıklığı yaratabilir.
Geleneksel tedaviler arasında, testislerden sperm almak için uygulanan invaziv cerrahi operasyonlar bulunur. Bu işlem, testisin bir kısmını açıp sperm aranmasını içerir ve ciddi ağrılı, iz bırakan ve sonrası komplikasyon riski taşıyan bir prosedürdür. Ayrıca, hormon ilaçlarıyla yapılan tedaviler, yalnızca hormon dengesizlikleri olan kişilerde etkili olur. Ancak, STAR metodu bu riskleri ortadan kaldırır, invaziv olmayan ve kısa sürede sonuç veren bir teknolojidir. Williams, “Bu sistem, birkaç yıl süren yoğun çalışmaların ve ekibimizin özverisinin sonucu. Amacımız, diğer merkezlere de örnek olmak ve kısırlık sorununu çözmek isteyen çiftlere yeni bir umut sunmak” diye belirtti.
Şimdilik sadece Columbia Üniversitesi’nde kullanılan STAR sistemi, ilerleyen dönemlerde diğer merkezlerde de yaygınlaşacak gibi görünüyor. Williams, sistemin ücreti hakkında da bilgi vererek, “Sperm ayrıştırma ve dondurma işlemi, hastalara yaklaşık 3.000 dolar tutar. Bu teknolojiler, insanlık tarihinin en eski sorunlarından biri olan kısırlık konusunda büyük bir devrim yaratmaya hazırlanıyor” dedi.
Öte yandan, Kanada’da başka bir araştırma ekibi de benzer şekilde, yapay zekanın sperm tarama sürecini hızlandırıp otomatikleştirdiği bir model geliştirdi. Mayo Clinic’te çalışan ürolog Dr. Sevann Helo, yapay zekanın sağladığı öğrenme algoritmaları sayesinde, sperm görselini analiz edip aranan özellikteki spermleri hızlıca tespit etmenin mümkün olduğunu belirtiyor. Helo, “Yapay zekâ, sağlık alanında yeni bir sayfa açıyor ve tıbbi sorunlara bakışımızı köklü biçimde değiştiriyor” diyerek bu teknolojinin önemine vurgu yapıyor.
San Francisco’da yaşayan üreme endokrinoloğu Dr. Aimee Eyvazzadeh ise, yapay zekâ ve otomasyonun, gözümüzün göremediği detayları görmemize yardımcı olduğunu söylüyor. Örneğin, Stork-A adlı algoritma, erken evre embriyoların görüntülerini analiz ederek, hangilerinin sağlıklı olduğunu yüksek doğrulukla tespit edebiliyor. CHLOE adlı yapay zekâ aracı ise, yumurtaları dondurmadan önce kalitelerini belirliyor. Bu gelişmeler, üreme sağlığını güçlendiren ve tedavi başarısını artıran önemli adımlar olarak görülüyor.
Sonuç olarak, yapay zekâ teknolojileri, sperm tespiti ve üreme tedavilerinde devrim yaratmaya devam ediyor. İnsan uzmanlığını tamamlayan bu sistemler, hem başarı oranlarını artırıyor hem de işlemleri daha güvenli ve hızlı hale getiriyor. Bu gelişmeler, insanlık tarihinde yeni bir sayfa açmaya hazırlanırken, umut vaad eden çözümler sunmaya devam ediyor.
Mide Kanseri: Riskler, Korunma Yolları ve Güncel Yaklaşımlar