40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
4.320,96%0,56
7.017,00%0,27
27.981,00%0,27
10.219,40%-0,06
Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Çetin, göllerin ve nehirlerin çekilmesiyle ortaya çıkan sığlaşan alanların, durgun su ortamlarına dönüşerek sivrisineklerin yumurtlama alanı haline geldiğini belirtti. Bu alanlar, özellikle Culex ve Anopheles gibi türler için uygun yaşam ve üreme ortamları sunmaktadır. Artan bu alanlar, sivrisinek popülasyonunun ve dolayısıyla sivrisinek kaynaklı hastalıkların riskini ciddi ölçüde artırmaktadır.
Çetin, özellikle su biriktirmek amacıyla yapılan barajlar ve göletlerin çevresinde sivrisineklerin çoğalmasının, sıtma gibi hastalıkların görülme sıklığını artırdığını bilimsel çalışmaların ortaya koyduğunu vurguladı. Bu nedenle, vatandaşlar olarak alınması gereken önlemler büyük önem taşımaktadır. Suyun sıcaklığı yükseldikçe, sivrisinek larvalarının gelişim süresi de kısalır. Yani, yumurtadan ergin sivrisineğe dönüş süresi 2-3 gün daha az olabilir. Bu durum, birçok sivrisinek türünün yıllık üreme sayısını artırır ve hastalık yayılımını hızlandırır.
Yüksek sıcaklıkların ayrıca, West Nile, Dengue ve Chikungunya gibi virüslerin sivrisinek vücudundaki inkübasyon süresini de kısaltarak, enfekte sivrisineklerin insanlara bulaştırma hızını artırmaktadır. Bu nedenle, vatandaşların aşağıdaki önlemleri titizlikle uygulaması hayati önem taşımaktadır:
İklim değişikliği, sivrisineklerin ve sivrisinek kaynaklı hastalıkların yayılmasında önemli bir rol oynamaktadır. Vatandaşların bu konuda daha duyarlı olması ve belediye ekiplerine ilaçlama faaliyetlerinde destek vermesi, mücadelede etkin bir yöntemdir. Ayrıca, sıcaklıkların artmasıyla buzulların erimesi sonucu deniz seviyeleri yükselmekte ve tuzlu su ortamlarına ulaşan sivrisineklerin iç bölgelere ve karaya doğru yayılması riskini artırmaktadır.
Bazı sivrisinek türleri, deniz suyu seviyesinden daha tuzlu sularda bile gelişme gösterebilmektedir. Özellikle Asya Kaplan sivrisineği, Türkiye’de yayılım alanını gün geçtikçe genişletmektedir. Bu nedenle, sadece belediyelerin ilaçlama çalışmalarına güvenmek yeterli değildir; toplumun aktif katılımı ve bilinçlendirme kampanyaları büyük önem taşımaktadır. Kamu spotları ve bilgilendirici projelerle vatandaşlar, bu mücadelede etkin rol almalı ve sorunu birlikte çözmelidir.
‘O sahnede sadece müzik yapmakla kalmadık, hayallerimizin gerçeğe dönüştüğü bir rüya yaşadık’