Özcan Deniz’in Hikayesi: Zorlu Çocukluk ve Hayatındaki Dönüm Noktaları

“Benim çocukluğum çok kısa sürdü”

53 yaşındaki ünlü sanatçı Özcan Deniz, yaşamındaki zorlukları ve çocukluk yıllarını samimi bir şekilde anlattı. Kendi sözleriyle, “Kısa, yoğun ve yoksul bir çocukluk geçirdim. Sadece 9 yaşında sahneye çıkıp para kazanmaya başladım. Çok erken yaşta çalışmak zorunda kaldım; sanayide, marangozluk atölyelerinde ve inşaatlarda çalıştım. Evimiz soba ile ısınırdı ve 6 kardeşimle sobanın etrafında uyurduğumuzu hatırlıyorum. Yoksulluk ve baba eksikliğiyle büyüdüm. Kardeşlerimin babası gibi hissettim ve onlara hep destek oldum.”

“Samar’a ‘Olmaz’ dedim… Ama şimdi onunla hayatım”

Ünlü sanatçı, 30 yaşındaki eşi Samar Dadgar ile tanışma hikayesini de ilk kez bu kadar içtenlikle paylaştı. Denize yaklaşık 10 yıl önce aşina olduklarını ve tanışma sürecini şu sözlerle anlattı: “O zamanlar 20 yaşındaydı. Çok gençti ama zihinsel olarak oldukça olgundu. Her konuda derin sohbetler edebiliyorduk. Ancak yaş farkı nedeniyle başlangıçta ona ‘Olmaz’ dedim. Ona aynanın karşısına geçip, ‘Bak, bu ilişki mümkün değil’ diye de söyledim. Zamanla yollarımız ayrıldı ve farklı yönlere gittik.”

Deniz, hayatında yaşadığı boşluk ve arayış dönemini şöyle anlattı: “Bir dönem büyük bir iç boşluk ve yalnızlık hissettim. Evlilik ve çocuk sahibi olma arzusu içimi kemiriyordu. İlk evliliğimden Kuzey adında bir oğlum oldu. O zamanlar yaşadığım zorlukların, acıların ve pişmanlıkların üzerinde durmadan, şu sözleriyle duygularını dile getirdi: ‘İyi olmasam da, Kuzey benim için çok özeldi. Eğer tekrar şansım olsa, yine aynı kadınla evlenir ve aynı çocuğu dünyaya getirirdim. Kuzey, hayatımda en değerli varlığım.’

Deniz, Samar ile olan ilişkisini ve hayatındaki dönüşüm sürecini şöyle anlattı: “Dört veya beş yıl sonra Samar’dan ‘İyi misin?’ diye gelen bir mesajla hayatım değişti. O zamanlar pek iyi değildim; içimdeki boşluğu dolduracak birine ihtiyacım vardı. Konuşmaya başladık, sonra kendisini Türkiye’ye çağırdım ve o geldi. O günden beri ayrılmadık. O zamanlar ‘Olmaz’ dediğim kadın, şimdi benim hayatımın aşkı ve en büyük destekçim. Hem benimle hem oğlum Kuzey’le çok uyumlu ve sevgiyle bağlılar. Gerçekten ruh eşim olduğunu düşünüyorum.”

“Önceliklerim: Baba, Sanatçı ve Eş”

Hayatındaki öncelik sıralamasını da net bir şekilde açıklayan Deniz, şunları söyledi: “Şu an bir babayım, çocuklarımın ve ailesimin ihtiyaçlarını ilk sıraya koyuyorum. Ardından sanatçı kimliğim geliyor ve en sonunda ise eşim. Tüm bu unsurları dengede tutmaya çalışıyorum. İyi bir insan olmaya gayret ediyorum ve yaşamda dengeyi korumaya özen gösteriyorum.”