Mide Kanseri: Riskler, Korunma Yolları ve Güncel Yaklaşımlar

Güneydoğu Anadolu ve Japonya mutfakları arasında şaşırtıcı ortak noktalar, mide kanseri riskini artırıyor. Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Ali Gök, Japonya Kyushu Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ndeki görevinden edindiği bilgilerle bu beslenme alışkanlıklarını ve mide kanserinden korunma yollarını açıklıyor.

Mide Kanseri Hakkında Derinlemesine Bir Bakış

Mide kanseri, dünya genelinde hem sıklığı hem de ölüm oranları açısından ciddi bir sağlık sorunu olmaya devam ediyor. Bu hastalığın oluşumunda genetik yatkınlık önemli bir rol oynarken, çevresel faktörler ve yaşam tarzı alışkanlıkları da belirleyici etkenler arasında yer alıyor. Özellikle beslenme şekli ve alışkanlıklar, mide sağlığını doğrudan etkileyen unsurlar olarak öne çıkıyor.




Coğrafi Bölgelerde Görülen Yüksek Risk Faktörleri

Güneydoğu Anadolu bölgesi ve Japonya, farklı iklim ve kültürlere sahip olmalarına rağmen, mide kanseri oranlarının yüksek olduğu iki bölge olarak dikkat çekiyor. Bu bölgelerde yaşayan nüfusların yaşam biçimleri ve beslenme alışkanlıkları, hastalığın yaygınlığını artırıcı faktörler olarak öne çıkıyor. Bu durum, bölgesel özelliklerin hastalık riskini nasıl şekillendirdiği konusunda önemli ipuçları sunuyor.




Güneydoğu Anadolu ve Japon Mutfağındaki Ortak Riskler ve Alışkanlıklar

Güneydoğu Anadolu mutfağında kebaplar, bol baharatlı yemekler, ciğer ve lahmacun gibi geleneksel yiyecekler sıkça tüketilirken; Japon mutfağı, pirinç, deniz ürünleri ve fermente gıdalarla zenginleştirilmiş sağlıklı görünen yemekler içeriyor. Ancak her iki kültürde de yüksek tuz tüketimi ve işlenmiş gıdaların yaygın kullanımı, mide kanseri riskini artıran önemli faktörler olarak dikkat çekiyor. Uzmanlar, bu alışkanlıkların mide zarını tahriş ederek, Helicobacter pylori enfeksiyonu ve hücresel değişikliklere yol açtığını belirtiyor.




İşlenmiş Gıdalar, Sıcak Yiyecekler ve Risk Artışı

Güneydoğu Anadolu'da sucuk, kavurma ve salamura ürünler, Japonya’da ise tütsülenmiş ve salamura balıklar sıklıkla tüketiliyor. Bu ürünlerde bulunan nitrit ve nitratlar, mide ortamında nitrozaminlere dönüşerek kansere yol açabilir. Ayrıca, yemeklerin çok sıcak tüketilmesi, mide mukozasını sürekli tahriş ederek, hücrelerin anormal şekilde çoğalmasına ve zamanla kanser gelişimine zemin hazırlayabilir. Bu nedenle, yemekleri oda sıcaklığında tüketmek ve aşırı sıcak gıda tüketiminden kaçınmak önemlidir.




Helikobakter pylori Enfeksiyonu ve Bilinçlenme

Helikobakter pylori bakterisi, mide kanseri riskini artıran en önemli enfeksiyonlardan biridir. Türkiye’nin doğu bölgeleri ve Japonya’da sık rastlanan bu bakteri, erken tanı ve tedavi edilmediğinde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Japonya’da düzenli tarama ve tedavi programlarıyla enfeksiyon oranları kontrol altına alınırken, ülkemizde bu konuda farkındalık seviyeleri henüz istenilen düzeyde değil. Bu nedenle, özellikle risk grubundaki bireylerin düzenli olarak tarama yaptırması büyük önem taşıyor.




Japonya ve Türkiye’de Erken Tanı ve Tarama Uygulamaları

Japonya’da, 40 yaş ve üzeri bireyler düzenli olarak endoskopi ve tarama testleriyle takip edilerek, mide kanseri erken evrede tespit ediliyor. Bu sayede, tedavi başarı oranları oldukça yüksek seviyelere çıkıyor. Türkiye’de ise, hastalar genellikle mide şikayetleriyle başvurduğunda, hastalık ileri evrelere ulaşmış olabiliyor. Bu noktada, toplumun bilinçlendirilmesi ve düzenli tarama programlarının yaygınlaştırılması, erken tanı oranlarını artırabilir.




Mide Kanserinden Korunmak ve Sağlıklı Yaşam Tavsiyeleri

Uzmanlar, mide kanserine karşı korunmak için yaşam tarzında bazı temel değişiklikler öneriyor: Tuz tüketimini azaltmak, kızartma ve aşırı baharatlı yemeklerden kaçınmak, fırın, ızgara veya haşlama yöntemlerini tercih etmek, işlenmiş ve salamura ürünleri sınırlamak, bol sebze ve meyve tüketmek, lif oranını artırmak, sigara ve aşırı alkol tüketimini sonlandırmak, 40 yaş ve sonrası düzenli sağlık kontrolleri yaptırmak ve Helicobacter pylori testi ile enfeksiyon durumunu kontrol altında tutmak. Bu önlemler, hem hastalığın riskini azaltabilir hem de erken teşhis imkanını artırabilir.




Sonuç olarak, mide kanseri gizli bir tehlike olsa da, sağlıklı beslenme alışkanlıkları ve düzenli sağlık kontrolleri ile büyük oranda önlenebilir ve erken teşhis edilebilir. Toplumun bilinçlendirilmesi ve sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi, bu önemli sağlık sorununa karşı en etkili mücadele yollarından biri olmaya devam ediyor.