Vaka sayısı artıyor: Doktorlar bile yaşamaya başladı! ‘12 saat içinde ileri evreye ulaştı’, ‘Korktuğum için annem aynaları kaldırdı’ | Bu belirtilere dikkat!

Son yıllarda yüz felci, özellikle Bell paralizisi vakalarında dikkate değer bir artış gözlemleniyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan geniş çaplı araştırmalar, 2007’den 2022’ye kadar olan dönemde yüz felci teşhislerinin istikrarlı biçimde yükseldiğini ortaya koyuyor. 2022 sonrası ise bu artış hız kesmeden devam ediyor ve yeni vakaların sayısı giderek artıyor.

Bu artış, toplumda çoğu zaman geçici ve önemsiz olarak kabul edilen bu rahatsızlığın, aslında bazen kalıcı hasarlara yol açabileceğine de işaret ediyor. Özellikle genç yaşta yaşanan ve tedavi edilmediğinde ciddi sorunlara dönüşebilen yüz felci, kişilerin yaşam kalitesini büyük ölçüde etkileyebiliyor. Bu durum, hem estetik hem de fonksiyonel açıdan ciddi sonuçlar doğurabiliyor ve psikolojik etkileri de göz ardı edilemez hale geliyor.

Yüz Felci ve Hastaların Yaşadıkları

İşte bu konuda önemli bir örnek, 20 yaşında ilk kez yüz felci geçiren B.A. isimli birey. Hem gençlikte hem de ilerleyen yıllarda iki farklı kez bu rahatsızlığa yakalanan B.A., yaşadığı süreçleri ve tedavi deneyimlerini detaylıca paylaşıyor. Yıllarca süren tedavi çabaları, yaşadığı psikolojik ve sosyal zorluklar, ve sonrasında gelen kalıcı hasarların etkileri onun hayatında derin izler bırakmış durumda.

İlk Yüz Felci Deneyimi ve Mücadele

İstanbul’da yaşayan B.A., ilk yüz felcini 20 yaşında geçirdiğinde, birkaç günlük kulak arkasındaki ağrı ve hafif rahatsızlık sonrası yüzünde hareket kaybı başladı. Çevresindekilerin, bunun geçici ve önemsiz bir durum olduğunu söylemesiyle ilk günleri pek ciddiye almadı. Ancak zamanla yüzündeki asimetri arttıkça, durumun ciddi boyutlara ulaşabileceğinin farkına vardı. Evine yakın bir sağlık ocağına gidip ilk müdahaleyi yaptıktan sonra, yapılan tetkiklerde yüzün en ağır seviyede olduğu belirlendi ve kortizon tedavisine başlandı.

İlacın etkisiz kalması ve birkaç hafta geçmesine rağmen iyileşmenin olmaması, psikolojisini derinden etkiledi. Gözlerini kapatmakta güçlük çekiyordu ve uyuma, duş alma gibi temel ihtiyaçlarını bile zorlaştıran bu durum, onun için büyük bir kabusa dönüşmüştü. Aynı zamanda, yüzünü kullanamadığı için yemek yemekte ve konuşmakta ciddi zorluklar yaşıyordu. Psikolojik açıdan ise bu süreç, onu derin bir yalnızlık ve endişe durumuna soktu. Ailesinin desteğiyle ayakta kalmaya çalıştı, ancak yüzündeki deformasyon ve fonksiyon kaybı, onun kendine güvenini sarsmıştı.

Psikolojik ve Sosyal İzolasyon

Başlangıçta, yüzündeki görünümünden korktuğu için aynaları tamamen kaldırdı annesi. 3 ay boyunca evden çıkmayan, kimseyle görüşmeyen B.A., yüzündeki deformasyondan dolayı toplumdan uzak kaldı. Bu süreçte depresyon ilaçları kullanmaya başladı ve çeşitli alternatif tedavi yöntemlerine yöneldi. Yıllarca süren fizik tedavi ve akupunktur denemelerine rağmen, hiçbir sonuç alamadı. 7-8 ay sonunda doktorlar, kalıcı hasarların oluştuğunu ve yüzün yeniden eski haline dönmesinin mümkün olmadığını açıkladı. Bu haber, onun yaşamını daha da zorlaştırdı ve kendisini tamamen sosyal hayattan çekti.

Hayatında Değişiklikler ve Yeni Deneyimler

İzole yaşamı, genç yaşta büyük bir psikolojik yıkıma neden oldu. Uzun süre büyük güneş gözlükleri takıp, iş yerinde yemeklerini odasında yiyerek, toplu etkinliklere katılmadan yaşadı. Fotoğraf çekimleri ve sosyal medya paylaşımları neredeyse yok denecek kadar azdı. Bu dönemde, yüz estetiği ve alternatif tedavi arayışlarına yöneldi ve depresyon ilaçlarını kullanmaya devam etti. 30’lu yaşlarına geldiğinde, yüzündeki simetriyi biraz daha sağlamlaştıran estetik müdahaleler yaptı, ancak bu ikinci yüz felci onu bir kez daha yüzleşmeye zorladı.

İkinci Yüz Felci ve Çözüm Arayışları

İkinci kez yüz felci yaşadığında, dilinde uyuşma hissettiğinde hemen uzman bir doktora başvurdu. Aynı gün kortizon tedavisi başladı ve antiviral ilaçlar kullanıldı. Erken müdahale sayesinde, yaklaşık 2,5 ay içinde sağ tarafındaki felcin tamamen geçtiği ve yüzünün eski haline döndüğü öğrenildi. Bu deneyim, onun yüz felcine karşı bilinç ve hazırlık seviyesini artırdı. Artık bu durumla yaşamayı öğrenmiş, tedavi sürecine daha da hakim olmuştu.

Genetik ve Aileden Gelen Korkular

Bu süreçte, ailesinde benzer sorunlar yaşayanların olması ve tekrar yaşama korkusu, onun en büyük endişeleri arasındaydı. Babası ve kardeşi, geçmişte yüz felci geçirmiş olsa da, hafif seyretti ve kısa süreli iyileştiler. Ancak, bu tekrarlar, onun genetik yatkınlık ve risk faktörleri konusunda derin endişeler taşımasına neden oldu. Amerikan televizyon yıldızı Bristol Palin’in, aniden sabah felç olmasını takip eden hikayesi, onun bu korkularını daha da pekiştirdi. Palin, hiçbir uyarı belirtisi olmadan yüzünün tamamında felçle uyanmış ve yaşadığı süreci açıkça paylaşmıştı. Bu örnekler, yüz felci ile ilgili bilinç ve farkındalığı artırdı.