Uzun Ömrün Sırlarını Paylaşan Dr. Mohammed Enayat’ın Günlük Rutinleri

Güne Erken Başlangıç ve Sabah Rutinleri

Her sabah saat 6’da uyanıyorum ve güne enerjik başlamak için ilk işim, yağmur ya da güneş fark etmeksizin bahçeme çıkıp birkaç dakika derin nefes egzersizi yapıyor veya dua ediyorum. Çıplak ayaklarımı yere basmak, ruhumu ve zihnimi uyandırmanın en doğal yollarından biri. Ardından dişlerimi fırçalayarak güne taze bir başlangıç yapıyorum ve hafif bir duş alıyorum. Duş sonrası, gün içinde odaklanmamı sağlayacak şekilde kendimi hazırlıyorum. Telefonumu açıp e-postalarımı ve mesajlarımı kontrol ederek günün planını yapıyorum.

Aralıklı Oruç ve Beslenme Alışkanlıklarım

Genellikle kahvaltı yapmam, çünkü aralıklı oruç uyguluyorum ve bu bana gün boyunca daha enerjik hissettiriyor. Günün ilk öğününü öğle saatlerinde, en geç 20.30 gibi yiyorum. Bu düzen sayesinde, yaklaşık 10-12 saatlik açlık süresiyle vücudumda glikojen depoları tükeniyor ve enerji için vücudum, yağ ve proteinleri kullanmaya başlıyor. Bu sayede, hem metabolizmamı hızlandırıyorum hem de daha sağlıklı bir yaşam sürdürüyorum. Sabah takviyelerimi suyla alırken, ihtiyaç duyduğum takviyeleri ve miktarlarını, vücudumun ihtiyacına göre ayarlıyorum. Kapsamlı kan testleri yaptırıyorum ve vücudumda neler olup bittiğine dair detaylı bilgiler ediniyorum. Bu testler, bağışıklık sistemimden hormonlarıma, sindirim sağlığıma kadar pek çok alanı kapsıyor. Örneğin, son kan testimde yüksek seviyelerde zonulin proteini tespit edildi; bu da bağırsaklarımda geçirgenlik sorunu olduğunu gösteriyor. Bu durumu yönetmek için özel takviyeler ve diyet değişiklikleri uyguluyorum.

Kan Testleri ve Sağlık Takibi

Kan testleri, sağlığımın detaylarını anlamam ve erken müdahale etmem açısından çok önemli. Bağırsak geçirgenliği ve adrenal yorgunluk gibi sorunları tespit edip, ona göre beslenme ve takviye planlarımı güncelliyorum. Ayrıca, stres yönetimi ve hormon dengem için meditasyon ve derin nefes egzersizlerine zaman ayırıyorum. İşim öncesinde sabah saat 9 civarında kahvemi içiyorum ve gün boyunca klinikte hastalara bakarken, zaman zaman yürüyüş toplantıları yapıyor ve gün ışığından yararlanıyorum.

Fiziksel Aktivite ve Egzersiz Programım

Öğle saatinde yaklaşık bir buçuk saatlik güç ve kondisyon çalışması yapıyorum. Hareketsiz yaşam tarzı nedeniyle sırt ağrılarım başlamıştı, bu yüzden düzenli spor yapmaya başladım. Ağustos ayında evleniyorum ve bu, beni daha sağlıklı ve formda kalmaya teşvik ediyor. Haftada en az bir veya iki kez boks yapıyor, kardiyomu bu şekilde sürdürüyorum. Egzersizlerimi mümkün olduğunca dışarıda yapmayı seviyorum; sıcak havalarda boks ve circuit antrenmanlarımı parkta veya açık alanlarda gerçekleştiriyorum. Ayrıca, dışarıda koşmak veya ip atlamak gibi aktiviteleri de günlük rutama ekliyorum. Öğle yemeğinden önce, enerji seviyemi artırmak için yaban mersini, badem yağı, kolajen tozu, yeşil toz, yulaf sütü ve su karışımından oluşan sağlıklı smoothieler içiyorum.

Öğle ve Akşam Öğünleri

Günün ilk öğünü, antrenman sonrası, genellikle yüksek kaliteli protein kaynağı olan somon veya ton balığı gibi balıklar ve bolca sebzeyle hazırlanmış oluyor. Protein ihtiyaçlarımı karşılamak adına, yanında bezelye, peynir altı suyu tozu veya sığır kolajeni içeren bir protein shake de alıyorum. Öğle yemeklerimi genellikle kliniğimdeki ortak alanda yiyorum ve bu zamanı, diğer meslektaşlarım veya hastalarla sohbet ederek değerlendiriyorum. İş bitiminde, yaklaşık 25 dakika boyunca telefon kullanmadan, kendime zaman ayırıyorum ve günün geri kalanını planlıyorum.

Akşam Yemeği ve Beslenme Tarzım

Akşam yemeğimi, haftada iki veya üç gün vejetaryen olarak, diğer günlerde ise kırmızı et tüketerek yiyorum. Menüme her zaman mevsim sebzeleri dahil ediyor, tavuk veya balık tercih ediyorum. Lif ve mikro besinleri dengeli almak adına, brokoli, patates, kabak, şalgam, lahana, bezelye ve kuşkonmaz gibi çeşitli sebzelerle besleniyorum. Yemekleri kendim yapmaktan büyük keyif alıyorum ve pazar günleri, önümüzdeki hafta için yemek hazırlıkları yapıyorum. Ailemin geleneksel tarifleri ve baharatlar, yemeklerimi daha lezzetli ve sağlıklı kılıyor. Özellikle ras el hanout gibi baharatların anti-inflamatuar özellikleri, sağlık açısından büyük avantaj sağlıyor. Zeytinyağı ve Himalaya tuzunu da sıkça kullanıyorum, çünkü bunlar kalp sağlığı ve genel sağlık açısından faydalı. Ailemin Hint kökenli olması, mutfağımıza özgü baharat ve tarifleri sürdürmeme yardımcı oluyor. Ayrıca, yabani pirinç gibi daha hafif ve sindirimi kolay tahılları tercih ediyorum. Çalışma hayatımda, iş ve yaşam dengesi kurmaya büyük önem veriyor, böylece stres seviyemi düşürüp, ömrümü uzatmayı amaçlıyorum. Meditasyon ve dua, aileden aldığım önemli alışkanlıklar arasında yer alıyor.

Gece Rutini ve Uyku Düzeni

Yatmadan önce, şekersiz yulaf sütü ile hazırladığım bir fincan çay içiyorum. Saat 22.30 civarında yatakta olmayı hedefliyor ve yatmadan önce pencereleri açarak odanın serinliğini sağlıyorum. Hayatım boyunca uyku sorunları yaşamadım, ancak uykumu yakından takip ediyorum ve her gece en az iki saat derin uyku almaya özen gösteriyorum. Televizyon ve telefon gibi ekranlardan uzak duruyor, odanın telefon ve elektronik cihazlardan arındırılmış olmasına dikkat ediyorum. Derin uyku, bedenimin ve zihnimin yenilenmesi, bağışıklık sistemimin güçlenmesi ve hormonların düzenlenmesi için hayati önem taşıyor. Bu nedenle, uyku kalitemi artırmak adına düzenli uyku saatleri ve rahatlatıcı alışkanlıklar ediniyorum.

Sıcak ve Soğuk Terapi Uygulamaları

Yoğun şehir hayatının getirdiği stres ve enerjiyi dengelemek adına, zaman zaman sahile giderek doğayla iç içe olmayı tercih ediyorum. Sinir sistemimi rahatlatmak ve stresle başa çıkmak için soğuk terapi tekniklerini kullanıyorum. Haftada birkaç kez, buz küpleriyle doldurulmuş büyük bir kasede soğuk suya başımı sokup 10-20 saniye tutuyorum. Bu uygulama, zihinsel dayanıklılığımı artırmak ve vücuduma, stresli durumlar karşısında sakin kalmayı öğretmek amacıyla yapılıyor. Soğuk duşlar ve buzlu suyun etkisiyle, biyolojik stres tepkilerimi kontrol altına almayı ve sakin kalmayı öğreniyorum. Bu teknikler, hayatın diğer alanlarında da, ani stres ve kaygı durumlarını daha iyi yönetmemde yardımcı oluyor. Ayrıca, soğuk terapi, bağışıklık sistemini güçlendirmek ve genel dayanıklılığı artırmak için etkili bir yöntem olarak öne çıkıyor.